Bu kurgu tamamen hayal ürünüdür lakin yazarın gerçek hayata dayılı hissettiği duygulardan oluşturulmuştur
Pınar Aksoy
Gözlerim bembeyaz olmuş Asır ile donakalan Füsun arasında mekik dokuyordu. Füsun bir anda Asır'a doğru hareket edecekken sendelemesi hareket etmesini engelledi. Yağmur ile hemen Füsun'u tutarken Asır bir açıklama yapmaya çalıştığını ama yaşadığı şok yüzünden kelimeleri bir araya toparlayamadığını fark ettim. Füsun'u Yağmur'a devrederken Asır'a doğru ilerledim ve ellerini tutum.
''Sakin ol lütfen. Babana hiçbir şey olmayacak Asır söz veriyorum.'' dedim ona güven vermeye çalışarak.
Asır'ın gözleri benimkiler ile buluşurken sanki gözlerinde rahatlama ve güven görmüştüm. Sanki bu sözlere ihtiyacı olan küçük bir oğlan çocuğu gibi bakıyordu. Ellerimi daha sıkı tutmaya başlamıştı. Sıcak ve büyük avcu kendine güven veren bir şeyi kaybetmekten korkuyormuş gibi ellerimi daha sıkı kavramıştı.
''Hastaneye gitmem lazım Pınar. Annem, abim dağılmış halde. Gitmem lazım, destek olmam lazım.'' dedi yardım istercesine. Aklı karmakarışık bir haldeydi, her zamanki o melodik sesi korku içinde titriyordu.
''Şimdi hastaneye gideceğiz sakin ol.'' dedim tekrardan güven vermeye çalışarak. Asır bana bakarken bir yandan da arkamızdaki Yekta'ya seslendi.
''Yekta Pınar'la Yağmur'u evlerine bırakabilir misin kardeşim?'' dediğin de hiddetle ona baktım. Onu yalnız bırakmak aklımdan bile geçmiyordu.
''Seninle geleceğim Asır. Hiçbir yere gitmiyorum.'' diyerek itiraz ettim. Arkamdan Yağmur'un sesi duyuldu.
''Ben kendim giderim eve sorun yok. Zaten bir sokak ötemizde yakındayız şuanda.'' dedi Asır'a karşılık olarak.
''Ne bekliyoruz hala? Resmen vakit kaybediyoruz farkında mısınız!'' diye bağırdı Füsun hiddetle. Asır bana itiraz edecekken Füsun ile bu hareketi gerçekleştirememiş ve Füsun'un dediklerini onaylamak zorunda kaldı.Asır Yekta ve Füsun ile arabaya doğru yürürken Yağmur'a döndüm.
''Eve varınca bana mesaj at tamam mı?'' diyerek Yağmur'u tembihledim ve arabaya doğru yürüyüp şoför koltuğunda oturan Asır'ın tam yanına oturdum. O kadar stresli duruyordu ki arabayı süreceğinden emin değildim.
''Kardeşim benim, arabayı benim sürmem daha iyi olmaz mı?'' dedi Yekta sanki düşüncelerimi duymuş gibi. Onu onaylayarak Asır'a baktım.
''Aptal mıyım ben? Araba sürmesini biliyorum hem senin ehliyetin yok Yekta.'' diyerek Yekta'yı azarladı. Ben ise hala ona emin olmayan ifade ile bakıyordum.
''Kemerini bağla Pınar.'' diyerek sağımda duran kemeri işaret etti ve arabayı hızla çalıştırması ile kemeri kapmam bir oldu. Füsun da aynı benim gibi kemerini bağlıyordu. Yekta ise buna alışıkmış gibi göründüğü için direk arkasına yaslanmakla yetindi.
Asır arabayı öyle hızlı sürüyordu ki hatta arkamızdan bir kaç korna sesi bile duyulmuştu. Kalbim ağzımda atıyordu resmen korkudan. Arkadakilere baktığım da Füsun sıkıntıdan kafasını cama yaslamış Yekta ise camdan dışarıyı seyrediyordu ama daima arada Asır'ı yokluyordu. Geri önüme döndüğümde bir hastane girişine girdiğimizi fark ettim. Asır arabayı hemen park edip herkesten önce aşağı indi ve hastaneye doğru yürümeye başladı.
Asır'ın arkasından inip onunla beraber hastaneye yürüdüm. Asır tanıdık birini görmüş olmalı ki sandalyede oturmuş stresle saçlarını karıştıran adamın ve onun onun başında dikilen eli sanki ona destek vermek istercesine adamın kolunda olan arkası dönük olgun bir kadın vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Kırıntıları |Yarı Texting|
Novela Juvenil~☆~ Boğaç:Biz bugün Oğuz aşkımla Pınar'ı Asır'a aşk mektubu yazarken bulduk Ama nasıl yazmış oğlum Off hayatımın şokunu yaşadım resmen o ne öyle? Asır:OHA ŞU HANİ KUMRAL SAÇLI OLAN SAÇINI DÜZ YAPINCA ÇOK DAHA GÜZEL OLUYOR HATTA ELA GÖZLERİ VAR Oğuz:...