Dedikodu

128 11 29
                                    

Hyejin

Yunji ile birlikte okula doğru yürüyorduk. Genelde çok konuşkan olan Yunji bugün çok sessizdi. Ona ne olduğunu sorsam da bir şey olamadığını ve dün gece iyi uyuyamadığını söylemişti. Ben de üstelememiştim ama bir şeylerin olduğu çok belliydi.

Okul kapısından girerken biri arkamdan gelerek hafifçe omuz atmıştı. Arkamı döndüğümde bunun Hyunjin olduğunu fark etmiştim.

"Günaydın hanımlar!"

Yunji ona dönüp kuru bir günaydın demişti. Hyunjin bir terslik olduğunu anlayıp bana baktığında sadece omuz silktim. Yunji bana bile anlatmıyorsa şu an Hyunjin'e hiç anlatmazdı.

Hyunjin, Yunji'nin dikkatini çekmek istiyor olacak ki kolunu omzuma atıp bana doğru konuştu.

"Bugün öğle arası yan sınıfla futbol maçımız var. İzlemeye gelir misiniz?"

Yunji bizim omuz omuza olmamızı bakmadan ilerlemeye devam edip konuştu.

"Olur, yapacak daha iyi bir işim yok zaten."

Sınıfta oturmak bence daha iyi bir seçenekti ama bu Yunji'nin aklını her ne karıştırıyorsa daha çok düşünmesin sebep olurdu. O yüzden ben de onayladım.

Hyunjin diğer kolunu da Yunji'ye atarak yürümeye başladı. Neden bu şekilde okula yürüdüğümüzü asla anlamadığım bir anda Hyunjin ağırlığını üstümüze vererek ayaklarını havaya kaldırdı. Ee tabii Yunji de ben de yalpalamıştık. Omzuna vurup sinirle sordum.

"Ne yapıyorsun ya?"

"Çok içimden geldi, ne yapayım?"

Yunji nihayet yaşam belirtisi gösterip bize tebessüm ettiğinde mutlu olmuştum. Ama yeterli değildi tabii. Bu kızım şimdiye yüzünde güneşten parlak bir gülüş olmalıydı.

Hyunjin de Yunji'nin minik tebessümünü fark etmişti. Omuzlarını sallayarak yine bana vurduğunda ona baktım.

"Hyejin, bugün sana çikolata ısmarlayacağım."

"Niye?"

"Maçı kazandığımızda bir şekilde kutlamam gerek."

Göz devirdim. Bu kadar öz güven boyundan fazlaydı.

"Egonu da al kaybol Hyunjin"

Sınıflarımızın ayrıldığı yere geldiğimizde Hyunjin, Yunji'ye göz kırparak konuştu.

"Prenses Yunji'ye ise dondurma ısmarlayacağım. Biz dondurmamızı yerken sen çikolatanı kemirebilirsin Hyejin."

Kafasının yanında iki parmağını sallayarak selamını verdi ve kendi sınıfına girdi.

Arkasından gülmeden edemedim. Salak çocuk. Neyseki Yunji'ye güldürmeyi başarmıştı. Biz de kol kola bir şekilde sınıfa girdik.

Öğle arasında sözleştiğimiz gibi maçı izlemeye gelmiştik. Hyunjin, Seungmin ve Felix oynuyordu. Jisung futbolda iyi olmadığı için diğerleri ile birlikte bizimle oturuyordu. Normalde ders çalışan Chan ve Minho oppa da maçı izlemeye gelmişti. Duyduğuma göre pek ders çalışmasa da Changbin oppa da buradaydı. Jeongin de çocukları yalnız bırakmamıştı.

GERİ TAKİP/ HYUNJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin