KÂBUS / Jikook

14

Araba çok tanıdık bir evin önünde durduğundan Jimin bakışlarını Jungkook'a çevirerek ellerini birleştirdi. Buna hazır değildi kendi evine girip Jungkook'u mutlu etmek istemiyordu.

"İn arabadan!" Sessizlik...

"Bunu benden isteme." Sessizlik...

Jungkook kapıyı açıp, Jimin'in kolundan tutarak sertçe yere ittirdi. Jimin acıyan beli ile bakışlarını Jungkook'a çevirdi. Yerde yatarken acı ile sızlanıyordu öyle sert ittirmişti ki belinde ki sızı hâlâ acısını koruyordu.

"İstemiyorum."

"Kes sesini!" Jungkook'u ilk defa bu kadar sinirli görmüştü Jimin soğuk betondan destek alarak ayağa kalktığında, şimdi yüz yüze gelmişlerdi.

"Üç gün sonra geleceğim ama buraya değil, aşağıdaki parka." Jimin bakışlarını boş sokağa çevirerek gözlerini kapattı.

"Gidiyorum... Üç gün sonra öğlen geleceksin, eğer gelmezsen ben gelirim."

Jimin sinirle evine doğru ilerleyerek kapıyı çaldı o sırada Jungkook hızla aracına binerek sokağı terk etti.

Bay Park, oğlu Jimin'i görünce kolunu sıkıca tutarak içeriye doğru çekti.

"Sen nasıl kaçarsın akıl hastanesinden!" Jimin başını olumsuz anlamda sallayarak güldüğünde bay park iyice sinirlenmiş olmalı ki oğlu Jimin'i iterek koltuğuna doğru ilerledi.

"Baba... Söylediğin gibi orası bir akıl hastanesi benim orada kalmam-"

"Kes artık! Seni ben o hastaneye göndermeyeceğim çok düşündüm Jimin!"

Jimin duyduğu sözler ile gülümseyerek babasına doğru ilerledi.

"Gerçekten beni oraya götürmeyecek misin?"

Bay Park, başını iki yana sallayarak bakışlarını kaçırdı. Jimin ile ilgili farklı düşünceleri vardı.

...

Jungkook kendi evinin kapısını çalarken aklında hiçbir şey yoktu. Babası umrumda değildi ama son bir kaç gündür yaşadıkları kafasını epey bir yormuştu.

"Gel buraya kaçık Jeon..." Jungkook yüzünü buruşturarak bakışlarını babasına çevirdiğinde gördüğü görüntü ile derin bir nefes aldı.

"Aynı soy ismini taşıyoruz bu durumda kaçık olan kim baba?" Bay Jeon Jungkook'a alay ile gülerek ayağa kalktı.

"Kaçık olan annen oğlum sonra sensin!" Jungkook başını olumlu anlamda sallayarak ellerini beline koyduğunda, Bay Jeon sıkıntılı bir nefes vererek az önce kalktığı koltuğuna tekrardan yerleşti.

"Yurtdışına çıkacaksın bu gece."

"Hayır, asla!" Bay Jeon gülerek başını iki yana salladığında, Jungkook ellerini belinden çekerek sıkıntılı bir nefes aldı.

"En azından üç gün ver bana baba."

"Pekâlâ üç gün sonra gideceksin." Jungkook başını sallayarak odasına doğru çıkarken, Bay Jeon bir süre oğlu Jungkook'un arkasından baktı. Onu Amerika'ya göndermek istiyordu nede olsa teyzesi oradaydı kuzenleri ile zaman geçirmesi iyi olacaktı.

...

Jungkook yatağına uzanarak telefonunu şarja takmadan hemen önce Wattpad uygulamasına girerek _jikook-kookmin_ adlı hesabı takibe aldı. En yakın arkadaşının fan hesabıydı ama 'Jikook' açılımını çözememişti.

"Ah, siktir et neyse ne. Acaba Lisa ne yapıyor?"

Jungkook yataktan kalkarak ellerini saçlarına götürdüğünde, aklına gelen Lisa ile ilgili düşünceler ile sinirlendi.

"Gitmeli miyim?" Sinirle dışarıya çıkarak Lisan'nın evine doğru ilerledi. J-hope denen çocukdan hoşlandığını söylemişti eğer ona dokunduysa... "

"Siktir!"

...

Jimin odasına girdiği zamandan beri en sevdiği eşyasını aldı eline. Saatler geçmesine rağmen yap-boz parçaları ile ilgileniyordu.

"Acaba babam emin miydi akıl hastanesi konusunda?"

Aklına Jungkook gelince elindeki parçayı birleştirerek sırtını arkadaki duvara yasladı.

Ne yapacağını bile bilmezken, burada oturup yap-boz parçaları ile ilgileniyordu. Aklına gelen fikir ile ayağa kalkarak babasına doğru ilerledi.

Bay Park orada oturmaktaydı. Jimin bakışlarını kaçırarak elleri ile ilgilendiği sırada, Bay park bakışlarını oğluna çevirdi.

"Neden geldin şimdi?" Haklıydı babasına diyeceği şey servetini Jungkook'a devretmek istiyorum olamazdı.

"Konuşsana oğlum!"

"Baba lütfen beni götür buradadan." Jimin aklına gelen ilk şey ile bakışlarını babasına çevirdi.

Bay Park ayağa kalkarak başını salladı. Neyden kastettiğini biliyordu.

"Nereye gitmeknistiyorsun?"

Jimin omuzlarını silkerek tekrardan bakışlarını kaçırdığında, Bay park oğluna doğru ilerledi.

"Amerika'ya gidiyorsun bu gece kuzenlerinin yanına."

Jimin başını sallayarak odasına doğru ilerledi. Teyzesi ve kuzenleri oradaydı bunu biliyordu.

Sabahın ilk ışıklarında manzarası çok daha farklı olacaktı.

...

Bölüm sonu.