Karakol

120 10 47
                                    

Eunhee

Tek başıma  Seul Emniyet Müdürlüğü önünde bekliyorum çünkü hain kuzenim beni sattı. Şimdi sattı demek de pek içimden gelmiyor açıkçası çünkü o olmasa buraya gelemezdim bile. O ve yeni kankası.

Hocam bana bu ödevi verdiğinde hissettiğim hayal kırıklığını hatırlıyorum da... Ahh! Herkese adam akıllı ödevler verirken bana bakıp gelecekte, iyi bir adli vakalara bakan araştırmacı gazeteci olabileceğimi söylemişti. Öyle bir hayalim bile yok! Kandan hoşlanmam ben! Şey, tabii kaos severim. Ama en büyük suçların görüşüldüğü Seul Emniyet Müdürlüğünde takılmak istemiyorum! Arka tarafında adli tıp kurumu var be! Bir sürü ceset geliyor her gün buraya. Korkunç! Ne olurdu bana da Minji'ye verdiği gibi bir köye gidip yemek kültürü hakkında röportaj yapma ödevi verse? Minji sınıf arkadaşım bu arada ama önemli bir detay değil bu.

Arkamdan duyduğum sesle bu düşüncelerden kurtulup sesin geldiği yöne döndüm.

"Merhaba, kusura bakma beklettim. Otobüs biraz trafiğe takıldı."

Ödevimi halletmemde yardımcı olan Hyejin'in yeni kankası Chan karşımda duruyordu.

"Önemli değil, ben de yeni gelmiştim."

Aslında 10 dakika falan oldu ama suçlu hissetmesin şimdi çocuk. Chan bir şey arıyor gibi gözlerini gezdirdi.

"Hyejin yok mu?"

"Aa, evet o yok. Acil bir işi çıktı. Hyunjin 'in yanına gitti."

Şaşkın bir ifade ile sordu.

"AA, öyle mi? İkisi artık iyi anlaşıyor sanırım?"

"Evet öyle galiba, açıkçası birkaç gündür buradayım ve o ikisinin ilişkisinden pek bir şey anlamadım."

Gülümsedi.

Anaa, gamzesi varmış bu çocuğun.

"Biz de pek anlamıyoruz, boş ver."

Giriş kapısını gösterip tekrar konuştu.

"İçeri girelim mi? Babamın arkadaşları bekliyor."

Kafamla onayladım ve onu takip ettim. Bir tık gergindim. Hyejin olsa daha rahat hissederdim. Ama bu çocuktan çekinmeye çok gerek yok gibiydi. Sakin bir tipti. Kızlar zaten öve öve bitirememişti. Alt tarafı liseli bir ergendi. Aramızda bir yaş olsa da benden küçüktü sonuçta. Abla kartını kullanırdım istersem. Heh. Bazen fena  bir kız oluyorum.

İçeri girdiğimizde etrafı incelemeye başladım. Büyük bir alan, bir sürü koridora açılıyordu. Duvarda hangi koridorun nereye gittiğini anlatan tabelalar vardı. Herkes bir koşuşturma halindeydi. O belirsiz kalabalık gürültüsü, hakimdi ama ileride bağıran bir aile diğer bütün gürültüden daha baskındı. Kafamı o taraftan çekip önüme döndüm.
Karşıdan gelen üniformalı polis Chan'a yaklaşıp kolunu omzuna attı.

"Ooo, Channie! Gözümüz yollarda kaldı. Neredesin be oğlum. Bayağıdır göremiyoruz seni."

Chan gülümseyip cevapladı.

"Sınav işte biliyorsun hyung, pek zaman bulamıyorum."

"Olsun olsun, iyi olacak inşallah."

GERİ TAKİP/ HYUNJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin