İçimdeki bilinmezlik çukuru saatle geçtikçe derinleşiyordu, nefessiz bırakacak kadar güçlüydü bu çukur. Kara delik misali zihnimi içine çekip oyuncak hamur gibi oynuyordu. Mauro yukarı çıkıp eski fotoğraflarımıza ve videolarımızı izleyelim demişti onaylamistim son 4 gündür neden yaptığımı bilmeden ama yaptığım şeyler gibi onaylamıştım.
Birer kahve yapacağını benim kendi bilgisayarını alıp odama geçmemi söyledi sessizce dediklerini yaptım. Aslında buna hiç halim yoktu şuan yatıp günler sonra kalkabilirdim.
Bilgisayarı açtığımda ekranda hepimizin olduğu bir fotoğraf karşıladı beni şifreyi girdim, ve dosyalara tıkladım o sırada elinde iki kupayla Mauro geldi. Balkonumda salıncak vardı yanıma oturdu önümdeki masaya koydu kahvemi. Arkasına yaslandı, "2012 yi aç ordan başlayalım." bir şey demeden '2012 İcardi Family' yazan dosyaya tıkladım.
İlk fotoğraf benim Galatasaray formasıyla sehpanın üzerinde oturduğum bir fotoğraftı arkada Fran vardı çok mutluyduk. Kafamı çevirdiğimde gülümseyerek beni izlediğini farkettim. "ilk sana anlattığımda renklerini çok sevdiğini söylemiştin hatırlıyor musun?" başımı salladım onayladım. fotoğrafı değistirmek için uzandığında bileğindeki bilekliği farkettim, günler önce aldığım bendekinin aynısı sarı kırmızı bileklik. Aidiyet duygusu buydu işte böyle bağlanılırdı bir yere zorla ya da parayla olmazdı ki bu iş.
Bir şey demeden ekrana çevirdim bir video vardı ben, İtalyanca konuşmaya çalışırken Mauro telefondan bakıo cevap vermeye çalışıyordu ve yüz hali inanılmaz komikti. İkimizde kahkaha attık "İtalyancanın bu kadar iyi olması normal değil bence Adella" o an aklıma Altın çocuk geldi koskoca adama da çocuk falan diyodum ama napiyim o dedi bana bu lakabını.
"ben eğlenceli bulduğum her şeyi çok iyi yaparım babalık." bilgisayarı kucağına çekmeden önce benim duymayacağımı sanarak "kime çektiğini bilmez miyim tabi ki de eğlendiğin şeyden vazgeçmezsin de" anlamamazlıktan gelecektim, anlamadım da zaten duydum sadece. bilgisayarı kucağına aldığı için rahat görebilmek için omuzuna uzandım. O an kafamın üzerine başını koyup derin bir nefes çekti, o his yine vardı kanım kaynıyordu resmen şuan o kadar rahat ve güvende hissediyordum ki kaleci olsam ve defans oyuncusu Sergio Ramos olsa bu kadar rahat olamazdım.
Ve şunu farkettim ben babamın yanında bile içimden gelen her şeyi söyleyemiyordum, şımarık biri bile olamıyordum hep çekinirdim ondan biraz olsa da, ama bu adamın yanında öyle bir özgüven geliyordu ki bana, ağzıma geleni söyleyebilirdim alınırdı belki küserdi ya da benimle konuşmazdı ama başım belada olsa ve onun iki eli kanda da olsa gelir beni çekip alırdı.
Biliyordum bunu çünkü defalarca yapmışlığı vardı. Babam bana gelemem başının çaresine bakmayı öğrenmelisin artık dediğinde bu adam gelmişti kurtarmıştı beni kendi annem başına dertler açıp duruyorsun bir düzgün dur artık dediğinde yine o gelmişti o daha çok küçük hatalar yapacak ben toparlarım arkasını her zaman ben yanındayım Adella nın demişti. Ağır basan uykumla başım omzunun üzerine düştü.
Hissediyordum fakat gözümü açamayacak kadar yorgundum da. Saçıma uzandı eli sessizce okşamaya başladı bebeklikten beri en sevdiğim şeydi saçlarıma dokunulması hemen uykum gelirdi zaten. Ve en çok Mauro severdi saçlarımı, küçükken hep örer bağlar değişik şeyler yapardı saçımla. Yine eskisi gibi seviyordu, bu hissi ömrüm boyunca yaşamak istedim o an "saçlarımı hep sever misin" kurduğum cümleyi duydu mu bilmiyorum ben bile zor duymuştum.
"her zaman sen ne zaman istersen hep severim seni" sesi titriyordu boğuktu ağlıyor muydu yoksa ama neden ağlasın yoksa onun da mı babası koskoca ülkeye sığdıramadı onu? Soramadım beni çeken uykuya dalmadan bir fısıltı duydum yalnızca.
"gözükmeyen yıldızlar ve bu salıncak şahidim olsun ki seni asla bırakmıycam beni istemiyceksin yarından sonra belki negret ediceksin evden gitmek istiyceksin, ama unutma kızım aslanın yavrusu da aslanla yaşar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elisa~Mauro İcardi
General FictionGalatasaray'ın yıldız oyuncusu Mauro İcardi ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan kızı sonucunda değişen hayatları