2 gün bölüm yok pazartesiden devam tşk
>>>>>>>>>
Benim uyku saatim için şu an çok erkendi. Yatak odasına girmeden Ahu'ya döndüm.
"Uykun var mı?"
Kafasını iki yana salladı. "Gündüz uyuduğum için şu an çok uykum yok."
Yatak odasının kapısını açmadan gerisin geri salona götürdüm. Canım feci bir şekilde soğuk kahve istiyordu.
"Soğuk kahve ister misin?"
"Olur." Salonda kalacağını düşünsem de benimle mutfağa geldi. Amerikan mutfak olduğu için salonla birleşikti zaten.
Ahu ortadaki tezgahın önünde duruyordu. Yavaşça ona yaklaştım. Ona yaklaşmamla o da geri geri gitmeye başladı. Merak parıltısı dolu gözleri üstümde dolaşıyordu. Bir tık heyecanını da hissediyordum. Beli tezgaha yaslandığında ellerimi etrafından tezgaha koydum. Bakışları hala aynıydı. Ellerimi beline koyup, "Zıpla bebeğim." Dedim. Ufak bir güç uygulamamla kaldırıp tezgaha oturtmuştum.
Bakışlarındaki heyecan sönerken gülmeye başladı.
"Bir şey mi umuyordun?" kafamı kaldırıp göz kırptım.
"Umuyordum hanımefendi ne olacak?" Bunun gözleri yine istekli bakmaya başlamıştı ya. Kalbim tekledi. Öpsem ne olurdu ki? Ahu'nun bu açık sözlü hallerine de ayrı bayılıyordum zaten. İstediği şeyi net olarak söylemesi mest ediyordu beni.
"Ne umuyordunuz efendim?" Biraz oyuncu olmaktan zarar gelmezdi.
"Belki bunu." İşaret parmağımı çenemin altına koyup parmağından kuvvet vererek başımı daha çok yukarı kaldırdı. Öne doğru eğilip dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı.
Bayılma Umay. Bayılma sakın bayılma. Allah'ım sen aklıma mukayyet ol. Çok erken olur diye öpmekten köşe bucak kaçıyordum ama kendi gelmişti bana. İlk o öpmüştü.
Küçücüktü ama etkisi büyük bir öpücüktü. O heyecanla gözümü kapatmıştım ve rüya görüyorum diye açamıyordum. Tek gözümü kırpıştırarak açtım. Ahu kocaman sırıtıyordu.
Çenemi iki avucunun içine aldı elleri yanaklarımdaydı. "Ben seninle ne yapacağım Umay, çok tatlısın."
"Asıl ben seninle ne yapacağım?" Her hareketi kendimden geçiriyordu. Eşiği atlattığımızda göre biraz daha arsız olabilirdim.
"Şimdi ben seni öpebilir miyim?"
"Neden hala öpmedin ki?" Cevabını duyar duymaz parmak uçlarımda yükseldim. Elimi ensesine koyup başını öne doğru eğerken dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Cennet desen cennet değil, cehennem sıcağı mevcut vücudumda. Bambaşka bir his bambaşka bir duygu. Ahu başkaydı, cidden çok başkaydı. Şu kadarcık şey bile vücudumu kasıp kavurmuştu.
Ben gerçekten onu çok başka seviyormuşum.
Dudağına bıraktığım sık ve ufak öpücüklerle öpüşmeyi bitirip kendimi geri çekmiştim. Çekmezsem sabaha kadar o tezgahın üstünden inemezdi.
Bir şey söylemek için başımı kaldırdığımda dudaklarını yalayarak gülümsedi.
"Atma işte şu zehirli oku, atma." Dayanamayarak tekrar öpmeye başladım. Ya ben libidosu yüksek bir insandım zaten anlatabiliyor muyum, nasıl karşı koyacağım Ahu'ya? Dünden hazırım zaten.
Zorla kendimi durdurarak tamamen geri çekildim. Nefesimi düzene çekmeye çalışarak arkamı Ahu'ya dönerek bir süre nefes almaya çalıştım.
"Semesin. Aynen." Ahu'nun gülüşü kulaklarımın pasını temizliyordu.
"Öyleyim tamam mı? Sadece teknik aksaklarımız var o geçince göreceksin sen." Kahve makinesine ilerleyip kahve yapmaya başladım. Bir yandan da sütü ve buzu çıkarmıştım.
Kahveleri yapınca Ahu da tezgahtan atladı. Kahvenin birini eline alırken gülüyordu. Bu kız hep böyle olacaksa ben buna ciddi ciddi tapardım ya.
"Ne yapalım şimdi?" diye sordum koltuğa otururken.
"Bilmem, o çok sevdiğin oyunu gösterebilirsin istersen." Benim ilgi alanlarımla ilgileniyordu ve bu çok hoştu.
"Öğretirim sana." Dedim heyecanla. Çocuk gibi heyecanlanmıştım.
Kahveleri içtikten sonra bilgisayarın başına geçtik. Onu sandalyeme oturturken ben yanına sandalye çektim. Valorant açıp öğretmeye başladım. İlk olarak özel odada ajanları yeteneklerini falan gösterdim. Sonrasında bir tane derecesiz oyuna soktum. Hesaba katmadığım bir şey varsa o da rankımın yüksek olduğuydu.
Karşı takım Ahu'ya sürekli kötü bir şeyler yazıyordu. Bizim takımda sövmeye başlayınca çok yanlış bir tercih yaptığımı analdım. O kadar aşk sarhoşuydum ki fark etmemiştim. Yan hesaplardan birini verecektim.
"Balım, bana bir müsaade etsene." Diyerek kaldırıp yerine oturdum. 1vs4 dü. Eli aldıktan sonra mikrofon bastım.
"Evinizi yurdunuzu siktiklerim derecesiz maçtayız, hiç mi görmediniz oyuna yeni başlayan birini ananızın karnından oyunla mı doğdunuz orospu evlatları. Kescen şimdi sesini yarrak kafalı seni."
Oh, rahatlamıştım.
Direkt alt+f4 çekip çıktım oyundan. Kafamı masaya dayayıp 'Off' çektim.
"Özür dilerim." Dedim Ahu'ya dönerek.
"Hani terbiyeni Özgün bozuyordu senin?"
"Özür dilerim terbiyesiz bir kızım."
Sadece güldü ve sarıldı. Beni böyle kabul ediyorsa fazlasını istemezdim ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2:29
Teen FictionYarı texting. Çiçekler alacağım sana Sana söz bir çiçek solmadan yenisi gelecek Sana söz seni öyle mutlu edeceğim ki Yaşadığını hissedeceksin.