~15. Bölüm ~

36.3K 3.7K 538
                                    

Evet evet! Asırlar sonra Maysa bölüm attı ilk defa görenler beğensin (!)

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.🤍


Birkaç hafta sonra...


Emzirmiş olduğu oğlunu dikkatlice beşiğe yatırmıştı Dide. Oğlu her geçen gün güzelleşiyor ve kendini toparlıyordu. Ve sanki gittikçe babasına benziyordu Bahadır Bey... Dün sabah bey babası ve Fadime Anası gelmişti. Bahadır'ı güzelce banyo yaptırmışlardı. Kulağına ismini dualarla okumuştu bey babası. Fadime Anası ise lohusa kadınlara yapılan helleden yapmış ve Dide üzerine bolca tereyağ döküp yemişti. Çok yemesine rağmen hala doymamış ve tadı damağında kalmıştı resmen. Derken odanın kapısı açılmış ve içeri elinde tarağı ile Zemheri girmişti. Dide anında tebessüm etmişti. Zemheri'nin ilk işi hemen beşiğin başına geçmek olmuştu. Kardeşini uyur vaziyette görünce dudaklarını küskünce büzmüştü. Sürekli uyuyordu bu bebek. Neden sürekli uyuyordu ki?

"Yine uyuyor." demişti morali bozuk şekilde. Hep uyuduğu zamana denk geliyordu. Babaannesi Bahadır'ın kırkı çıkana kadar odadan çıkarmalarına izin vermiyordu. Aynı şekilde Dide Anası'nın da çıkmasına izin vermiyordu. Kırk gün  boyunca odada kalacaklarmış. "Yoksa al karısı bebeğin üzerine çöker!" diyip duruyordu. Al alarısı kimdi ve neden gardaşına çöksündü? Bazen babaannesine akıl sır erdiremiyordu Zemheri.

"Az sabret kızım, azıcık kaldı kırkının çıkmasına sonra bol bol seversin. Gel saçlarını öreyim." demişti Dide sevecen bir tavırla.

Zemheri başını olumlu anlamda sallamış ve yatağın üzerine çıkıp Dide'nin önüne oturmuştu. Dide, Zemheri'nin elinden tarağı almış ve önce ipek gibi olan saçlarına öpücük kondurmuş daha sonra  nazikçe taramaya başlamıştı... Bahadır ile ilgilenirken Zemheri'yi unutacağım diye çok korkuyor, elinden geldiğince onlara eşit davranmaya çalışıyordu.

"Ana! Saçlarımı bugün örmeyesin. Tepeden bağlar mısın? Mustafa öyle daha güzel oluyorsun dedi" demişti utangaç bir vaziyette. Geçen kapının önünde oyun oynarken söylemişti Mustafa. Zemheri'nin de çok hoşuna gitmişti. Mustafa'nın onu beğenmesi çok hoşuna gidiyordu. O yüzden üstüne başına daha dikkat eder olmuş, süslü süslü giyniyordu. Dide duyduklarıyla kaşlarını kaldırmıştı. Demek Mustafa Bey öyle beğeniyordu. İstemizce tebessüm etmiş ve Zemheri'nin saçlarını tam da istediği gibi yapmıştı. Zemheri, mutlulukla anasının yanağına öpücük kondurmuş ve odadan çıkmıştı. Merdivenlerden ikişer adımlarla inmiş, doğruca onu bekleyen Mustafa'nın yanına varmıştı. Mustafa ise Zemheri'yi güzel  görünce yırtık ayakkabılarını gizleme gereği duymuştu. Ayakkabılarını gizlese ne olur? Pantolunu ve abisinden kalma mavi gömleği yırtıktı. Sertçe yutkundu, babası haklı mıydı? Zemheri gibi güzel bey kızının onunla ne işi olurdu ki? Kendisi yanaşma oğluydu derken Zemheri'nin sözleri tüm dikkatini dağıtmıştı.

"Hadi Mustafa! Oyun oynayalım ben anne, sende baba ol" demiş daha sonra tekrar içeri girmiş ve sedirin üzerinde Dide'nin ona yaptığı oyuncak bebeğini almıştı. Mustafa'ya doğru uzatmış ve " Bu da bebeğimiz olsun!"

Mustafa, sevinçle başını olumlu anlamda sallamıştı. Kim ne derse desin, Zemheri onu seviyordu. Hem büyüdükleri zaman evleneceklerdi...

Akşama kadar Mustafa ile oyun oynamıştı Zemheri. Havanın karardığını babası tarladan gelene kadar fark etmemişti bile! Babasının sert sesini duymasıyla oturduğu yerden kalktı. Bey babası Mustafa ile oyun oynamasına kızıyordu ama köyde onunla başka oynayan çocuk yoktu ki.

"Zemheri, hadi kızım eve gidelim." Kaşlarını çatmış bir vaziyette Mustafa'ya bakıyordu Yaman Ali. Mustafa ise Yaman Ali'nin sert bakışlarını üzeride hissetmesiyle sertçe yutkunmuştu zavallı.

KARAHİNDİBA-Dönem Kurgusu/ Tamamlandı/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin