18

12 1 0
                                    

31 Temmuz 23

03:14

Sırtıma giydirilmiş en kalın ceket göğüs kafesimdir. Sırtımdan düz inerken kalbime doğru parmaklıklarını birleştirir. En ufak ciğerlerimin hareketlenişinde baskılarıyla kendini hatırlatır. Bütün organlarımı korumakla mükellef olduğunu düşündürtür ama her koruma gibi özgürlüğe düşmandır. En alt noktadan ciğerlerimi tamamen sarar. İki çivi ile akciğerlerime sabitlenmiş gibidir. Omuzlarımda ki yükü beni yerime sabitler neredeyse. Omuzlarım ağrılar ile isyan ederken kalbim kendisini iman tahtasına vurarak teselli eder. Herkes göğüs kafesinden çıkmaya, uzaklaşmaya çalışır. Kalbim yırtınırcasına her saat, her dakika, her saniye göğüs kafesine direnir. Ağırlığından kurtulmaya özgürce atmaya çalışır. Omuzlarım kayıp gitmesini ister bir ceket gibi yere. Dışarıdan açmaya kalksam kırılır, içime batar. Göle çevirir, her iç boşluğumu kanla. Ciğerime batar, nefesimi söndürür. Kalbime batar, beynimi döndürür. On iki eliyle sonumu getirir. Kayıp gitmek ister her organım aşağı bi türlü. Pranga orada olmasa, genişler yukarıya kendini bildirir. Hayvani ruhumun sesini çoğaltarak gösterir kendini. Gözdağı verir bütün yaşama içimde binlerce boşluk olmasına rağmen küçücük kafeste yaşatarak. Beynimin işi midir bütün bu esaret yoksa o da mı esirdir bedenimin bi boşluğunda. Bütün soyut kavramlara bundandır hasretim belki. Onları hapsetmek zordur, yaşatmak basit. Düşünmek yeter birkaç kelimeyi binlercesine çevirmek için. Esaret kavramından uzaktır bütün insanlığın aksine.  Düşünceler ve öylesine dilden düşen kelimeler. Kendileri hiç hapsedilmez, yaşatmak için daracık kafeslere ya da bütün dünyaya. Dahası asla umut ile varolmazlar eğer gerçekten ustasının dilinden düşerler ise.

ÖlmeyemeyilliyimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin