31

87 8 2
                                    

Tam olarak üç ay on dokuz gün olmuşttu. Jimin, Jungkook ile ayrılalı üç ay on dokuz gün...

Jungook evden ayrılalı saatler geçmesine rağmen bir türlü Jimin'den hhaber alamıyordu. Jimin'i sevip sevmediğini bilmiyordu ama bir kere teni değişti, ve asla kopamazdı Jimin'den. Lisa'yı kaybetmişti, Jimin'i kaybedemezdi.

"Açsana şu lanet telefonu!"

Jungkook defalarca aramasına rağmen geri dönüş alamayınca aracını çalıştırarak aşina olduğu eve doğru ilerledi.

...

Korkuyorum hiç ses etme bulur alırlar seni.

Kulağında dönüp dolaşan bu cümle ile gözlerini sıkıca kapatarak başını soğuk cama yasladı.

Odasının camı direkt olarak bahçe kapısına bakıyordu. Jimin, Jungkook'un geleceğine dair içinde bir umut bile beslemiyordu. Kaç ay geçmişti, kaç günü doldurmuştu.

"Belkide sadece o garajda benim ile oynadı, benim ile eğlendi."

Jimin bu düşünce ile başını camdan kaldırarak, yatağına doğru ilerleyecek iken lastik sesi ile bakışlarını cama çevirdi.

Siyah bir araçtan inen Jungkook'a bakıyordu. Onu en son gördüğü gibiydi.

Jungkook elini kaldırarak bahçeyi doğru işaret ettiğinde, Jimin gülümseyerek başını salladı.

Merdivenleri hiç bu kadar heyecan ile inmiyordu o gece Jimin.

"Jungkook." Jungkook, kendisine doğru koşan sarı saçlı çocuğa bakarak dudaklarını kıvırdı. Her adımında dalgalanan yanakları gözünden kaçmıyordu.

Jimin nefes nefese çenesini Jungkook'un göğsüne yaslayarak yüzüne baktığında, Jungkook anında kollarını ince bedene dolayarak kendisine doğru çekti.

"Yürü gidiyoruz." Jimin başını geriye çevirerek evine kısa bir bakış attarak başını olumlu anlamda salladı. Babası evde değildi.

"Sen neden onca zaman yanıma gelmedin?"

Jungkook sıkıntılı bir nefes allarak Jimin'in kolundan tutup arabaya doğru çekiştirdi.

"Sen neden onca zaman telefonlarıma bakmadın?" Sessizlik...

Jungkook aracı çalıştırarak dreksiyonu kırdığı sırada, Jimin bakışlarını Jungkook'un direksiyonu tutan eline çevirdi.Sanırım onu özlemişti.

"Beni nereye götürüyorsun?" Jungkook alay ile dudağını kıvırarak boşta kalan elini Jimin'in kasığına doğru uzattı.

"Seni rahatça öpebileceğim bir eve." Jimin gülümseyerek bakışlarını ön cama çevirdiği sırada bir yıldızın kaydığını gördü.

"Beni öpmeyeli tam olarak üç ay on dokuz gün oldu biliyorsun değil mi?" 

Jungkook'un kaşlarını çatarak telefonu derin düşüncelere daldığında, Jimin hâlâ ön cama bakıyordu.

Üç ay on dokuz gün...

...

Jungkook araçtan inerek arabayı kapattığında, Jimin daha önce bir çok defa geldikleri eve bakıyordu. Arkasında duran o ormanı gördükçe aklına dolan o düşünce ile yüzünü buruşturdu. Siyah bir köpeğin bundan aylar önce o ormanda kendisini kovalaması gibi...

Belinde hissettiği dokunuşlar ile bakışlarını Jungkook'a çevirdi.

Jungkook, Jimin ile bahçe kapısına doğru ilerlerken aklından geçen düşünceler ile tuttuğu ince beli daha sıkı kavradı. Eve girdikleri an Jimin gördüğü görüntü ile şaşkınlığa uğrarken, Jungkook hâlâ Jimin'e bakıyordu.

"Jungkook..." Jungkook bakışlarını Jimin'e çevirecekek iken hemen önlerinde duran ve dudak dudağa olan  iki beden ile elini yumruk yaparak Jimin'den ayrıldı.

Jungkook'un siniri, Jimin'in şaşkınlığı ve kırgınlığı damarlarında gezerken, Jungkook burnundan soluyarak adımlarını hızla karşısında duran adama doğru ilerledi.

"Jungkok dur!" Jimin'in gözlerinden yaşlar akarken, Jungkook'un kulakları tıkanmıştı.

Yumruk yaptığı elini önündeki adamın karnına sertçe geçirerek sırtını duvara yasladığında, Jimin yaşananları büyük bir şok ile izliyordu.

"Sen nasıl!" Jimin sırtını duvara yaslayarak göz yaşlarına hâkim olamazken, Jungkok kararan gözleri ile yumruğunu önündeki adamın çenesine sertçe geçirdi.

Bu muydu?
Gerceklerin bu denli acı vermesi bu muydu?

Jimin, babasını bay Jeon tarafından o şekilde görmesi karşısında sanki tüm dünya başına yıkılmıştı.

Jungkook enkazın üzerine bir enkaz daha eklerken, Jimin çırılçıplak olan babasına ve bay Jeon'a bakıyordu.

Bay Jeon ve Bay park oğullarına aynı şok ile bakarken, Jimin hızla babasına doğru ilerleyerek yumruk yaptığı elini babasının yüzüne sertçe geçirdi.

Biliyordu aynı durumu aylar önce Jungkook ile yaşadıklarında babası aynı tepkiyi vermişti ve kendisini bir odaya hapsederek aldığı her nefesi burnundam getirmişti.

Bunu neden yapmıştı?

Bay Jeon, oğlu Jungkook'a gülerek aletini baksırının içine soktu ve üzerini giyindi.

Bay Jeon'un dudaklarından çıkan o cümle odada yanlılanırken, Jimin şok ile adama bakıyordu.

Duyamak dâhi istemeyeceği o cümle ile kulaklarını kapattı Jimin.

...

Bölüm sonu.

KÂBUS / JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin