Hyejin
Bugün okulda son sınavımıza girecektik. En zoru en sona saklamışlardı. Fizik sınavı, olacaktık. Derslerim çok iyi değildi ama fizik çalışmayı sevdiğim için bu derse diğerlerinden daha çok vakit ayırırdım. Aslında yanlışlıkla olmuştu.
Fizik çalışmadan yapılacak bir ders değildi ve ben fizik ödevlerini fiziği beceremediğim için yapmıyordum. Annem bunu fark ettiğinde çok kızmış ve fiziğe yoğunlaşmamı söylemişti. Ben de başta istemeyerek çalışsam da zamanla nasıl çalışmam gerektiğini anlamış ve bundan zevk almaya başlamıştım. Tabii hala yeterince iyi değildim. Ama fizik sınavlarını kişisel algılardım. Sevdiğim bir ders ise bunda başarılı olmalıydım. Sınavlar arasında en çok çalıştığım dersti. O yüzden diğer sınavlara göre daha heyecanlıydım.
Sınav kelebek sisteme göre olduğu için sınavın olduğu sınıfa yürümeye başladım. 9. Sınıfların katında sınava girecektim. Sınıfı bulup arka sıranın bir önünde olan yerime oturdum. Kalemleri ayarlamış zilin çalmasını bekliyordum.
Zil çalmış öğrenciler yerlerini almaya başlamıştı. Sınıfa son girenlerden birinin Hyunjin olduğunu fark ettim. Benimle göz göze geldiğinde suratındaki belirgin sevinç beni korkutmuştu. Bana doğru yürümeye başladı. Arkamdaki sıraya oturmadan önce fısıldadı.
"Daha şanslı olamazdım. Fizik sınavında önümde sen oturuyorsun!"
Az önce benden kopya çekeceğini açıkça itiraf mı etmişti o? Sinirle arka sıraya döndüm.
"Benden kopya çekmene izin vereceğimi sanmıyorsun değil mi!"
Takınabileceği en gıcık gülümsemeyle sırıttı.
"Şansımı deneyeceğim."
Ben cevap veremeden hoca geldi. Bu yüzden önüme döndüm. Kopya çekmesine izin vermeyecektim, çok beklerdi.
Sınav kağıtları dağıtılmış hoca başlamamızı söyleyeli 15 dk olmuştu. Soruları kendimce çözmeye başlamıştım. Arkamdaki çocuk kopya çekemesin diye de kağıdımı iyice saklıyordum.
Soruları çözmeye devam ederken kafama bir şeyin fırlatıldığını fark ettim. Görmezden gelmeye çalışsam da ikinci kez aynı şey daha sert şekilde yapıldı. Göz ucuyla hocaya baktığımda hocanın bakmadığını hatta bizi umursamadığımı fark ettim. Bunu Hyunjin de fark etmiş olacak ki fısıldadı.
"Bana kopya vermek zorundasın!"
Cevap vermedikçe fısıldamaya devam ediyordu.
"Lütfen Hyejin!"
Zaman akıyordu ve benim dikkatim dağıldığı için sorulara odaklanamıyordum. Kurtulmak için silgimin kağıdını çıkartmış ve yaptığım soruların cevabını yazmıştım. Kağıdı hocanın bakmadığın emin olduğumda arkamı dönmeden masasına koydum.
Yazdığım cevapları kağıdına geçirirken ben de diğer soruları çözmeye başlamıştım. Son bir sorum kaldığımda yine aptal şeyleri kafama fırlatmaya başlamıştı. Sinirden delirmek üzereydim.
Aptal çocuk yanlışlıkla yan taraftaki çocuğa isabet ettirince çocuk sesli bir şekilde bağırdı.
"Ahh, kim attı onu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERİ TAKİP/ HYUNJİN
Fanfic"Yahu kardeşim ben senin fanın mıyım, sen beni takip etmezken ben seni niye takip edeyim?"