0.7

91 5 7
                                    

Bu kurgu tamamen hayal ürünüdür lakin yazarın gerçek hayata dayalı hissettiği duygulardan oluşturulmuştur.

Pınar Aksoy'dan

Kapı da beni beklemekten ağaç olmuş iki zır deli arkadaşlarıma pencereden dil çıkardım. Asude gülerek ya sabır çekerken, benden daha deli ve enerjik olan  arkadaşım Yağmur ise bana aynı şekilde karşılık verip dil çıkarmıştı.

Kızları daha fazla bekletmemek için hemen aynada düzleştirdiğim saçlarımı düzeltim ve çantamı alıp mutfağa döndüm.

Mutfakta yarın gelecek olan abimler için bir şeyler hazırlayan annemin yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.

"Kızlar beni aşağıda bekliyor gidiyorum ben sultanım."   dedim. Annem saçlarımı okşayıp gülümsedi.

"Tamam kızım dikkat edin birbirinize." dedi ve mutfaktan koşar adımlarla çıkıp kapıya adımladım.

Ayakkabımı giydikten sonra Mustafa abi çöpleri topladığı için asansör müsait değildi bundan dolayı hızla merdivenlerden inmeye başladım.

Aşağı indiğimde Asude ve Yağmur bir yere oturmuş ve sohbet ediyorlardı. Yanlarına gittim ve beni gördüklerinde ayağa kalktılar.

"Hadi gidelim de hemen geri dönelim." diyen Yağmur'a sıkıntılı bir nefes çektim. Hâlâ gitmek istemiyordu ve bizim için gidiyordu. Ama bugün yeter Yağmur Hanım'ın inadını kırıp Yekta'ya bir kez daha şans vermesini deneyecektik.

"Beyzalar bizi kapının önünde mi bekliyor?" Beyza evi bildiğinden dolayı Nil ile bizden önce gidip kapının önünde bekleme kararını almıştık. Asude onaylayan mırıltılar çıkarırken onun koluna girmiştim diğer koluma ise Yağmur girmişti.

Ev bize pek uzak değildi iki sokak ötesinde bir yerdeydi.  Rotamıza vardığımızda somurtan Beyza  ve ona çene çalan Nil'e gülmemek için kendimi zor tutum.

" Yemin ederim kendimi bebek bakıcısı hissediyordum. Mızmızlanmayı kes Beyza kızlar geldi." diyen Nil ile hepimiz kıkırdadık. Oldukça bıkmış duruyordu.

Sitenin içine girdiğimizde kalbimin gümbür gümbür attığını hissettim. Bir elim kalbimde iken Asude elindeki kek kabını kucağını aldı.

Kat numarasını basıp  kata gelemeden kalp krizi geçirmeden hızla o kata gelmek için dua etmeye  başladım. Asansör durduğunda gerçekten yaşlı dedeler gibi kalp krizi geçirecektim neden bu kadar sıcak olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Zile bastığım an kapıyı açanın bir çift kehribar gözleri beklerken onun yerine maviş gözlerle karşılaştım.

Omuzlarım düşerken Asude'nin neredeyse orada bayılacağını sandım. Gülmemek için kendimi zor tutarken Deniz içeri geçmemiz için kenara çekildi.

"Hoş geldiniz, buyurun geçin." dedi. İçeri ilk giren Nil olmuştu. Ondan güç alarak giren ise Beyza idi.
Beyza olan olaylardan dolayı kimsenin yüzüne bakmazken, Yağmur bıkkın adımlarla içeri girdi.

Kalp Kırıntıları |Yarı Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin