"ben bir çeşit dolma yaptım..." dolmanın iç harcını, dışını hepsini anlatırken katsuki öylece onu izliyordu. başını iki yana sallayıp tadım için çatalı peçetenin üzerinden alıp hâlâ dumanı çıkan dolmayı ortadan kesti. iç harcı ve içinde kullandığı sos dağılırken yanardağ patlaması gibi duruyordu. ilk önce iç harcını tattı, ardından sosu ve hepsini birlikte tadıp puanını verdi. mina ve mark beyaz tabakta yayılan kırmızı sosun tadına baktı. mina kağıtta izuku'nun isminin yanına kocaman bir yıldız çizmişti. kameralar yıldızı gösterdiğinde daha sonra izleyecek olan annesi bir kaç saat boyunca ağlamıştı, oğlunun emek verdiği ve sonunda iyi sonuç aldığı yemekleri görünce çok mutlu oluyordu.
mark izukuya tabağı alabileceğini söyleyip diğer yarışmacıyı çağırdı.
"et aldın madem neden çiğ getiriyorsun." biraz önce mutlulukla yemek tadan sakin katsuki önüne getirilen tabaktaki eti tattığı anda bağırmaya başlamıştı. "tamam çiğ getirdin bari güzel getir. bu ne böyle fırlatıp atmışsın tabağa." geriye çekilip kağıtta yazan ismi karalayıp geri döndü. döndüğünde çoktan gitmiş diğer yarışmacı gelmişti.
sho kafasındaki bandanayı düzeltip yemek hakkında konuşmaya başlamıştı. verilen iki malzemeyle yapabileceğinin en iyisini çıkartmış denilebilirdi. tabak inanılmaz görünüyordu.
"tuz ne kadar ekledin?" mina dış görünüşüne bayıldığı tabaktaki biraz fazla tuzla kağıda puanını vermişti. "sunumun güzel. yagiden sonra, hoşuma gitti... alabilirsin."
sasuke siyah ve mor ağırlıklı tabaktaki yemeği şeflerin önüne bıraktığında mark beğeniyle sürmüştü. "anlat." çatalıyla içine bakarken yumuşak yapısı şaşırtıcı gelmişti, dışarıdan bakan birisi kesinlikle sert olduğunu düşünürdü.
"şefim, pancarın rengini kullandım..." anlatmaya devam ederken katsuki'nin gözü sürekli yeşil saçlıya gidiyordu. saçlarını kulağının arkasına alıp bir fırına bir tabağa bakarken katsuki'nin onu izlediğinin farkında değildi.
herkes tabağını tattırmış şeflerin önünde duruyorlardı. "evet aranızda altıncı olan kişi... yagi sen oldun. çiğ et gerçekten yenemeyecek düzeyde, tabak sunumu da çok baştan savma duruyor."
yagi özür diledikten sonra girdiği kapıdan çıkmıştı.
mark kağıtları cam masaya vurup "beşinci olan kişi. hinata sensin. söylenecek bir şey yok, soslar çok güzel ama acıyı basmışsın."
"dördüncü hisoka. tarçın tadı geliyordu, diğer malzemeleri bastırmış." başını sallayıp teşekkür ettikten sonra aynı arkadaşları gibi girdiği kapıdan çıkmıştı.
"geldik üçüncüye. sho üçüncü sensin. tuz bir tık fazla olmuş. ama çok güzeldi."
"ikinci izuku, sunum olarak karşılaştırdık ve biraz daha sürprizli duran sasuke'nin tabağını seçtik."
"seçtiniz." mırıltısını gömleğindeki küçük mikrafon bile duymamışken izuku ne demek istediğini anlamıştı. başını sallayıp teşekkür edip şefin sözlerini dinlemeye devam etti.
"tabağını çok güzel. tadı çok güzel... ama daha güzel bir tabak olduğunda onu seçiyoruz. ana kadroya giren ilk kişi sasuke sensin."
sasuke öne çıkarken izuku kapıyı açıp odaya girmişti. koltukta oturanlara bakmadan yine aynı köşeye geçip oturdu. son anda verdiği karar birinciliği kaybettirmişti. normalde tabağın altında yaptığı ekmeği koyacaktı ama abartı olduğunu düşünüp koymaktan vazgeçmişti, bunu şeflere söylememişti zaten en arkadaydı. gözlerini avuçlarıyla kapatıp beklerken yarın kesinlikle önlüğü alacağını kendisine söz verdi.
💗
izukummm tekrar okumaya çok üşendim ya umarım yanlıs bir yer yoktur
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
