Sonunda final bölümündeyiz.
Final bölümünü birden fazla part şeklinde yapma kararı aldım.
Keyifli okumalar dilerim.🙃¤¤¤¤¤¤¤
4 ay sonra(Bebek 7 aylık🤰)
Jisoo
"Hayatım bütün eşyalarımızı aldın mı?" Jennie'nin sorusuyla son kontrollerimi de yaptım ve arabaya bindim.
"Evet güzelim, her şeyi arabaya yerleştirdim." Onun emniyet kemerini takıp dudağına bir öpücük kondurdum. Sonrasında da kendi emniyet kemerimi de takıp arabayı çalıştırdım. Hamileliğinin son zamanlarında olduğundan uçakla seyahat edemiyorduk. Bizde biraz buralardan uzaklaşmak için arabayla iki saat uzaklıktaki bir tatil mekanına gitmeye karar verdik. Şansımıza her zaman sıcak ve güneşli olan hava o gün sanki gök delinirmişcesine yağışlıydı. Bu durumda pek gitmek istemesemde Jennie bu tatil için oldukça heyecanlı görünüyordu. Uzun zamandır farklı yerler görmek istediğinden bahsediyordu. Bende onu kıramadım ve yola koyulduk.
Silecekler yağmurun hızına yetişemeyip yetersiz kalıyordu ve ben önümü görmekte zorlanıyordum. Bu konu beni endişelendirse de bunu belli etmeden yoluma devam ettim. Akşam yedi de yola çıkmıştık ve saat ondan önce otelimize giriş yapmalıydık. Tatil yapacağımız yere az bir yolumuz kalmıştı ama oraya varmamız daha da zorlaşmaya başlamıştı. Yollardaki aydınlatmalar çalışmıyordu üzerine yağmur da şiddetini her geçen saat daha da arttırıyordu. Görüş mesafesi iyice azalmış ve bizi zorlamaya başlamıştı.
Uzun ve zor geçen bir yolculuğun ardından nnihayetinde otelimize varmıştık. Check-in yaptırıp odamıza çıkmıştık. Eşyalarımızı yerleştirip üzerimizdeki kıyafetlerimi değiştirdik. Jennie acıktığını söylemiş ben oda servisi aramak için telefona yöneldiğimde ise beni durdurmuştu. Otelimizin dışındaki seyyar dükkanların birinde yemek istediğini söylemişti. Onu onaylayıp yağmurluğunu giymesine yardım ettim. Kendiminkini de giydiğimde elinden tutup onunla birlikte otelin dışına çıkmıştık.
Daha fazla ıslanmamak icin hemen yakındaki Tteokbokki ve Ramen yapan bir çadıra girip yemeğimizi yemeğe başladık. Bu esnada cüzdanımı odada unuttuğumun farkına vardım. Jennie'ye birkaç dakikaya geleceğimi söyleyip hızlıca odamızın bulunduğu kata çıktım. Cüzdanımı alıp asansörü beklemeden hemen merdivenlere yönelip otelden çıktım. Yolun karşısındaki çadıra gidecektim ki Jennie çadırdan çıkıp uzaktan 'Ben ödedim' dercesine cüzdanını sallamaya başladı. Bense ona gülümseyip yanıma gelmesini beklemeye başladım. Biri arkamdan omzuma dokunduğunda ona döndüm. Tam bir şeyler hakkında konuşmaya başladığımız esnada arkamdan yüksek bir çarpma sesi duydum. Arkamı döndüğümde ise karşılaştığım manzarayla kanım donmuştu. Vücudum titriyor adeta can çekişiyor gibiydim.
Hızlıca yola doğru koştum ve karımın kanlı bedenini kucağıma aldım. Yüzünü okşadım. Onu hep böyle uyandırırdım. Ona seslendim ama cevap vermedi.
"Jennie uyan sevgilim. Bak ben geldim. Burdayım. Jennie! Beni duyduğunu biliyorum. Numara yapmayı bırak lütfen." Bu esnada etrafımızı insanlar sarmaya başlamıştı.
"Jennie! Daha tatil yapamadık. Uyumanın sırası değil güzelim. Jennie yalvarırım beni bırakma. Sensiz yapamam Jennie!..." Gözyaşlarım onun yüzüne düşerken tamamen aklımı kaçırmak üzereydim. Bana cevap vermiyordu. Güzel gözlerini göremiyor, huzur dolu hissettiren sesini duyamıyordum. Bu esnada ambulansın sesini duydum.
"Sevgilim bak ambulans geldi. İyi olacaksın güzelim. Sen ve bebeğimiz çok iyi olacaksınız. Dayan sevgilim, benim için dayan..." Bedenini kucağımdan alıp seydeye yerleştirdiler. Bu ana daha fazla dayanamayan bedenim Jennie ambulansa bindirilirken çoktan kendini salmıştı.
***
Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım. Vücudum sanki dayak yemiş gibi ağrıyordu. Hemen aklıma Jennie geldiğinde kolumdaki iğneyi söküp odadan çıktım. Uzaktan annemin sesini duymamla oraya doğru yöneldim. Annem, babam, Jennie'nin babası hepsi birer köşeye çökmüş ağlıyorlardı. Onlara doğru yöneldiğim esnada doktorun bana seslenmesiyle ona döndüm.
"Siz Bayan Kim Jisoo musunuz?"
"Evet doktor. Karım ve bebeğim nasıl? İyiler değil mi?" Doktorun yüzü anlık olarak değiştiğinde dünyadaki en korktuğum şeyin başıma gelmek üzere olduğunu anlamıştım.
"Üzgünüm Bayan Kim. Bebek buraya geldiğinde anne karnında ölü bir haldeydi. Jennie Hanımın ise durumu çok ağırdı. Elimizden geleni yaptık ama maalesef onu kurtaramadık. Çok üzgünüm." Nefesim kesilmişti. Nefes alamıyordum. Etrafımdaki ailerimizin feryatları, çığlıkları adeta kulaklarımı tırmalıyordu. Nefesim gitmişti. Mutluluğum, huzurum, bu dünyada sahip olmak istediğim her şeyim bir gecede hayatımdan çıkıp gitmişti ama benim elimden gelen hiçbir şey yoktu...
¤¤¤¤¤¤¤
Devam edecek...
*****
Silenttdeatthh Angst olmasını çok istedi bende kıramadım.🙂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OUR LITTLE SECRET || JENSOO(G!P)
Fanfiction"Nereye gidiyorsun?" Jennie önümde durarak sordu. "Gidiyorum. Her şeyden sonra burada olmamalıyım." "Neden? Saat gecenin 3'ü." "Sürtük olduğunu öğrenip seni becerdikten sonra başka bir odada onun seni becermesine izin vermektense gitmeyi tercih eder...