KÂBUS / Jikook

26

Tom amca Jimin'e öfke ile bakıyordu. Evet, daha öncede kardeşinin evinde Jungkook onu öpmüştü ama Jimin'in isteyerek ve Jungkook'un kucağında görmesine dayanamamıştı.

Bay Tom odasına giderek çekmecenin icinden bir miktar para çıkarıp Jimin'in yanına doğru ilerledi.

"Tom amca lütfen-"

"Jimin al bu parayı ve derhâl gidin evimden." Jimin dolu gözleri ile başını olumsuz anlamda sallayarak amcasına sıkıca sarıldı.

"Ben, Tom amca özür dilerim."

"Jimin!" Jungkook, Jimin'in kolunu sıkıca tutarak kendisine doğru çekti.

"Pekâlâ gördüklerin doğru, Jimin'i öptüm ve öpmeyede devam ederim bu kimseyi alâkadar etmez."

Tom amca başını sallayarak elindeki parayı Jimin'in eline sıkıştırarak hızla odayı terk etti.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen Jungkook!" Jungkook omuz silkerek Jimin'in elindeki parayı alarak, kolunu sıkıca kavradı.

"Yürü gidiyoruz buradan." Jimin kendisini çekmesine izin  vererek bahçeye doğru ilerledikleri sırada önlerine geçen Angelina ile Jimin'in adımları durmuştu.

"Jimin abi nereye gidiyorsun oyun oynayacaktık."

Angelina elinde tuttuğu topu Jimin'e doğru uzatarak güldüğünde, Jungkook sinir ile başını olumsuz anlamda salladı..

"Jimin abini götürüyorum küçük kız artık Jimin falan yok."

Jimin, Jungkook'a sinir ile bakarak dizlerinin üzerine çömeldi.

"Geri geleceğim Angelina şimdi gitmem gerekiyor beni biraz bekle olur mu?"

Angelina başını olumlu anlamda sallayarak topu köşeye fırlattığında, Jimin Angelina'nın yanağına küçük bir öpücük kondurarak orayı terk etti Jungkook ile birlikte.

...

Saatler geçmişti. Jimin çok tanıdık olano eve kısa bir bakış atarak koltuğa oturdu.

"Ne kadar süre burada kalacağız Jungkook?"

"Sonsuza kadar burada kalacağız Jimin."

Jimin, Jungkook'a gülümseyerek bakışlarını duvara çevirdi. Ellerindeki para bitene kadar burada kalacaklarını biliyordu çünkü Jungkook asla sonsuza kadar bir yere bağlı yaşayamazdı.

"Uyumak istiyorum artık Jungkook." Jimin uyumak için uygun bir yer bulamayınca oturduğu iki kişilik koltuğa uzandı.

"Hemen uyumak zorunda mısın sarı kafa?'

"Hemen uyumak zorunda değilim ama-" Jungkook, Jimin'in bileğini tutarak hızlıca yattığı yerden kaldırdı.

"Ne yapıyorsun Jungkook?"

"Uyumak zorunda olmadığını kendin söyledin." Jimin." Jimin, ne diyeceğini bilemezken, Jungkook ellerini Jimin'in beline koyarak derin bir nefes aldı.

"Jungkook markete gitmeyecek miyiz?"

"Gideceğiz."

...

Jimin market arabasını sıkıca tutarak bakışlarını Jungkook'a çevirdi öyle rahat davranıyordu ki sırtını  duvara yaslamış öylece duruyordu.

"Jungkook yardım etmeyecek misin?"

"Neden edeyim ki?" Jimin, Jungkook'dan bakışlarını alarak hazır yemeklere doğru ilerledi. Açıkçası kendisi yemek yapma konusunda berbat olduğu için kolay şeyler alacaktı.

"Jungkook ne alalım? Ne seviyorsun?"

"Jimin sıkıldım al işte gidelim buradan." Jimin gözlerini devirerek hızlıca bir kaç şeyi doldurup kasaya doğru ilerledi.

Oldukça fazla tutan bu birkaç şeyin parasını ödeyerek taksiye bindiler. Jimin'in bakışları Jungkook ile buluştuğunda gerçektende oldukça sıkkın duruyordu.  Bir an önce evine dönmek eski hayatını geri almak istediği belliydi.

Jungkook ile ilk nerede karşılaştıklarını düşünce gülümsedi. Busan akıl hastanesi onlar için tam bir komediydi.

Jimin takside inerek hızlıca eve doğru ilerledi. Jungkook poşetler ile arkasından geliyordu.

"Yemeyi sonra yesek canım başka bir şey istiyor." Jimin başını sallayarak koltuğa oturdu. Jungkook'un ne istediğini tahmin edebiliyordu ve ona istediğini verecekti.

...

Bölüm sonu.