die for you

112 27 5
                                    

"seungmin kes sesini yoksa susturmak için çok farklı yollara başvuracağım." seungmin, hâlâ jisu'nun gözlerine baka baka gülerken jisu ayağa kalktığında minho da yanlarına gelmişti.

"noluyor lan?" jisu, yanlarına gelen minho'yu fark ettiğinde onun yanına gidip koluna girdi.

"dalga geçiyorlar minho'm benimle."sahte ağlamasıyla dediğinde minho da sahte siniriyle diğerlerinin yanına gitti.

"kanka dur anlatayım sen de güleceksin." dedi chan hâlâ gülerken.

jisu, "ya hayır anlatma." diye çıkıştığında ryujin girdi araya.

"tamam rahat bırakın kızımı ya. altı üstü arka sayfayı görmemiş ve sınavdan on beş almış, abartılacak bir şey yok." dediğinde jisu dahil herkes gülmeye başlamıştı. minho, felix'in yanına otururken jisu onun omzuna vurmuştu.

"bari sen yapma ya."

-

hyunjin, sınav olduğu sınıftan çıkıp kendi sınıfına kalemlerini bırakıp koridora çıktı. karşı sınıftan çıkan yuna'yı görüp yanına yaklaştığında beraber merdivenlere yürüdüler.

"matematik sonuçları açıklanmış." dediğinde yanındaki hyunjin'e döndü yuna.

"evet, seksen beş almışım."

"yuh, çok iyiymiş. ben eşit ağırlıkçı olmama rağmen yetmiş aldım." dedi yuna gözlerini büyütüp. hyunjin, buna gülerken konuştu.

"eh, öğretmenim iyi diyelim." diyip elini ensesine attığında yuna da güldü.

"tahmin edeyim, minho olabilir mi öğretmenin?" hyunjin, gülüşü büyürken başıyla onayladı yuna'yı.

"minho iyidir, bizi de çok çalıştırırdı. onun sayesinde iyi geçerdi sınavlarım." yuna, eski anıları aklına geldiğinde burukça gülümsedi.

hyunjin, henüz tam anlamıyla aralarında ne geçtiğini bilmediği için sustu. zaten henüz hem minho'ya hem de yuna'ya neler olduğunu soracak kadar cesur hissetmiyordu.

arka bahçeye vardıklarında sınavdan çıkan jeongin, changbin ve jisung'un yanlarına gittiler. hyunjin, etrafta gözleri pek uzağı göremese de minho'yu aradı. sonunda gözleri aradığı gözlerle kesiştiğinde minho'ya şirince gülümsedi. minho da aynısını yaptığında, bakışlarını kaçırdı ve kendine gelmeye çalıştı.

şu sıralar, gerçekten karışıktı duyguları ve kafası. her anında minho olsun istiyordu, onunla beraber uyumak, uyanmak istiyordu. kafası estiği zaman çekinmeden ona yazmak, onu aramak istiyordu.

"ya bırakın tarihi falan, matematikten kırk almışım amına koyayım ya."

"bi' dilciye göre süper kanki ben sayısalım elli aldım." dediğinde changbin, hepsi ona gülmüştü.

ders zili çalmaya yakın herkes bahçeden çıkarken, chan jisung'un yanına geldiğinde hepsi bir aradaydı.

"kanki kaç almışsın?"

jisung, oflayıp chan'a ağzını büzdüğünde chan güldü.

"oğlum bizim kopya taktiği işe yaramamış."

ryujin, jisung'a gülüp yuna'ya baktığında yuna da gülümsüyordu.

"en azından bazıları gibi bütün sayfaları görmüşsünüz." dediğinde minho, seungmin ve chan gülerken jisu, ryujin'in omzuna vurdu.

"sinirlendirmeyin şu kızı." jisu, yanındaki felix'e sarıldı.

"canım arkadaşım."

hyunjin, minho'nun gülüşünü izlemekle meşgulken bir anda kendisine dönmesiyle yakalandığını hissetti. kendi kendine gülerken, minho diğerlerine belli etmeden hyunjin'in yanına yaklaştığında tamamen kendi dünyalarındandı.

yan taraftan jisu'nun "bizim minho gibi öğretmenimiz olmadığı için şanssızız tabii." dediğini duyduklarında minho, jisu'ya birazdan onu öldüreceğine dair bir bakış atmıştı. hyunjin ise sadece gülümsüyordu.

minho, jisu'ya gözlerini devirip hyunjin'e döndüğünde onu duvarın arkasına çekip arkadaşları tarafından görünmemelerini sağladı.

"yeni fark ettim de, çok güzel gülüyorsun." hyunjin, duyduğu şeyi idrak edemezken minho onu izliyordu. hyunjin, kalp atışını hissetmeye başladığında minho'dan bakışlarını kaçırıp her zamanki gibi gülümsedi.

"teşekkür ederim."

"sınavdan yüksek almana sevindim, sen de beni ingilizceye çalıştırırsın artık." dediğinde gülümseyince hyunjin de gülüp başını salladı.

"senin gibi iyi bir öğretmen olabilir miyim bilmiyorum, ama çalıştırırım."

"yani, iyi bir öğretmen olduğumu söylerler, doğrudur." minho kendini överken, hyunjin de yüzünü buruşturup minho'nun omzuna hafifçe vurduğunda minho gülmeye başladı.

hyunjin'in arkasından dikkatsiz bir şekilde önüne bakmadan geçen insanları fark edince, hyunjin'in koltuk altından tutup kendine çektiğinde göğüsleri birbirine değiyordu. belki de minho için arkadan geçen insanlar yalnızca bahaneydi.

"aslında iyi bir öğretmen olduğum bir başka konu daha var." dediğinde hyunjin de onun gibi flörtöz bir şekilde güldüğünde, minho elini hyunjin'in koltuk altından beline indirmişti.

"sevilmeyi iyi öğretebileceğimi düşünüyorum."

hyunjin, duygularının farkına varması gereken yere gelmişti artık. kalbini bu denli hızlandıran, kendine böyle bağlayan ve her gördüğünde gülüşünü saklayamayan bu adamdan gerçek anlamda hoşlandığını hissediyordu artık.

"sanırım bunu öğrenmek istiyorum."

hyunjinimya

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

hyunjinimya

kizlar bolum başlarına tarih atmiyorum artik cunku cok geriden geliyor CĞWŞCLWİCĞQŞ neyse buyrunuz ☝🏻☝🏻

middle of somewhere, hyunho ✔️Where stories live. Discover now