01082023-
"Sen bir prenssin. Kuzey'in geleceği aldığın her nefes."
Gözlerindeki sinir, korku ve endişeye kıyasla sakin çıkmıştı sesi. Juyeon'a karşı konuşuyordu çünkü.
Aynı kapıya bakıyordu her ikiside. Sunwoo'da oradaydı elbette. Hyunjae'nin yorgunluğa yenik düşen bedeni uyuyordu kasabalıların prens için boşalttığı kulübede.Juyeon içeri girmek için yeltensede bileğinden sıkı sıkıya tutarak engel olmuştu ona Chanhee.
Ayılmasını istiyordu sevdiği bedenin. Çıkmasını istiyordu onu aptal eden düşünce kuyusundan."Kuzey olmasaydı, hayatında prens Hyunjae olmayacaktı. Ne sesini duyacak ne de gözlerine bakabilecektin."
Daha da sıkmıştı tuttuğu bileği.
"Taht tacı saçlarına giydirilmeseydi asla tanışamayacaktın onunla. Nefes alıyor olmasaydın hiçbir zaman hissedemeyecektin prensinin varlığını."
Canını yaksada dudaklarından dökülenler, Juyeon kendine geldiği sürece önemsizdi.
Gözlerine baktı samimiyetle."Kuzey'in güçlü, asi prensi Lee Juyeon. Lütfen ölümü boynunda hissederken dahi hiçbir şey yapmadan bekleme."
Sonunda bırakmıştı prensin bileğini.
"Çünkü prensin ve Kuzey Krallığının sana ihtiyacı var. Ve inanın ki Hyunjae yaşayacak. Her şey yoluna girecek."
Dağılan saç tutamlarını geriye doğru tarayarak yorgunca işaret etmişti kulübeyi.
"Haddimi aştığım için üzgünüm prens hazretleri."
Kafasını olumsuz anlamda sallamıştı Juyeon. Bir prense yakışmayacak kadar dağıldığının farkındaydı oda. Şimdi gözlerine baktığı Chanhee'nin tüm gücüyle sıktığı bileği uyanması için hunharca sarsmıştı ruhunu. Teşekkür edebilmişti yalnızca. Dünyasının birden bire altüst olmasını beklemediği içindi belkide bu uyumsuzluğu.
Alışamamıştı hiçbir şeye.
"Choi Chanhee?"
İşittikleri sesle dönmüştü her ikiside önüne. Lordun ismini seslenen kişiydi Prens Hyunjae. Yüzünde yer edinen mutlulukla bakmıştı ilk gençlik yıllarındaki yegane neşesine. Juyeon'un varlığından kaçınmıştı güzelim gözleri.
"Tanrının şu işine bakın. Kuzey topraklarındasınız."
"Yalnızca sizin için geldiğimi bilmenizi isterim."
"Kim Sunwoo olmasaydı eğer inanırdım bu cümlelerinize."
"Genç bir savaşçıyı bu denli iyi eğitmek sizin kabahatiniz."
Gözleri Sunwoo'nun gözlerine kaymıştı. Genç savaşçıyı en son gördüğünde yalnızca lordların katıldığı davetteydiler. Hyunjae'nin krallığının yoğun isteği ve ricası üzerine genç yeteneklere kısa süreli bir eğitim vermişti. Henüz genç yaşında bu denli üst mertebelere sahip olması ve güzelliği savaşın korkunçluğunu örtmesi nedeniyle hafife alınan Lord, her zaman insanları şaşırtırdı.
"Seni görmek güzel Lee Jaehyun."
Chanhee'nin ayağa kalkıp selam vererek kurduğu cümleyle gülmüştü Hyunjae. Kollarını açmıştı selamını geri çevirirken asil savaşçının.
"Dostumu özledim."
Uzun zamandır görüşmediği dostu adımlarını hızlandırarak varırken yanına, sıkı sıkıya dolamıştı kollarını Hyunjae'nin zayıflamış hasta bedenine.
Derince bir nefes almakta ilk defa zorlanırken bulmuştu parmakları güçlü prensin saç tutamlarını. Fısıldamıştı öylece."Hiçbir yere gitmiyorsun."
Çocuklukları birlikte geçmişti, birlikte büyümüş, her şeyi birlikte deneyimlemişlerdi. Krallıklarının artık olmayan dostluğu onlar henüz küçükken öyle sıkıydı ki birbirlerinin topraklarında özgürce koşarak eğlenirlerdi.
Değişen zaman, önce krallıklarını ayırmış, sonrada bulundukları sınıflar nedeniyle iletişimlerini koparmıştı.
Lee Hyunjae, Kuzey'in ordu komutanıyla dost olamaz, onunla sıklıkla konuşamazdı.
Çocukluğunun kokusunu aldığı dostunun omzuna yaslamıştı kafasını. Hiç olmadığı kadar dinlendiriciydi anımsattıkları."Prensi buradan götür."
Fısıltısıyla gülümsemişti Chanhee.
"Söz konusu sensin. Hiçbir yere gitmeyecek."
"Chanhee."
"Kuzey Krallağının şifalı topraklarına hoşgeldiniz prens hazretleri."
-
01082023
Syglr
Svglr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüm nelere kadir / Jujae
FanfictionAsil Prens Lee Hyunjae, henüz nefes alıyorken tadar ölümü.