Maç çok iyi gidiyordu şuan Galatasaray adına 35. Dakikadaydık ve Kerem Aktürkoğlu'nun golüyle 1-0 önde olan Galatasaray ataklarıyla 2. Golü atacak gibi duruyordu. Kerem kanat ta gerçekten iyiydi Milli takımda oynarken bir kez seyretmiştim Kerem'i. Bizim Altın çocuk 5 şut çekmişti kaleye 3 ünü kaleci kurtarmış 2 dşarı çıkmıştı. Sahaya ilk girerken kafasını kaldırmış ve göz göze gelmiştik, onun dışında hiç bakmaıştı bana.
Mauro yedek kulübesinde oturup İspanyol Juan Mata ile maçı seyrediyordu. Burdaki çoğu futbolcunun adını biliyordum Mata ile daha önce karşılaşsak da bazılarını sadece izleyerek tanımıştım. Çok yakın arkadaşım henüz 18 yaşında vir menajerdi Türk değildi fakat Türk futbolundaki oyuncuların hepsini tanırdı burayla yakın ilgileniyordu. Bende onun sayesinde tanıyordum, Fenerbahçe ve Beşiktaş bu şehrin diğer renkleriydi. Oraradaki oyuncuları da tanırdım. Bir kaçıyla görüşmüşlüğümüz de vardı.
Maçın ilk yarısınin son dakikaları oynanıyordu orta saha oyuncusunun yaptığı Press sonucu top Galatasaraya geçti altın çocuğun srkaya koşusunu gören orta saha oyuncusu sakin ve ustalıkla topu gönderdi. 17 numara altın çocuk adam sağ ayağıyla güçlü bir şut çekti kaleye ve gol geldi.
Sevinçle ayağa kalktim ve alkışladım. Takımla sevinç gösterisini beklerken o benim oturduğum locaya doğru geldi göz göze gelip eliyle bana kalp ysptı. Kalbim durucak sandim o an herkes bana bakıyordu kamera beni ve onu çekiyordu. Sonrasinda eliyle öpücük gönderip bana göz kırptı ve takıma döndü. Tam o sırada ilk yarı bitmişti.
Bunu yapmasını asla beklemiyordum bir günde yaşadığım şoku sanirim 3 ay da yaşamamıştım. Koltuğa geri oturduğumda Mauro nun beni görüp görmediğini düşünmeye başladım. Açıklama yapmam gerekiyor muydu ona, bence gerekmiyordu sonuçta aramızds hiç bir şey yoktu daha. Peki ben neden yere bakarak sırıtyordum. Elime telefonu aldim instagram ve twitter çalkalanıyordu beni etiketleyip fotoğraflarımız paylaşıyorlardı.
Bizden olur muydu acaba olur ki niye olmasın yani. Kapı tıklatıldı açıldı terli terli içeri giren az önce gol atıp bana kalp yapan adamdı. "herkes bizi konuşuyor sen neden böyle bir şey yaptın?" aslında kızmamıştım hoşuma da gitmişti ama nedenini anlamak istiyordum.
Telalşlandı "çok özür dilerim kızacağını düşünmemiştim gerçekten istersen ben maç sonu bir açıklama yaoabilirim, sen bunu kafana takma" yanlış anlamıştı beni ah kahretsin elimi kaldrırdım koluna koydum. "hayır hayır yaptığın şey rahatsız etmedi, sadece merak ettim neden yaptığını" yavaşça yaklaştırdü yüzünü yüzüme boy farkından dolayı eğilmek zorunda kaldı. Burnunu yanağıma sürtüp kulağıma getirdi yutkundum boğazım kurumuştu birden. "sen bana verdiğin sözü maç sonu tutacak mısın onu söyle bana küçük hanım" fısltılı sesi kışkırtıcıydı. Uzsklaştı sırıtmaya başladı, beni tek hareketiyle ne hale getirmişti.
"Maç sonu kahve sözü mü? tabiki tutucam sözümü" yüzündeki gülümsemeyle gözlerini yüzünden göğsüme çevirdi düşündüğüm yere mi bakıyordu o yoksa sıcsk bastı bana. "her ikisi de olur benim için" dudaklarını yaladı ve yüzüme çekti bakışlarını "şey bu arada ben sana bir konuyu anlatmak istiyorum."
Başını salladı ve olanları anlattım hızlıca az vakti vardı zaten "yani sen burda çevirmen olarak başlayabilirsin" başımla onayladim "evet isterim ama bakalım onlar ne diyecek buna belki de istemezler"
Sesim unutsuz çıkmıştı iyiydim bu işte fakat Türk değildim işte bu yüzden bir Türk kulübü beni ister miydi bilmiyorum."eğer izin verirsen bende bir konuşabilirim" Mauro da aynı teklifi yapmıştı, "hayir sizden bunu isteyen mi oldu ya niye hep aynı şeyleri söylüyorsunuz." sinirlenmiştim hatret etse de sesini cikarmamisti "telefonunu kullanabilir miyim benimkisi soyunma odasinds kaldi da" telefonumu koltuktan alıp şifresini açıp uzattım ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elisa~Mauro İcardi
General FictionGalatasaray'ın yıldız oyuncusu Mauro İcardi ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan kızı sonucunda değişen hayatları