Günler, haftalar hatta aylar geçmişti. Jungkook sinirle oturduğu yerden ayağa kalkarak Jimin'in odasına doğru ilerledi.
"Jimin yürü gidiyoruz." Jimin pencereden başını alarak bakışlarını Jungkook'a çevirdiğinde Jungkook'un yüzünü görünce gülümsedi.
"Ben bahçeye çıkmak istemiyorum." Jungkook tek kaşını kaldırarak başını olumsuz anlamda salladı.
"Bahçeye çıktığımız yok bizim Jimin, gidiyoruz buradan." Jimin gülerek başını iki yana salladı.
"Burada kalmak istiyorsan iyi kal ben gidiyorum." Jungkook kapıya doğru ilerleyerek bahçeye doğru ilerledi. Burada daha fazla kalmaya hiç niyeti yoktu artık.
Kapıda iki tane duran güvenlik görevlilerine doğru yaklaştığı sırada kolundan tutulması ile sinirle adamın yüzüne sertçe vurdu. Dakikalar sonra dış kapıyı açıp dışarıya çıkarak, hızlıca akıl hastanesinden kurtulduğu sırada duyduğu ses ile başını arkasına çevirdi.
"Jungkook."
Jungkook, Jimin'in kolunu sıkıca tutan korumaya bakarak elini yumruk yaptı.
Jimin kendisini tutan korumanın iri elinden kurtulmaya çalışsada bakışları Jungkook'un üzerindeydi.
"Bırak onu." Jimin başını korumaya çevirerek dirseğini kendisinden iri olan adamın karın boşluğuna sertçe geçirip adamın kollarından kurtuldu. Jungkook, Jimin'in bu hareketine şaşırarak yüzüne bakarken, Jimin koşarak Jungkook'a doğru ilerledi.
"Jungkook gidelim buradan."
Jungkook'un bakışları sarı kafaya doğru dönerken, yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamayarak başını salladı ve ince bileği sıkıca kavrayarak caddeye doğru ilerledi.
...
Jimin kaldırım taşına oturarak bakışlarını Jungkook'a çevirdi.
"Yoruldum ve eve gitmek istemiyorum."
"Ben sanki o eve gitmek istiyorum ya sarı kafa." Jimin aklına gelen düşünce ile bakışlarını yoldan geçen bir adama çevirdi.
"Önüne dön sarı kafa." Jimin gözlerini devirerek bakışlarını Jungkook'a çevirdi.
"Beni o köpeğin kovaladığı çiftlik evine götürsene orada kalalım." Jungkook elini ensesine götürerek bakışlarını kaçırdı.
"Gideriz gitmesine ama orası oldukça fazla uzak ve taksi için para yok." Jimin anlayış ile başını sallayarak gülümsedi.
Öyleyse iş bana düşüyor Jungkook." Jimin ayağa kalkarak arkasına döndü.
"Bekle!" Jimin omuz silkerek başını olumsuz anlamda salladı aklından geçeni Jungkook'a söylerse asla kabul etmeyeceğini biliyordu ama en doğrusu Tom amcadan yardım almak olacaktı. Önce Tom amcanın evine gideceklerdi ardından olayı anlatıp oradan çiftlik evine doğru gideceklerdi çünkü Jungkook Tom amcanın evinde kalmak istemiyordu.
"Jimin!" Jimin bakışlarını Jungkook'a çevirerek elini Jungkook'un koluna koydu.
"Para gerekiyor bize Jungkook ve para için ya babam, yada Tom amca."
Jungkook başını sallayarak sıkıntılı bir nefes aldı. Jimin'den para almak kulağa saçma geliyordu en azından yediremiyordu.
"Tom amca daha doğru olur." Jimin başını olumlu anlamda sallayarak derin bir nefes aldı.
"İyi ama Tom amca ile konuşmam için bir telefon lazım ve bunun için bize yoldan geçen birisi lazım."
Jimin bakışlarını caddeye çevirerek gördüğü bir adama doğru ilerleyecek iken kolundan tutulması ile Jungkook'a döndü.
"Ben konuşurum sen dur." Jungkook küçük bir küfür mırıldanarak köşeyi dönmekte olan adama doğru ilerledi ve telefonunu aldı. Jimin gözlerini devirerek Jungkook'un bu yaptığı şey ile hızla yanlarına doğru ilerledi.
"Sadece telefon ile konuşacak." Jimin'in kısa açıklaması ile adam şaşkınlıkla bir Jungkook'a birde Jimin'e bakıyordu.
"Numarası ne Tom amcanın?" Jimin bir kaç saniye düşünerek numarayı söylediğinde, Jungkook telefonu Jimin'e uzattı ve bakışlarını karşısındaki adama çevirdi.
"Hey neden bakıyorsun öyle?"
"Akıl hastanesinden kaçtım deliyim ben." Jimin duyduğu cümle ile koca bir kahkaha atarken, adam anlayışla başını salladı ve telefonunu alıp bir an önce gitmek için tanrıya dua ediyordu.
...
Günler geçmişti. Jimin, Angelina ile birlikte küçük bahçede oynarken bakışları köşede kendisine bakan Jungkook ile birleşti. Angelina'nın elini bırakarak Jungkook'a doğru ilerledi. Jungkook bakışlarını açık olan ev kapısını işaret ettiğinde, Jimin ne demeyi çalıştığında başını sallayarak onayladığında başını sallayarak eve doğru ilerledi.
Buraya ilk geldiği odaya girerek ikili koltuğa rahatça yayıldığı sırada kapının açılması ile bakışlarını Jungkook'a çevirdi gülerek Jimin'e bakıyordu.
"Kaç saat oldu sarı kafa farkında mısın?" Jimin yanına rahatça oturan Jungkook'a bakarak başını salladı.
"Farkındayım." Jungkook dudağının kenarını kıvırarak Jimin'i kucağına çekerek iri ellerini küçük dolgun kalçaya koydu.
"Uzat o dudaklarını sarı kafa." Jimin kalçasında hissettiği dokunuşlar ile ellerini Jungkook'un boynuna dolayarak kendisini Jungkook'a bastırıp dudaklarını, ince dudaklar ile birleştirdi.
Jungkook küçük bir mırıltı çıkartarak tek elini kalça kısmından çekip, yumuşak yanak ile birleştirerek dolgun dudağı ağızının içine aldı. Jimin küçük parmaklarını Jungkook'un saçlarında gezdirerek öpüşüne karşılık verirken, bir anda hissettiği sıcaklık ile dilini Jungkook'un diline sürerek kalçasını hızlı bir şekilde Jungkook'un penisine doğru bastırdı.
Jungkook kendisini geri çekip bakışlarını Jimin'e çevirdiğinde, Jimin afallayarak Jungkook'a bakıyordu.
"Neden durdun?"
"Uslu dur fazlası yok!" Jimin ıslanmış alt dudağını büzerek başını salladığı sırada kapının açılması ile ikisininde bakışları içeriye giren Tom amcaya çevrildi.
"Jimin?" Sessizlik...
...
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÂBUS / Jikook
Action(TAMAMLANDI) Jimin önündeki adama şok ile bakıyordu. "Sen benim her gece gördüğüm kâbusumsun." --- /Benden habersiz kopyalanmasına karşıyım. /Smut vardır.