Bu kurgu tamamen hayal ürünüdür lakin yazarın gerçek hayata dayalı hissettiği duygulardan oluşturulmuştur.
İlahi Bakış Açısı
2 yıl önce
''Sıkıldım ben Pınar.'' çemkirerek yatığı yerden kalktı ve kitap okuyan arkadaşına baktı genç kız. Arkadaşı ise onu takmayarak kitap okumasını sürdürdü. Genç kız buna sinirlenmiş ve kitabı elinden aldı. Arkadaşı yapmacık bir öfkeyle kız arkadaşının bu hareketine baktı.
''Kitabımı ver Sera! O ablamın, bir zarar gelirse vallahi öldürür ikimizi de!'' dedi telaşlı bir ses tonu ile arkadaşı. Genç kızın aklına arkadaşın ablası geldi. Cidden de eğer ki kitaba bir zarar gelirse ikisini de kesebilecek potansiyel vardı ablasında. Bundan dolayı kitabı geri arkadaşına verdi hemen. Dudak bükerek arkadaşına baktı.
''Tamam kitabı al ama okuma artık. Çok sıkıldım ben Pınar.'' dedi küçük bir kız çocuğu gibi. Pınar iç çekti ve kitap okumaması hakkında ısrarcı olan arkadaşına baktı. Arkadaşı ona dudak bükmüş minik bir kız çocuğu gibi bakıyordu. Onun bu hallerine dayanamayıp kitabı kapattı.
''Tamam okumuyorum. Ne yapalım o zaman?'' derken bir yandan da ayağa kalkıyordu. Onun ayağa kalkması ile arkadaşı da hemen ayaklandı ve koluna girdi. Arkadaşını sürükleyerek yürümeye başladı.
''Yağmur Yekta'ya açılacaktı, açıldı mı?'' diye sordu heyecanla. Pınar bu soru ile gülümsedi. Şaşkın arkadaşı bugün utancından okula gelmemişti. Asude ise yine kötü olan bağışıklık sistemi yüzünden hastalandığı için bugün gelememişti.
''Yağmur açılabildi mi bilmiyorum ama kurbağa prensini bulduğuna eminim.'' dedi kıkırdayarak. Sarışın kız arkadaşı anlamayarak ona baktı. Tabii anlamazdı, dün gelmemişti çünkü. Pınar gülmesini zorla durdurarak ona anlamayarak bakan arkadaşına baktı. Ceketine daha da sarınarak ısınmaya çalıştı ve dünkü olayı anlatmaya başladı.
''Dün her şey çok güzeldi, Yağmur zorla cesaretini toplamış teneffüs de bahçede duran Yekta'nın yanına gitti.'' dedi bir yerden başlayarak. Arkadaşı pür dikkat onu dinliyordu. Yürümeye devam ederken bir yandan da olayı anlatmaya devam etti.
''Tabii bir yandan da yağmur yağıyor, o buz gibi hava da Yağmur Hanım'ın Yekta'ya açılmasını bekledik on saat. Bunlar okul çeşmesinin yanında konuşuyordu, her şey çok güzel ilerlerken Yağmur'un bacağına bir anda kurbağa yapışmasın mı?'' dedi gülerek. Arkadaşı şok içinde gülmeye başladı. Gerisini az çok tahmin edebiliyordu artık. Yağmur kesin tüm okulu ayağa kaldırmıştı.
''Bu bir çığlıklar atıyor Yekta onu mu sakinleştirse yoksa kurbağayı bacağından mı alsa şaşırdı. Ama komik olan şey Asude'nin de bununla çığlık atması. Bu bahçede bir koşmaya başladı görsen gülmekten karnın ağrır. En son kurbağayı ben aldım da rahatladı.'' dedi tekrardan gülmesine engel olamadan. Aklına gelen dünkü o sahneler onu cidden hala güldürüyordu. Sera da ona eşlik edip kahkaha atmaya başladı.
''Yağmur şu an bizi görse öldürür!'' dedi sarışın kız.
''Ondan rahat rahat gülüyorum ya.'' dedi kumral kız onu sözlerini destekleyerek. İki kız da narin narin esen rüzgarın şiddetlenmesi ile üşümüştü. Kumral olan arkadaşına döndü ve ceketine sarınarak titreyen çenesinin izin verdiği kadar konuştu.
''Sen kantine geç orada beni bekle bitanem. Ben futbol sahasında olan çantalarımızı alıp geliyorum hemen.'' dedi anne edası ile. Sarışın olan itiraz etmeden okula doğru yön alırken kendisi de kendi aralarında futbol oynayan arkadaşların bulunduğu futbol sahasına adımladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Kırıntıları |Yarı Texting|
Подростковая литература~☆~ Boğaç:Biz bugün Oğuz aşkımla Pınar'ı Asır'a aşk mektubu yazarken bulduk Ama nasıl yazmış oğlum Off hayatımın şokunu yaşadım resmen o ne öyle? Asır:OHA ŞU HANİ KUMRAL SAÇLI OLAN SAÇINI DÜZ YAPINCA ÇOK DAHA GÜZEL OLUYOR HATTA ELA GÖZLERİ VAR Oğuz:...