On Altıncı Bölüm

313 36 82
                                    

Direkt final yapmadan en azından kısa bir bölüm daha yayınlayayım dedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Direkt final yapmadan en azından kısa bir bölüm daha yayınlayayım dedim. Sonraki bölüm büyük bir ihtimalle final.
Oy verip yorum yaparsanız sevinirim...

¤¤¤¤¤¤


2 Ay Sonra

Jisoo

Sabah Jennie'ye kahvaltı hazırlamak için erken uyandım. Son birkaç gündür mide bulantıları artmıştı ve bu durumdan son derece rahatsızdı. Gün içinde yemek yiyemez olmuş ve zayıflamaya başlamıştı. Bu durumdan oldukça endişelensemde doktoru bu durumun hamileliğin ilk üç ayında normal olduğunu söylemişti.

Yurt dışına taşınacağım için evimi kiraya vermiştim. Jennie başka bir ev tutmamı istemeyip onunla kalmam için ısrar etmişti. Aslında bu fikir oldukça hoşuma gitmişti. Onunla daha fazla zaman geçiriyordum. Sabah işe birlikte gidiyor akşam da birlikte dönüyorduk. Gece yatağa birlikte giriyor ve onun sıcaklığında uyuyordum. Sabahta güzel kokusuyla uyanıp her zerresine aşık olduğum kadının kollarında güne başlıyordum. Bu iki aylık süreç daha da yakınlaşmamızı sağlamıştı. İlişkimizi ilerletmiş hatta ailelerimizi tanıştırıp evliliğimizi planlamaya başlamıştık. Jennie'nin karnı daha da büyümeden düğünü yapmaya karar vermiştik.

Onu uyandırmadan hafifçe yaklaşıp güzel yüzünü izlemeye başladım. Gece boyu birkaç kez mide bulantılarıyla uyanmıştı. Bu nedenle yüzü solmuş görünüyordu. Yanağına bir öpücük kondurup usulca yataktan kalktım. Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa indim. Onun için biraz krep pişirip masayı hazırladım. Her şey hazır olduğunda onu uyandırmak için odamıza çıktım. Odaya geldiğimde Jennie yatakta yoktu. Hemen banyoya yöneldim ve onu orada klozetin önünde dizlerinin üzerinde kusarken gördüm. Yanına gittim ve rahat etmesi için saçlarını tutup sırtını okşadım hafifçe. Kafasını kaldırıp bana baktı. Yüzü iyice solmuş, gözleri kızarıp sulanmıştı. Onun kalkmasına yardım edip elini yüzünü yıkamasını sağlamıştım. Onu banyodan çıkarıp yatağa oturttum. Üstündeki pijamalarını çıkarmasına yardım edip şortunu ve tişörtlerimden birini giydirmiştim. En son önünde diz çöküp yanaklarına birkaç öpücük kondurmuştum kendimi tutamadan.

"Teşekkür ederim sen olmasan nasıl yapardım bilmiyorum. Kendimi çok yetersiz hissediyorum." Gözleri dolmaya başladığında ona sarılıp yanında olduğumu hissetmesini sağladım. Hormonları yüzünden son günlerde olur olmadık şeylere ağlamasına ve üzülmesine birçok kez şahit olmuştum.

"Bunu duymak bile istemiyorum güzelim. Asıl benim sana teşekkür etmem gerek. Benim ve bebeğimiz için bu ağrılara katlanıyorsun. Sen yetersiz değilsin. Sen benim istediğim her şeyden daha fazlasısın. Hayal bile edemeyeceğim her şeyi bana vermek icin uğraşıyorsun. Lütfen bir daha böyle şeyler söyleme." Ellerini tutup öpücükler kondurdum avuç içlerine.

"Hadi kahvaltı yapalım. Sen ve bebeğimiz çok acıkmış olmalısınız. Sonra da biraz daha yatıp dinlenirsin gece boyu uyuyamadın." Elinden tutup onu mutfağa yönlendirdim. Sandalyesini çektim ve oturmasına yardım ettim. Masayı gördüğünde yüzünde hafifçe bir tebessüm oluştu.

"Seni hakedecek ne yaptım bilmiyorum. Tek bildiğim seni çok sevdiğim ve yanımda olduğun için çok şanslı olduğum." Gözlerindeki yaşlar ufaktan yerini almaya başladığını gördüğümde ona arkadan sarılmış ve bir elimi de ufaktan kendini göstermeye başlayan karnının üzerine koymuştum.

"Şşh. Yapma güzelim. Senin kadar güzel bir kadının beni seçmesi benim ne kadar şanslı biri olduğumu gösterir. Kendini bir şeyler için borçluymuş gibi hissetmekten vazgeç. Yanında olmak dışında elimden başka hiçbir şey gelmiyor." Karnını usulca okşarken bir yandan da boynuna minik öpücükler konduruyordum. Biraz sakinlediğini anladığımda karşısındaki yerimi almış ve kahvaltımızı yapmaya başlamıştık.

¤¤¤¤¤¤

Oy ve yorum lütfen...

OUR LITTLE SECRET || JENSOO(G!P)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin