- 15

31 3 15
                                    

14082023

-

"Haftalardır uyanmıyor."

Kevin çalışma odasına girdiğindr karşılaşmayı beklemediği bedenin cümlesiyle bir süre öylece durmuştu. Kimse Hyunjae'den içinde bulunduğu durum kabuslarından dahi beterken gözlerini açmasını bekleyemezdi.

"Ağır bir ilacın etkisi altında Prens."

"Uyuyamadınız değil mi?"

Hyunjae kulaklarına dolan uykulu sesle yıldızları izlemeyi bırakıp dönmüştü soruyu soran asile.

"Kabuslarım uyutmadı. Yinede uyanmak büyük bir lütuf."

"Üzgünüm."

"Bu konuda sorumluluk kabul etmeyeceğinizi söylemiştiniz biliyorum."

Juyeon'un saf sevgiyi öğrendiği yere gelmişlerdi birlikte. Doğup büyüdüğü evi olduğu gibi muhafaza etmekte özenli davranmıştı nahif ruhlu olan. Hyunjae'nin cümlesiyle gülerek oturmuştu yanına. Dağılmış saçları ve rahat kıyafetleriyle ilk defa görüyordu onu şimdi gözlerine baktığı.

"Sarayın rahatlığını bulamayacağınızdan emindim."

Sorun etmemişti Hyunjae bunu. Şimdi hissettiği sakinlik ve huzur dinginleştirmişti belkide anlam veremiyordu bu duyguya. Uykusu vardı fakat tuhaf bir şekilde kapanmıyordu gözleri normalde kabuslarından sonra uykuya dalmak sorun olmasa bile.

Ay ışığı vuruyordu Juyeon'un beyaz tenine, en saf ve duru haliyle bakıyordu gözleri. Dağılmış saç tutamları uçuşuyordu esen her rüzgarda.
Koluna vurmuştu hafifçe.

"Gidip uyu. Halimden memnunum."

Öylece omuz silkmişti Juyeon. Gitmek istemiyordu. Fakat kendiliğinden kapanıyordu gözleri. Sorun etmeden, cesurca uzanmıştı kendisini izleyenin dizlerine. Tek huzuru ilk defa en huzurlu hissettiği yerdeyken hep yanında olmak istiyordu çünkü.

"Bende memnunum."

Ses vermemişti prensi. Gözlerini yeniden açmaya korkmuştu önce. Derken değerlisinin parmakları gezinmişti saç tutamlarında. Kalbi deli gibi çarpıyordu artık.

"Çocukken bir masal anlatırdı dostum. Güçlü bir prens hakkında."

Derince bir nefes almıştı gözlerini hala açamazken.

"Güçlü Prens, genç, korkusuz ve şefkatlidir. Ay gibi parlar karanlığın hükmettiği krallığının içinde. Hiçkimsenin ruhu kaybolmasın o karanlıkta diye nöbet tutar her gece. Yardımcısıdır yıldızlar. Taç olup düşmüşlerdir saç tutamlarının üzerine. Her karanlık gece Prensin varlığı sayesinde aydınlanır adeta."

Gülümsemişti.

"Hep o Prens olmak istemiştim. Asla olamayacağıma eminken bile. Babam yıldızlardan taç yapardı benim için. Dostumla Ay belirene dek güçlü prens hakkında konuşur, karanlıkla savaşırdık. Bir gün hepsini o karanlıkta kaybedeceğimi bilmeden"

Yanmalarıma inat gözlerini açabilmişti sonunda.
Saçlarında gezinen parmaklar durduğunda gülümsemişti burukça.

"O gün nefret ettim karanlığın güçlü prensinden. Gelmemişti çünkü. Ailem yoktu, dostum yoktu. Kranlığın prensi, yıldız taçlı o güçlü savaşçı... orada olmalıydı."

Zordu nefes almak.

"Zaman ben büyüsümde durmuştu sanki. Saray yeni evim olsada, bir Prens olsamda. Çocukça nefret etmeye devam ettim o prensten. Bir gün karşıma sahiden çıkacağını bilmeden."

Son cümlesiyle kaşları çatılmıştı onu pür dikkat dinleyen bedenin.

"Büyük bir öfkeyle meydan okudum ona asi ruhumla. Her adımımda yapmadığı, bilmediği her şey için suçladım onu. Gözlerimle delmek istedim ruhunu, kalbini. Bir suçlu arıyordum sadece. Meydan okumayı kazandığımın dahi farkında değildim o gün. Kazanmama izin verişinin bile."

Yanan canı yeniden alev almıştı şimdi.

"Karanlığım o gün aydınlandı. Beklediğim yıldız taçlı güçlü Prens o gün geldi. Elimi samimiyetle sıktı. Hiçbir suçu yoktu. Dostumun masallarındaki o prensin şefkatiyle baktı gözlerime. Gençliğimi hatırlattı bana. Zaman geçti, gerçekten büyüdüm. Ve artık ruhunun huzuru bulmasını istediğim o prens tek huzurum oldu."

Bir şey söylemesini istemiyordu. Konuşmak yeterince zordu. Uykusu hala vardı. Hafiften sarhoş bile hissettiğini itiraf edebilirdi. Hiç doğrulmak istemese bile huzurunun dizlerinden kalktığında, evinin bahçesinde ışıl ışıl parıldayan yıldızlara bakıp konuşmuştu.

"Sizi yıldızları izlerken görünce aklıma geldiler."

Prensine dönerek hafifçe eğilip saç tutamlarını geriye doğru tarayarak doğrulmuştu.

"Haddimi aştıysam eğer bağışlayın."

Sonunda boğazındaki düğümün çözüldüğünü hissetmişti Hyunjae. Tıpkı karşısında Ay gibi parıldıyan prens gibi ayaklanarak eşitlemişti boylarını. Gülümseyerek karıştırmıştı saç tutamlarını. Hareketiyle rahatlamışcasına gülümsemişti canı yanan.

"Güzelce büyümüşsün Juyeon."

Ardından dudaklarını bastırmıştı görünmez yıldızdan tacına, huzurlu saç tutamlarına. Sıkıca sarılmıştı beline. Devam etmişti öylece.

"Ve endişen olmasın ki ruhum huzurunu buldu."

"Karanlıkta kaybolmama izin verme."

Fısıltı gibi çıkmıştı Juyeon'un sesi. Aynı fısıltıyla cevap vermişti değerlisi.

"Bu asla olmayacak. Emin ol."

-

14082023

ölüm nelere kadir / JujaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin