04082023
-
"Juyeon nerde?"
Chanhee kafasını elindeki küçük kitaptan kaldırmıştı hızla. Hyunjae adımlarını güçlükle atarken endişeyle dostunun yanına ilerlemek istesede bunu istemiyormuşçasona elini kaldırarak durdumuştu dostunu genç prens.
Yinelemişti sorusunu."Juyeon nerde Chanhee?"
"Uyuyamadığı için yürümek istediğini söyledi. Birazdan burada olur."
"Sunwoo?"
"Hyunjae, onu kraliçeye haber yollaması için gönderdin. Bir sorun mu var? İyi misin? Kevin'ı uyandırabilirim."
Kafasını olumsuz anlamda salladı hızla. Hiçbir şey yapmasını istemiyordu. Güneş henüz doğmamış, sabahın ayazı deli gibi suratına çarparken gördüğü kabustan ilk defa uyanmıştı. Değer verdiği herkes gözünün önünde olsun istemişti fakat dostu dışında kimseyi bulamamıştı gözleri.
Nefes almakta yeterince zorluk çekerken suratına deli gibi üfleyen rüzgar bunu imkansız kılmıştı. Canının yeniden deli gibi yandığını hissetti. Ölümü öyle yakındı ki artık seçim yapması için bir süreye sahip olduğunu dahi hissetmiyordu. Sızlayan kemiklerine yenilerek kırılan dizleriyle çökmüştü zemine.
Kitabı parmaklarının arasından kayıp yerle buluşurken koşmaya başlamıştı Chanhee. Dostunun suratına çarpan rüzgarın nefesini kestiğini anlaması zor olmamıştı. Prens yeniden nefes alana kadar sanki kendiside nefes almayı bırakmıştı. Öyle güçsüzleşmişti ki hareket dahi edemiyor, kafasını çeviremiyordu.
"Prens Lee Hyunjae!"
Fakat adımlarını durduran şey en başından beri Hyunjae'nin ihtiyaç duyduğu kişi, Juyeon olmuştu.
Deli gibi koşan genç prens, Chanhee'ye neden birden bire durduğuna dair sorguyla bakarken değerlisinin önüne çökmüştü hızla.
Büyük bir fırtınanın habercisi olan rüzgarı sırtına alarak seslenmişti prensine."Hyunjae."
Korkuyla dolup taşıyordu ruhu. Değer verdiği bedenin hastalığı her geçen gün daha da belli derken varlığını, zordu onun için yaşamak ve nefes almak.
"Buradayım."
Fısıldamıştı güçlükle. Kalbi öyle hızlı atıyordu ki duracağını düşünmüştü.
Alnını değerlsinin alnına yaslamıştı gözlerini kaparken. Nefes almasını istiyordu yalnzıca. Huzurla, acısız bir nefes doldursun istiyordu ciğerlerine. Parmakları kayboldu güzeller güzeli prensinin saç tutamlarında. Çaresizce bekledi yalnızca.
"Buradayım."
"Prens Juyeon'un bugünkü eğitimlere katılmayacağı bildirildi."
Chanhee kafasını okuduğu kitabından kaldırmadan gülmüştü. Şaşırma ibaresi dahi yoktu yüzünde. Sarı saç tutamlarının rüzgar yüzünden uçuşması kaşlarının çatılmasına neden oluyordu yalnızca.
"Kuzey'in yönetiminin şımarık prenslerin eline kalmış olması fazlasıyla komik."
Hyunjae arkadaşının cümlesiyle yanlarına gelen hizmetlinin gitmesini emretmişti. Kuzey Krallığı üzerinden hatrı sayılır bir zaman geçmesine rağmen Juyeon'u kabullenememişti hiçbir soylu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüm nelere kadir / Jujae
Fiksi PenggemarAsil Prens Lee Hyunjae, henüz nefes alıyorken tadar ölümü.