18

37 6 2
                                    

Arabadan indiğimde etrafa göz gezdirdim. Otobanın kenarında bulunan yola doğru ilerledim. Ağaçlardan görüşüm zorlaşırken elimi cebime atıp telefonumu çıkardım. Karanlığı aydınlatmak için telefonun fenerini kullanırken gelip geçen soğuk tüylerimi ürpertiyordu. 

Bir süre daha ilerledikten sonra arkama döndüm. Arabayı göremiyordum. Bu beni iyice gererken geldiğim yoldan geri dönmek için tekrar yürümeye başladım. Fakat bu çok uzun sürmedi. Arkamdan gelen sesle sıçrayarak döndüm. "Soobin?" Kai'yi karşımda görmemle bakışlarımı etrafta gezdirdim. Bizden başka kimse yoktu. 

Kai'nin aniden bana sarılmasıyla geriye doğru sarsıldım. "Geldin." Ben ne yapacağımı bilemezken Kai'nin vücudunun sarsıldığını fark ettim. Ellerimi omuzlarına koyup yüzüne bakmak için kendimden uzaklaştırdım. "Kai, ağlıyor musun?" Kai başını eğip sorumu es geçip konuşmaya başladı. "Gelmeyeceğini düşünmüştüm." Dediğinin saçmalığına yüzümü buruşturdum. "Seni arayıp, konuşmamız gerektiğini söyleyen bendim. Gelmem normal yani."

Yanından geçip gidecekken telefonumu tekrar önüme tuttum. Gözlerim ekrana kaydığında Yeonjun'un adını gördüm. Kai de görmüş olmalı ki gözlerini devirip yanımdan geçti. Telefonumun ekranını kapatıp peşinden ilerledim. "Nereye gidiyoruz?"

Kai bana dönmeden cevap verdi. "Konuşacağımız yere." Tekrardan etrafıma bakındım. Böyle bir yerde nasıl konuşabilirdik ki? Adımlarımı, Kai'nin adımlarına yetiştirmek için hızlandırdım. bir süre daha yürüdükten sonra birbirine girmiş tellerle çevrili bir inşaata geldik. Kai teli kaldırıp eğilerek içeri girdiğinde girmem için telleri tuttu. Hızla eğilip geçtiğimde yanında durdum. "Geldik."  Karşımdaki terk edilmiş inşaata bakarken tereddütle sordum. "Geldik mi?" 

Kai inşaata doğru hızla ilerlediğinde telefonumu açtım. Karşıma yawnzzn'la olan konuşma sayfası çıktığında ellerim hızla klavyeyi buldu. Kai'ye kısa bir bakış atıp bakmadığından emin olduktan sonra gönderdim.

soobin
kai'yle konuşmaya geldim ama şimdi olduğum yerden tedirginim

ormanlık bir yer ve çok karanlık

terk edilmiş bir inşaata giriyoruz
(görüldü):21.16
(yazıyor):21.16


yawnzzn
tanrım, soobin şükürler olsun

neredesin, konum at bana
(görüldü):21.18
soobin?
(iletildi):21.19


"Ne yapıyorsun?! Geri ver telefonumu!" Kai'nin elinde tuttuğu telefonumu telaşla almaya çalıştım. 

"Neredesin, konum at bana." Gözlerini gözlerimi dikip sırıttı. Ağzından bir 'hah!' nidası döküldü. "Benden korkuyor musun Soobin? Yeonjun'dan yardım isteyecek kadar korkuyor musun benden?"

"Hayır, ben-" Cümlemi tamamlamamı engelleyen düşünceyle kaşlarımı çattım. "Sen, Yeonjun'a mesaj attığımı nereden biliyorsun?"

Kai alaycı şekilde güldü. "Soobin, salak mısın? Gözlerim var benim." 

Kafamı salladım iki yana hızla. "Hayır, sen yawnzzn'ın Yeonjun olduğunu nasıl biliyorsun?"

Kai duraksadı bir süre. O söyleyecek bir bahane ararken etrafıma bakındım, inşaatın içindeydik. Burası dışarıdan daha soğuktu fakat daha aydınlıktı. Kai etrafına bakınıp söyleyecek şeyler düşünürken fırsattan istifade edip hızla elindeki telefonumu aldım. Ben çıkışa doğru koşarken Kai bağırdı. "Jay, durdur onu!" 

Kafama yediğim ağır darbeyle kafam geriye gittiğinde elimdeki telefonun yere düştüğünü duydum belli belirsiz. Gözlerim kararıp önümü göremediğim an bedenimin yerle buluşması bir oldu.

dahlia | yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin