Mücadele

100 8 59
                                    

Eunhee

Sinirle kuzenimin suratına telefonu kapattım. Beni gara bırakmaya gelemiyor olması yetmiyormuş gibi bir de bana Chan ile ilgili ima yapıyordu.

Tamam Chan'ı tatlı buluyordum. Son bir kaç günde muhabbeti bayağı ilerletmiştik ama bir şeyler demek için erkendi. Birilerinin ima yapmasından da nefret ederdim. Ben yapabilirim, ben ablayım, ama küçük insancıkların ablalarıyla uğraşmasına karşıyım.

Hyejin benimle gara gelemeyecekse evde beklemem gereksizdi. Bu yüzden dünden hazır olan eşyalarımı kapının yakınına taşıdım. Son bir kontrolden sonra evden çıkmaya hazırdım. Şanslıydım, tek otobüsle kolaylıkla gara gidebiliyordum.

Sıkıcı ve boğuk bir otobüs yolculuğunda sonra nihayet gara varmıştım. Şöfer beyin sıcak havaya rağmen klimayı bir türlü açmamasını kınadım açıksı. Yaz geldi şofooor bey! Uyan!

İnternetten aldığım bileti onaylatmak için tren şirketinin garın içindeki şubesine gitmem gerekiyordu. O yüzden, o kısıma yöneldim. Bir an önce trene geçmek istiyordum.

"Merhaba, saat üç buçukdaki Busan trenine bir bieltim vardı."

Görevli kadın, işinden bıkmışlığının verdiği bir ifadeyle bana baktı.

"İsminiz?"

"Kim Eunhee."

Bilgisayarında bir kaç tık yaptı ve elime bir kağıt parçası uzattı.

"Buyrun."

"Teşekkürler."

Sesimin ona göre neşeli çıkan tonundan biraz utanmıştım. Sana neşeli bir hayat diliyorum görevli abla.

Trenin kalkmasına daha vardı. Bu yüzden bekleme alanında oyalanmaya başladım. Anneme, yakında trene bineceğim dair bir mesaj attım. Mesaj kutumda annemin hemen altında Chan'ın ismini görmem ile gülümsedim.

Dün gece biraz konuşmuştuk. Konuşmaları tekrar okumak için mesaj sekmesini açtım. Bana dikkatli olmam gerektiği ile alakalı gönderdiği mesajları okudum. Dün, karakolda benimle konuşmaya çalışan çocuğu gördüğümü sanmıştım. Chan dışında kimseye bundan bahsetmemiştim. Beni uyarmış defalarca dikkatli olmamı söylemişti. Benimle gara gelmek istemişti ama ona zahmet vermek istememiştim zaten normalde Hyejin gecelecekti. İkisi karşılaşsa Hyejin bana daha ne imalar yapardı. Gerçi Chan'ı gitmeden görüp vedalaşmak güzel olurdu.

Muhtemelen yanlış görmüştüm. Çok polisiye dizi izleyip karakolda bir gün geçirmek psikolojimi etkilediyse demek. Mesajlarına göz gezdirdim. Çok düşünceli biriydi yaa ve çok güzel gamzeleri vardı.

Bir an ne yaptığımı fark ettim. Çocuğun mesajlarını tekrar tekrar okuyup gamzelerini mi düşünmüştüm ben!

Kendime gelmeliydim. Mesajlara bakıp kendimden geçerken şimdi kendime kızıp sövüyordum. Dışarıdan muhtemelen deli gibi gözüküyorumdur.

Bineceğim trenin gara geldiğini fark ettim. Çok iyi denk gelmişti gerçekten. Yerimden kalkıp trene yöneldim. Eşyalarımı yerleştirip tuvalete gitmek için trende geri çıktım.

Şöyle ki, tren tuvaletlerinden korkuyorum. Dalga geçmeyin çünkü cidden korkunç! Hiç sifonu çektiniz mi? O vakum, o ses... Ruhumu bile bedenimden sökebilecek kadar güçlü. Bir de iğrenç kokuyor tabii. Hareket halindeki bir trende işinizi görmek de zor oluyor. Eski ıslak deneyimlerimden bunu öğrendim. Haa bir de kapıyı kitlediğinizden iyice emin olun. Trenin yamuk bir raya denk gelmesi durumunda kendi kendine açılabilir. Neden korktuğumu açıkça belli ettim sanırım.

GERİ TAKİP/ HYUNJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin