07082023
-
Flashback
"Evleneceğinizi duydum."
Komşu krallıkların birleşmelerini taçlandırmak adına yapılan ihtişamlı evlilik için hazırlanan büyük davetteydiler.
Ormanlarla çevrili geniş davet alanı dans eden genç soylular için boşaltılmıştı, yalnızca mutlulukların paylaşıldığı zamanın özel misafirleri kadehlerini tokuşturarak samimi sohbetler kurarken Juyeon'un gözleri babasının üzerindeydi.
Prens Lee Hyunjae'nin geleceğini Lord Chanhee'den duymuş olsada onu görebileceğini düşünmemişti. Varlığını hissettiği bedenin eşsiz sesi canlı müziği kesip kulaklarında yer edindiğinde keskin gözleri gülümsemiş, dudakları kıvrılmış ve ne zaman tuttuğundan dahi haberinin olmadığı nefesini dünya ile buluşturmuştu.
"Öyle bir şey olsaydı duymaz, bilirdiniz."
Siyahlara bürünmüştü şimdi gülen Prens Hyunjae. Işıl ışıl parıldıyordu teni resmi kıyafetinin arasından. Özenle yerleştirilmişti hafif sarı saç tutamları alnının üzerine. Bulundukları çevreyi işaret etmişti gözleriyle.
"Bir kaç soylu sohbet etmek adına size seslendi biraz önce. Dikkatinizi bu cümle bile dağıtmaz sanmıştım. Dalgın görünüyorsunuz."
Juyeon kaşlarının çatılmasına engel olamazken yalnızlaşmış etrafında gezindirmişti gözlerini. Ne zamandan beri öylece durmuş kralını izliyordu? Ne zamandan beri kalabalık olan bu yerde tek başına kalmıştı?
"Yorucu bir haftaydı. Üzgünüm."
Hyunjae endişe dolu gözlerini gencin gözlerinden çekerken gülümseme sunarak hafifçe eğmişti kafasını. Rüzgar taşımıştı güzelim kokusunu.
"İlk defa katılıyor olmalısın böyle bir davete."
"Yaşadığım kasabadaki mütevazi törenleri saymayacaksak eğer, bu ihtişama ilk tanıklık edişim elbette."
Hyunjae'nin saç tutamlarından yükselen kokunun zihnini daha fazla bulanacağından korkmuş, içine dolan huzur burnunu sızlatmış, göğsündeki ağırlığın nedeni olmuştu. Güzelliği dünyalara bedel gözlere bakmamanın zor olması gibi yeniden konuşmakta zor olmuştu.
"Yinede soyluların hissetmeyeceği kadar saf bir sevgi vardı orada. Huzurlarını bulan insanlar..."
"Sende artık bir soylusun."
Hyunjae'nin Juyeon'un kaçırdığı gözlerine inat önüne geçmesiyle suratına doğru tutulan işaret parmağıyla gülerek bir kaç adım gerilemişti Juyeon. Güzelim prensinin kendisine doğrulttuğu eli tutup nazikçe indirirken kurmuştu cümlesini.
"Bu konuda herzaman bir istisna olarak kalacağım."
Davetin kalabalığından kurtulmak adına ormanın içerisine adımlamaya başlamıştı şimdi. Prenste arkasından takip etmişti onu öylece.
"Saf sevgiyi asla bulamayacağımı söylemenin nazik bir yolu muydu bu?"
Ayakları altında ezilen sonbahar yapraklarını izlemeyi bırakıp kafasıyla onaylamıştı Hyunjae'yi yürümeyi sürdürürken.
"Dürüst olmak gerekirse saf sevgi konusunda endişelendiğinizi düşünmüyordum."
Bu sefer adımlarını durduran kişi Hyunaje olmuştu. Ağaçların arasında tüm benliğini kaybetmek istiyormuş gibi görünen bedene seslenmişti sonra sesindeki merakı gizlemeden.
"Sevgi hakkında konuşurken fazla emin ve cesursunuz."
Juyeon bu konuda hak veriyordu prensine. Yalnızca sevgi karşısındaki zayıflığını görememişti değerlisi. Arkasını dönerek cevaplamıştı onu.
"Biliyorum. Size meydan okuduğum zamanda aynı kelimeleri duymuştum."
"Prens Lee Juyeon! Düğünün nerede yapıldığı konusunda kafanızın karıştığını düşünmek üzereyim."
Lordun sesiydi ikilinin sohbetini bölen. Önce dostuna sonrada kendi krallığının prensine selam vererek devam etmişti cümlelerine.
"Kral Lee sizi yanında görmek istediğini emretti."
"Bu iletecek tek asker siz miydiniz?"
Chanhee soruyu soran dostunun omzuna vurmuştu hafifçe.
"Kral beni çok sever bilmez misin?"
Kralın, konu Juyeon olduğunda her işi üzerine yıkmasından elbetteki memnun değildi. Dostunun kahkahaları ardından işine geri dönmek üzere değişmişti adımlarının yönü.
Gözleri Juyeon'a yalnızca denileni yapmasını istercesine bakıyordu.Bir süre öylece izlemişti Hyunjae davetlilerin kalabalığı arasında kaybolan agresif dostunun bedenini.
Juyeon ise kaçmak istediği ortama bizzat çağırlmasından keyfi kaçmış bir edayla bakmıştı davet alanına. İşte yine evine gitmek istediği zamanlardan birindeydi. Çimlerde özgürce uzanıp, yalnızca koşmak,
Saf sevginin paylaşıldığı o davetlerden birinde olmak istediği o andaydı.Rüzgar yeniden huzurunun kokusunu ciğerlerine buluşturduğunda gözlerini kapamıştı.
"Hyunjae."
Fakat kaçmak istediği yerde yoktu ismini seslendiği kişi. Ve ne büyük zorluktu ki artık Hyunjae varken kaçmak daha da güçtü ruhu için. Değerli prensi seslenişine dönerken Juyeon adımlarını adımlarının önünde eşitleyerek bakmıştı gözlerinin için.
"Bence bir gün saf sevgiyi bulacaksın."
Fısıltı gibi çıkmıştı kelimeler dudaklarının arasından. Güzeller güzeli prensinin yeniden gülümsemesine neden olmuştu cümlesi.
"O zaman huzuru bulur mu ruhum?"
Kafasını olumlu anlamda sallamıştı. Hiç olmadığı kadar emindi yine keskin gözleri.
"Bulur."
-
14082023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüm nelere kadir / Jujae
FanfictionAsil Prens Lee Hyunjae, henüz nefes alıyorken tadar ölümü.