You are everything

1

Merhabaaaa yeni kurguma hoşgeldiniz umarım seversiniz
bu ikiliyi
Aslında açıklamayada yazığım dizideki çift kalbimi 1500 parçaya ayırıyor çünkü gerçek hayatta evlenip boşanmışlar ve sırf çocuk istemiyor adam diye ama sonradan gidip başka bir kadından çocuk yapıyor
Wtf!?!?

(Yanlış biliyo olabilriim)

Her neyse diziyi izlemenizi öneririm mükemmel bir dizi kdrama sırlamamda üçüncü
Aşıkım aşıklkkkkk

(1. Legend of the blue sea)
(6 kere izledim)
(AŞIRITAVSİYE EDERİMM)

You are everything taekooku sevin❣️
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın
Haydi bölümeee

İyi okumalar

Sabahın ilk ışıkları gözüme vururken rahatsız bir şekilde yerimde kıpırdanıp gözlerimi araladım. Gözlerimi ovaladığımda yanımda yatan yakışıklı yüz ile gülümsemem büyüdü.

Bugün çok güzel bir gün olacaktı hissediyorum. Alfamın yanağına sulu bir öpücük bırakarak yataktan çıktım, hızlı bir duş aldıktan sonra mutfağa inip ikimiz için kahvaltı hazırlamaya başladım.

Islak uzamaya başlamış siyah saçlarımı savurarak şarkı eşliğinde tabakları yerleştiriyordum, bir anda belime dolanan kaslı kollar irkilmemi sağladı.

"Sevgilim.." saçlarıma daldırdığı burnu ile iyice kokumu içine çekti. Üzerime eğilerek başını omzuma koydu ve yanağımı öperek yaptığımı izlemeye başladı.

"Günaydın." Kafamı çevirerek iri dudaklarına minik bir buse kondurdum.
"Günaydın bebeğim, erkencisin." kıkırdadım. Beraber pek vakit geçiremiyorduk bu yüzden minik anlar bizim için altın değerindeydi.

"Hıhımm, dün gece fazladan nöbete kaldığım için öğleden sonra gideceğim. Sen?" boynuma bir öpücük bırakıp yanıma geldi ve yardım etmeye başladı.

"Bu ara görev yok, karargahdaki evrak işleri ile uğraşıyoruz. Gece geldiğimde uyuyakalmıştın, kıyamadım uyandırmaya." Kafamı kaldırarak dudaklarımı büzdüm, zaten zamanımız azdı neden uyandırmamıştıki.

"Taehyung.. Aşkım neden uyandırmadın, keşke uyandırsaydın!" Büyük ellerini yanaklarıma koydu ve dudaklarımı sıkıştırdı.

"Jeon'um zaten sabahtan aşkama kadar hastalarla ilgileniyorsun, yoruluyorsun bebeğim. Nasıl uyandırayım, dinlenmen daha önemli. Sonra birlikte zaman geçiririz."

Haklıydı, çok yoruluyordum ama hastanede nice ailelerle karşılaşıyordum, sırf eşini beş dakika daha görmek için canını verecek olan. Sonumuzun böyle olmasını istemiyordum.

Sessizce kafamı salladım, yükselerek karşımdaki benden uzun ve cüsseli alfamın boynuna sarıldım. Büyük elleri direkt belime sarıldı. Temas etmeyi çok seviyordum ona, daha mühürlenmemiştik ama ondan ayrı kalınca canımdan can gidiyordu adeta.

Dudaklarını öptüm, ellerimle saçlarını sıkıp hafifçe çektim. Kendini geri çekti, "Omegam, biraz daha kahvaltıya geçmezsek seni yiyeceğim."
Bolca sohbet ederek güzel bir kahvaltı yapmıştık, şimdi ise arabama binip çalıştığım hastanenin yolunu tuttum.

Ben Jeon Jungkook, 25 yaşındayım ve doktorum. Hayatımın aşkı Kim Taehyung ile üniversitede arkadaşım Jimin sayesinde tanıştık ve yaklaşık beş yıldır süregelen güzel bir ilişkimiz var. Alfam 27 yaşında askerdi daha doğrusu yüzbaşı idi, bu yüzden çok yoğun bir çalışma temposu vardı. Aynı evde yaşıyorduk, evli bir çiftten farkımız yoktu gerçi bu aralar habire mühürlenme mevzusunu açıp duruyordu. Doğal olarak bir beklentiye girmiştim. Ama olmasada olurdu, yeterki o benimle olsun bana yeterdi.