~13.Bölüm~

41.2K 3.2K 278
                                    

Oy oyy ben nerelere gidem?
Diğer bölüm hiç verilemeyen oylara  ve yorumlara mı yanayım? Yoksa yeni kurgum Dildâde'yi okumamış olmanıza mı? 🫠🤧🤧🤧

Neyseee efenim şu oyları ve yorumları biraz yükseltelim.

Aylar sonra...

Yazın en sıcak gününe denk gelmişti, bu sene kurban bayramı. Bu sabah daha bir erken kalkmışlar, evin erkeklerini camiye yolcu etmişlerdi. Dide ise, gün geçtikçe büyüyen karnı ile soluğu Zemheri'nin odasında almıştı. Geçen hafta şehirden aldığı; en güzel pembe çiçekli elbisesini giydirmiş, saçlarını en tepeden toplamıştı. Güzel yüzü açığa çıkmıştı Zemheri'nin, yeni papuclarınıda giydirmiş ve odadan çıkmışlardı. Kendisi sabah kocasını camiye yolcu ederken, giyinmişti. Elbiseleri artık ona olmuyordu, çok fazla kilo almıştı. Vücud hatları, daha bir belirgin olmuş, yüzü tombul tombul olmuştu. Göğüsleri büyümüştü ve sürekli ağrıyordu, fazla kilodan şikayet ediyordu ama Yaman Ali her seferinde " Böyle daha iyi oldu, ele avuça geliyorsun." Diyerek karısına takılıyordu. 

- Dide ana! Babamlar ne zaman gelecek?" Zemheri'nin sesini duymasıyla, hafiften tebessüm etti ve kızının yanağını sevgi ile okşadı.

- Birazdan gelirler, benim güzel kızım. Önce bayramlaşırız; kurbanımızı keser sonra da, mezarlığa gidersiniz." Demişti

Zemheri, anasının mezarına gidip dua okumak istiyordu. Dide'den dua öğrendiğinden beri, tek istediği öz anasının mezarına gidip dua okumaktı. Tabiki de bu istediği yerine gelecekti. Zemheri anladım anlamında başını olumlu anlamda sallamış ve aşağıda Gülendam hanımlarla, oturan babaannesinin yanına gitmişti. Dide ise, elini şişkin  karnının üzerine koymuş ve sevgi ile okşamıştı. Doğuma çok az bir süre kalmıştı, geçen hafta gözüktüğü ebe her an doğurabilirsin dikkat et demişti. Evdeki herkes, üzerine daha bir titrer olmuştu ve Dide bundan asla şikayetçi değildi. Hissettiği sancı ile, hafiften yüzünü buruşturmuştu. Bebeği ben buradayım derecesinde, kendini belli etmişti. Sabırsızlanıyordu Dide; anne olmak, onu kucağına almak, koklamak için deli oluyordu resmen! En çokta kime benzeyeceğini merak ediyordu. Derken kapı açılmış ve Yaman Ali, amcası ile içeri girmişti. Derince bir iç çekti Dide, kocasının heybetine her geçen gün daha bir aşık oluyordu. Yavaş adımlarla merdivenlere yöneldi ve inmeye başladı. Önce evin büyüklerinin elini öpmüş, daha sonra kocasının elini öpüp bayramlaşmıştı. En sonda kızı ile bayramlaşmıştı. Kendi ailesine bayramlaşmaya ne yazık ki,  gidemeyeceklerdi, gebe olduğu için tehlikeliydi, belki bey babası gelirdi. Şekerler, kolonyalar tutulmuş, kahvaltılarını yapmışlardı. Kocaman iki tane koç kesmişler, yarısını köyde ihtiyacı olanlara dağıtmışlardı.

- Biz mezarlığa gidiyoruz! Haberin olsun Dide'm" kocasının sesini duymasıyla, başını olumlu anlamda salladı ve elindeki sarma tabağını kenara bıraktı. Sabahtan beri kaçıncı sarma tabağı idi. Bilmiyordu, çok seviyordu Dide yaprak sarmasını.

- Tamam Beyim. Bende önce mutfağa bakayım kızlara, etleri ne yaptılar. Sonra biraz uzanayım, ayaklarım şişti yine." Diye dert yandı. Emine hanım, eti tek başına parçalayamaz diye ona  yardımcı olmak için iki kız ayarlamışlardı. Yaman Ali başını olumlu anlamda sallamış ve karısının alnına öpücük kondurmuştu.

-Yorma kendini güzelim! Evin işini yapan var, sen yat dinlen. "  Dide başını olumlu anlamda sallamış, kocası ve diğer aile üyelerini mezarlığa yolcu etmişti. Mutfağa inmiş bir hanım ağa edasıyla, etleri parçalayan genç kızlara ve Emine hanıma söyleyeceklerini söylemiş odasına çıkmıştı. Kendini yatağa atar atmaz ise uykunun en derinlerine dalmıştı.

KARAHİNDİBA-Dönem Kurgusu/ Tamamlandı/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin