4. Bölüm: "Zaaflar"

43.2K 1.1K 280
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gerçekten içine atanların asla içime atıyorum dediklerini duymazsınız.

Herkesi güldürür, ortamın neşesi olurlar. Sonra bi gün ortadan kaybolurlar mesajlara geç dönerler, günlerce dönmezler. O sırada kendi kendilerini iyileştirirler sonra dönüp gülmeye devam ederler. Ruhunuz duymaz.

Şiirlerini yitirmiş bir kız çocuğu gibiyim artık. Gülüşümden yakala beni, biliyorsun o giderse bir daha gelmeyebilir. Alıştığım sessizlik bile bazen beni korkuturken ve gözlerim hiç bir şey görmüyorken tut ellerimden, oturduğum, içime sindiğim yerden kaldır beni, bilirsin kendi kendimi kaldıramadım hiç bir zaman. Belki de kendime yetinememişimdir. Bilinmez. Soğuk duvarların bile artık kollarını açtığını, kimsesizmişim gibi beni sarıp sarmaladığı gecelerden kurtar beni. Ilık bir süt getir mesela, senin sesinden şiirler duysun bu kulaklar, belki, belki o zaman yaşamın güzelliğini görmeme yardımı olur, saçlarımı öp, okşa. Bırakta omzunda nefeslenebileyim, yoksa içim içime nefes almak zorunda kalacağım.

Yapamam daha fazla, bilirsin, hastayım ben. Nefes darlığım vardı sanırım en son. Şimdi neyim var hiç bilmiyorum. Belkide umursamıyorumdur.

Biz birbirimize öylece bakarken zaman geçmiş, kapıdaki her kimse gitmişti. Ateş hoca yavaşça kalkarak beni oturduğu koltuğa bıraktı ve önümde diz çöktü.

Ellerimi, elleri arasına alarak öpücükler kondurmaya başladı. Kalbim, maraton koşusu yapmışım gibi hızla atmaya başladı. Gözlerini, gözlerimden çekmeden ellerime öpücükler kondurmaya devam etti.

"Benimle gel bugün, yemek yiyelim." dedi.

Hipnoz edilmiş gibi sadece başımı sallayarak hareketlerini izlemeye devam ettim

Gözleri bir anda yeşilin en açık tonuna kavuştu. Öylece onu izlerken gördüğüm ayrıntı kaşlarımın şaşkınlıkla havaya kalkmasına sebep oldu.

"Gözlerin... Niçin rengi açıklaştı?" dedim zorlukla.

Yeşil hareleri kısılarak ayağa kalktı. Kafam, erkekliği ile aynı hizaya gelmişken yutkunarak kafamı kaldırdım ve tekrar gözlerine baktım. Elini sarı kıvırcık saçlarıma koyarak okşamaya başladı.

Tamam, bu çok tahrik ediciydi.

Bacaklarımı birbirine bastırarak gözlerine bakmaya devam ettim. Saçlarımı okşayan elleri çeneme ulaştı ve orayı da okşadıktan sonra dudaklarıma geldi. Baş parmağı ile alt dudağımı okşuyorken içimden gelen dürtü ile parmağını dudaklarımın arasına çektim.

ŞEYTAN KADEHİ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin