Oya& Bora- Baba bana bir masal anlatOy ve yorumlarınızı bekliyorum.🤍
Dide, ona bakan öfkeli gözleri yok sayarak tekrar kocasına dönmüş, yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirmişti. Ekrem'i burada görmeyi asla beklemiyordu! En son şehre gitti diye biliyordu. Burada ne işi vardı? Ne için gelmişti? Ve hangi yüzle ona öfke ile bakıyordu? Korku ile atan kalbinin sakinleşmesini bekledi ve kolunu kocasının koluna koydu.
- Akşama istediğin bir yemek var mı beyim? Yapayım." demişti cilve ile daha sonra aklına gelenle çiçekli elbisesinin cebinden oyalı beyaz mendilini çıkarmıştı. Parmak uçlarında yükselerek kocasının alnından akan teri silmişti. Yaman Ali, karısının bu hareketi karşısında kocaman gülümsemiş ve açılan gerdanına bakmamak için büyük bir çaba sarf etmişti.
-Elinden zehir olsa yerim Dide kız! İstediğin yemeği yap sen." demişti samimiyetle, Dide'nin az önce korkudan atan kalbi şimdi heyecandan atıyordu. Bu adam, onun çok kötü ayarları ile oynuyordu. Ama yalan yok çok da hoşuna gidiyordu .Başını olumlu anlamda sallamış ve sanki az önce Ekrem'i görmemiş gibi tekrar tarlaya bakmış ve yalancı bir şaşkınlık ile konuşmuştu
- Aaa Ekrem abi değil mi o? ne arıyor burada."
Yaman Ali tarlanın ortasında dikilen adama bakmış, kaşlarını çatmıştı. Bu sabah civar köylerden gelmişti çalışmaya ama geldiğinden beri adamın bir kusurunu aramış durmuştu kovmak için. Çünkü gözü hiç tutmamıştı. Sırf kahyanın "beyim bu işe ihtiyacı var" dediği için ellemiyordu. Şimdi ise karısının tanıyor oluşuyla,iyice bir bellenmişti. Sahi karısı nereden tanıyordu?
-Bu sabah civar köyden çalışmaya gelenler ile geldi, sen nereden tanıyorsun?" diye sordu
Dide, sertçe yutkundu ve yüzündeki samimiyetsiz bir gülüşle cevap verdi.
- Bizim köyde idi. En son şehire gitti diye duymuştum, demek ki aradığını bulamayınca geri dönmüş." dedi. Son cümleyi ağzının içinde mırıldanmıştı.
- Gitmiş şehire, gider gitmez de nasıl becerdiyse bir ton borç etmiş geri dönmüş. Şimdi o borcu kapatmak için çalışıyor." Sabah kahyanın ona söylediklerini, tek tek karısına anlatmıştı. Dide, anladım dercesine başını sallamış ve içinden "daha beter olsun!" diye geçirmişti. Daha sonra etrafına bakmış ve Ekrem'in işinin başına döndüğünü ama hala gözünün onlarda olduğunu görünce sıkıntılı bir nefes verdi. "İnşallah"dedi içinden "inşallah adam gibi çalışır, sorun çıkarmadan defolup gidersin". Parmak uçlarında yükselmiş ve kocasının sakalı yanağına kuş tüyü kadar öpücük kondurmuştu. Yaman içli bir nefes çekmişti. Tarla ortasında yapılacak iş miydi bu şimdi?
- Sana kolay gelsin beyim! Kendini tarlada çok yormayasın, zaten evde yoruluyorsun." demişti imalı şekilde ve arkasını dönüp yürümeye başlamıştı. Tarlada olmasalardı kıvıra kıvıra yürür, kocasını deli ederdi ama işte artık akşam evde kıvırırdı. Papatya toplayan Zemheri'nin yanı başına varmış ve küçük kızın elinde tuttuğu bir tutam papatyaları görünce, uzanıp elinden almış ve küçük kızın elinden sıkıca tutup eve doğru yürümeye başlamışlardı. Yolda Dide, Zemheri'ye bazı sorular sormuştu. Zemheri ise hepsine çekingenlikle cevap vermişti. Dide en kısa zamanda bu çekingenliğe de çözüm bulacaktı.
Eve vardıkları zaman doğruca terasa çıkmışlar ve Zemheri'nin topladığı papatyalar ile özenle taç yapmaya koyulmuştu Dide. Zemheri, büyük bir heves ve merakla Dide'yi izliyor ve o ne yapıyorsa aklının en derinlerine kazıyordu. Son papatyayı da taçın içine koymuş ve kalın bir ip ile ucunu sıkıca bağlayıp, Zemheri'nin gece karası saçlarına koymuştu. Nasıl yakışmıştı! Zemheri, kalbindeki çocuksu bir heyecanla Dide'ye sıkıca sarılmıştı. Dide beklemediği bu tepki karşısında sertçe yutkunmuştu, havada asılı kalan kolları ve dolan gözleri ile anında karşılık vermişti sarılmaya. Zemheri artık onun kızıydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAHİNDİBA-Dönem Kurgusu/ Tamamlandı/
ChickLit-Hoş gelmişsin Dide kız. Hoşluk getirmişsin. Lakin ben... ' Ona odaklanmış elalardan mahcubiyetle kaçışmıştı. Toprakla uğraşmaktan nasırlaşmış avuçları sımsıkı kapatmıştı.'Ufaksın Dide kız. Yanaşamam ben sana. Evvelce büyüyesin isterim. Dilediğince...