Naddik, Ogvar'ın yanına heyecanlı bir şekilde koşup saçlarını gösterdi. "Ogvaa, beğendi?" diye sordu meraklı bir edayla.
Ogvar, gencin özenle toplanmış saçına gülümseyerek baktı. "Naddik," dedi bir eliyle saçlarını okşarken. "Bu gördüğüm en harika şey olmuş"
Bunu derken Ogvar, oldukça içtendi. Öyle ki onun sevimli ve heyecanlı gülüşü yanında birazcık da süslerle bezendiğini görmek adamın kalbini delicesine attırmaya yetmişti.
Tek anlamadığı şey bu takıyı nasıl aldığıydı. Şayet, bunun için paraya ihtiyacı vardı ki Naddik'in hiç parası olmadığına adı gibi emindi.
Bunu sorgulamak için, Naddik'e bakışlarını yönelttiği sırada dikkati kendilerine gelen bir kaç kabile kadınıyla bölündü.
Kadınlardan biri, kendinden kısa kalan gence baktı ilk başta, ardından Ogvar'a. "Uzun yolculuklarında buraya hiç uğramaz oldun Ogvar." dedi cilveli bir tavırla.
Ogvar, kadının ne yapmaya çalıştığını saniyeler içinde sezmişti. Naddik'in etrafından kolunu sarıp, genci sıkıca kendine çekti. "Yakın zamanda eşim olacak kişiyle ilgilenmekle fazla yoğun olduğumdan dolayı normaldir." dedi gülümseyerek.
Gelen iki kadının ilk başta yüzleri düşerken birbirlerine baktılar ardından Naddik'e dönerek ellerini uzattılar. "Adım Nezzie." dedi.
Aynı şekilde ikinci kadın da genç oğlana tepeden bakarken konuştu. "Rydan." dedi.
Rydan'ın tavrı, diğer kadının aksine düşmançıl olmaktan çok gelecekteki herhangi bir dost ya da akrabalık ilişkisine karşı onu test etmekti.
Naddik, başka insanları tanımanın verdiği heyecanla Nezzie'nin kıskançlığını sezmemişti bile. O da aynı heyecanla ikisiyle tek tek el sıkıştı ve adını söyledi. "Naddik."
Heyecanı, bu küçük grubun yanına gelen Abena ile bölündü. Kadınların ağzı şaşkınlıkla karışık sevinçle açıldı.
Abena'nın ten rengi, Ogvar'a nazaran zengin açık bir kahverengiydi. Öyle ki Naddik, bu adamı maskesiz olarak ilk gördüğünde aynı bu kadınlar gibi şaşırmıştı.
Abena'nın teni, o mağarada kaldığı vakitlerde vadide bulunan, neredeyse bir at için yeterince ender bulunan, yarışçı rengindeydi.
Saçları siyahtı. Ogvar'ın geniş buklelerinin aksine, onun saçları kürk gibi yünlü bir başlık oluşturan sıkı, ince buklelere sahipti. Bunun yanında aralarda örgüler de vardı.
Gözleri ise aynı saçları gibi siyahtı ve gülümserken zevkle parlıyorlardı. Koyu teninin aksine parıldayan beyaz dişleriyse her güldüğünde dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyordu.
Abena, kendini inceleyen kadınlara zevkle gülümsedi. Yabancılar onu ilk gördüğünde egzotik görünüşünün yarattığı heyecanın pek ala farkındaydı ve bundan oldukça keyif alıyordu.
Diğer bakımdan tamamen sıradan bir adamdı. Ogvar'dan biraz daha kısa boyda ama diğerlerinden daha az değil.
Onu ilk görenler bunların yanı sıra özgüvenli olmanın çok kolay bir şey olduğu izlenimi tadıyorlardı.
Şayet Abena, ne istediğini bilen ve onun peşinden gitmekten vakit kaybetmeyen bir insandı.
Abena, kadınlara selam verip dikkatini Naddik'e verdi ve gözleri; gencin, daha yeni şekil verdiği saçlarını görünce daha da parladı.
Tabii Ogvar, Abena'nın bakışlarında sevincin yanı sıra cazibe pırıltılarının da olduğunu anladı.
İçinde bastıramadığı öfkeyle sarı buklelerinin ardında kalan kaşlarını çattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mağara Adamı {Ara Verildi}
Fiction HistoriqueMilattan Önce 350 bin... Bu bir Mağara Adamı hikayesidir. (BxB) #1 tarihöncesi #3 Tarihikurgu