Erik

50 5 0
                                    

Bir yemeği hızlı yemek iyi bir şey değildir. Tadını çıkarmak gerekir aynı hayat gibi örneğin: yeşil eriği elimize aldık gençliğimizi düşün. Yavaşça tuza,aşka batırdık. Sonra o tuzun acısını hissedemeden ağzımıza yaklaştırıp onu ikiye böldük kalbine dokunduk bazen koparttı ama o hala yaşamaya çalışıyordu. Yetmedi iyice dişlerimizle böldük ve ezdik acısına.acı kattık o ikiye bölünmüştü kendinde değil. Hayat bize ne kadar tatlı kalanını da ye diye baskı kuruyordu.Sıra diyer yarıya geçti tekrar yaramıza tuz değdikçe yaktı canmızı. Sonra tekrar aynı acılar anı şeyler. Artık sadece umutsuz ve bir okadar bitkin çekirdek aldı elimizde. Kimisi yere attı kimisi çöpe. Ama hepsi yok olmadı bazısı direndi Aşkı unuttu ve dünya için çalıştı şans yardım etti. Ona biraz toprak,su ve güneş gerekti hayata tutunmak için acılarını unutum fliz verdi yaprakları yeşerdi.yeni meyveler verdi onlarda acı çekiceklerdi doğanın kanunu bu ama o ağaç ona onları yapanı unutmadı. Aklına geldi belki dişlerini kamaştırıp biraz bir şeyler yaptırdı. O gittikden sonra özledik yaz gelsin diye özledik onu işte . Yani bazen bir meyveyi yerken bile hayat bize ders verir. Bize her zaman ''bak aynı sen'' dedirtir.

Tuzsuz yeme sakın.

Erik ve TuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin