-Final-

31.4K 2.7K 253
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🤍

Erdem Köylüoğlu - Karahindiba...


Yıllar sonra..

Taş avluda oyun oynayan oğullarına sevgi ile baktı Dide. Peş peşe olmalarının en güzel yanı birbirlerine çok güzel arkadaş olmalarıydı... Resmen ikiz gibi büyümüşlerdi Bahadır ve Bedirhan. Onları büyütürken çok zorluk çekmiş sayılmazdı açıkçası. Yaman Ali de, hala ölmemiş olan kaynanası da çok yardımcı olmuştu. Hele Aysun ikinci bebeğinde erkek olduğuna en çok sevinen kişi olmuştu. Yıllar geçmişti ama Dide hala bu erkek çocuk kız çocuk ayrımını anlamamıştı. İkiside canı, kanıydı ama işte kaynanası Zemheri'yi asla kabul edemiyor, onu sürekli dışlıyordu. Bazen kocası da anasının çok sözüne geliyor ağzını açıp tek kelime etmiyordu. İşte o zaman Dide elinin tersiyle kocasının ağzının ortasına sinirle vurmak istiyordu. Başını olumsuz anlamda sallamış düşüncelerinden bir çırpıda sıyrılmıştı.

Daha sonra elinde örmüş olduğu kırmızı bebek yeleğine sevgi ile bakmıştı... Ne güzel olmuştu. Zemheri'nin niyetine örmüştü. Geçen aylarda on yedisine basmıştı Zemheri. Kapısından görücüleri eksik olmuyor biri geliyor biri gidiyordu. Bey kızını öyle almak kolay değildi tabi!Zemheri'nin de gönlünün kimi istediği belliydi. Ama Dide'nin hiç gönlü yoktu o kişiye. Amma velakin Zemheri seviyorsa, güveniyorsa kendisi de olsa kimse bir şey diyemezdi. Bol bol dua ediyordu Dide, Zemheri'nin bir ömür boyu mutlu olması için. Derken kapı ağzında yanına koşarak gelen Zemheri'yi gördü.

" Ana! Ana!" Sesindeki heyecan, yüzündeki mutluluk ve dillere destan güzelliği olan Zemheri'ye baktı. Elinde sıkıca tuttuğu bir torba vardı. Öyle sıkı tutmuştu ki eli kızarmıştı resmen.

" Söyle anasının gül goncası!" demişti ela gözleri kızının elindeki torbada iken. Zemheri utançla gözlerini kaçırmış, daha sonra oyun oynayan gardaşlarına bakmıştı. Sertçe yutkunmuştu, sanki çok önemli bir sır verir gibi eğilmiş ve:

"Bunu bana... Mustafa verdi. Şehirden almış benim için..." demişti bir anda. Çocukluk aşkı Mustafa... Aralarındaki bağ hiç kopmamıştı. Aksine Zemheri büyüdükçe daha da güçlendiğini hissediyordu. Çok yakın bir zamanda Mustafa, babası Asım Kahya'yı babası ile konuşmak için gönderecek ve Zemheri'yi isteyeceklerdi. Hayali bile bu denli heyecanlanmasına sebep olurken o anları nasıl yaşayacağını çok merak ediyordu Zemheri.

" Ne almış kızım?" diye sordu merakla. Bir yandan da bu olay Yaman Ali'nin kulağına giderse hiç iyi olmaz diye içini korku kaplamıştı. Zemheri poşeti açmış ve içindeki mavi çiçekli elbiselik kumaşı göstermişti.

"Birlikte dikeriz bu elbiseyi değil mi ana?" diye sormuştu çekingenlikle. Yıllardır değişmeyen huyuydu Zemheri'nin. Hala anasından bir şey isterken çekiniyor ve utanıyordu. Dide, başını olumlu anlamda sallamış ve kızın yanağını sevgiyle okşamıştı.

" Dikeriz tabi kızım! Çokta yakışır sana!" demişti övgü dolu sesle. Zemheri başını utangaçlıkla yere eğmekle yetinmişti...

....
Akşama doğru, oğlanların kudurması eşliğinde akşam yemeğine yardım etmişti Dide. Yaman Ali Bey, sofrada onun yaptığı yemekleri görmeyince ' Yemeklerin tadını tuzunu alamıyorum hatun' diyordu. Eee Dide'ninde çok hoşuna gidiyordu bu durum. Yemekleri güzelce yapmış, Zemheri ve oğlanlara sofrayı kurmaları için iş buyurmuştu. Mendebur kaynanası oğlanların eline iş verdiği için kızıyordu ama Dide umursamıyordu. Onun çocukları onun kuralları idi... Bıraksın da çocuklarını o bildiği gibi yetiştirsindi. Çünkü kaynanasının yetiştirdiği çocuk ortadaydı! Kocasını çok seviyordu, hatta canını bile hiç düşünmeden verirdi ama Yaman Ali anasının sözüne çok gidiyordu... Dide de bu durumdan nefret ediyordu.

KARAHİNDİBA-Dönem Kurgusu/ Tamamlandı/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin