Bu hikaye tamamen hayal ürünüdür lakin yazarın gerçek hayata dayalı hissettiği duygulardan oluşturulmuştur.
Pınar Aksoy
Nil'in mesajını belki de yüzüncü okuyuşumdu bu. Mesajı hala idrak edememiştim. Anladığım tek şey konunun Asır ile ilgili olmasıydı. Asır ile ilgiliydi ama benim bundan haberim yoktu. Neden bana haber verme çabasında bulunmamıştı? Tabii neden bulunsun ki Pınar? Sana sadece o gün dediği sözler ile haber verme çabasında bulunmak zorunda mı çocuk?
O an en doğru olanın Asır'ı aramak olduğunu düşündüm ve tüm kaygılarımı yok ederek rahat bir tavırla Asır'ın numarasını tuşladım. Tabii ne kadar rahat olduysam artık. Telefon çalıyordu lakin açılmamıştı. Açılmayan telefon ile kısa bir süre bakıştık. Demek açmıyordu. Pekala, o inatsa ben ondan daha da inattım. Tekrardan aradım.
Ve açılmayınca tekrardan aradım. Sanırım defalarca aradım demek daha uygun olurdu. Benimle oyun mu oynuyordu? Eğer oynuyorsa bana da oyununa ayak uydurmak gerekiyordu o zaman. Telefonu sinirden kemirmemeye dikkat ederek son kez bir kere daha aradım. Tekrardan aynı sonuçla karşılaşınca artık yastığa yumruk atmaya başlamıştım. En son mesaj yazmaya karar vererek mesaj yazmaya başlamıştım.
Gönderen Matmazel'im; Telefonlarıma ne zaman dönüt alabileceğim acaba?
Mesajı gönderip telefonu yatağa bıraktım ve telefona bakmamak amacı ile odada tur atmaya başladım. Sanırım onuncu turumu bitirmiştim az önce. Tam on birinci turuma başlayacakken duyduğum bildirim sesi ile yatağa atlayıp telefonu elime almam aynı anda gerçekleşti.
Gönderilen Biraz Yakışıklı Beyciğim; Hmm, geri ne zaman dönüt alırsın bilmiyorum ama ne yazık ki şuanda alamayacaksın matmazel'im.
Okuduğum mesajla gülmeye başlamıştım. Evet Asır'ı başından beri Biraz Yakışıklı Beyciğim diye kaydetmiştim ve geri değiştirme imkanım da olmamıştı. Lakin rehberimdeki adı çok hoşuma gidiyordu. Asır'ı daha fazla bekletmemek adına hızlı bir mesaj yazdım.
Gönderen Matmazel'im; Pekala, o zaman ben o telefonun açılmasını sağlarım. Bunu yaparım biliyorsun değil mi yakışıklı?
Mesajı göndermekte tereddüt bile etmeden gönderdim ve daha sonra gönderdiğim mesajı defalarca okumaya başladım. Yaklaşık bir kaç dakikadan sonra gelen mesaj ile hızla mesaja tıkladım.
Gönderilen Biraz Yakışıklı Beyciğim; Yakışıklı? Ama matmazel'im sen bana böyle hitaplarla gelirsen benim içim gider ki. Hem sen o telefonu nasıl açtıracakmışsın göstersene?
Mesajı okurken dudaklarımdan oldukça küçük bir kıkırtı çıktı. Deli çocuk ona sinirli olduğum zaman bile hemen gülmemi sağlayabiliyordu. Hızlı bir cevap yazmaya başladım.
Gönderilen Matmazel'im; Onu birazdan görürüz Kılıç.
Cidden mi Pınar? Neyi göreceğiz kızım sen salak mısın? Yazdığım mesaja küfür ederken hızla Asır ile sohbetimizden çıktım ve Oğuz'un numarasını tuşladım. Üçüncü çalışında telefon hemen açılmıştı.
''Susun lan mükemmel ötesi yengem arıyor!'' deyip arkada coşan Boğaç ve Yekta'nın seslerini azaltmaya çalışıyordu. ''Söyle yengelerin bir tanesi!'' dedi son hecesini uzatarak. Ben yenge kelimesine takılırken bu kelime oldukça hoşuma gitmişti. Asır ile aramızdaki şeye henüz bir isim koyamamıştık ama bu neredeyse bir buçuk haftadan beri Asır'ın arkadaşları bana sanki yengeleriymişim gibi davranıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Kırıntıları |Yarı Texting|
Teen Fiction~☆~ Boğaç:Biz bugün Oğuz aşkımla Pınar'ı Asır'a aşk mektubu yazarken bulduk Ama nasıl yazmış oğlum Off hayatımın şokunu yaşadım resmen o ne öyle? Asır:OHA ŞU HANİ KUMRAL SAÇLI OLAN SAÇINI DÜZ YAPINCA ÇOK DAHA GÜZEL OLUYOR HATTA ELA GÖZLERİ VAR Oğuz:...