Satır arası yorumları yapmayı unutmayın!
Umarım beğenirsiniz.🍀
2 Hafta Sonra;
Günler birbirini kovalamış ve bir şekilde sorunsuzca geçmişti. Bu süre zarfında Defne, Ömer ile iletişime geçmeye de çalışmamıştı. Her şey normal bir şekilde ilerliyordu.
Bugün şirketin uzun zamandır beklediği o defile vardı. Passionis dünya çapında tanınacaktı. Defne'de hazırlanmış, defilenin olacağı mekana ilerliyordu.
"Efendim canım?"
"Neredesin Defne?"
"Defileye geçiyorum, bir sorun mu var?"
"Eve geldim yanına, kapıyı açmayınca da endişelendim."
Duru derin bir nefes aldı.
"Daha iyi misin?"
"Evet, çok iyiyim."
Defne arabayı mekanın önüne park etti ve tekrardan seslendi telefonun diğer ucundaki arkadaşına.
"Duru mekana geldim ben, kapatmam gerek aşkım. Sonra konuşuruz olur mu?"
"Olur olur, hadi görüşürüz."
Telefonu kapatıp makyajını aynadan son kez kontrol etti. Üzerinde beyaz, askılı bir elbise vardı. Boyu asimetrik bir şekilde geliyordu. Bir yanı dizlerindeyken diğer yanı ise ayak bileklerinde bitiyordu.
İddialı bir göğüs dekoltesi yer alıyordu ve bunu fiziği ile çok güzel bir şekilde taşıyordu. Bu renk elbise kızıl saçlarına ne de çok yakışmıştı. Saçlarını ensesinde birleştirmiş, dağınık bir topuz yapmıştı.
Hiçbir sıkıntı olmadığından emin olduktan sonra arabadan indi ve mekana giriş yaptı. Kapıdan girmesiyle birkaç dikkatli göz onu bulmuştu.
Nereye gideceğini düşünürken aniden birinin koluna girmesiyle dikkatini yanındaki kişiye çevirdi.
"Bu ne güzellik Defne Hanım? Ortağımı katil edeceksiniz."
"Saçmalama Sinan."
"Hadi hadi nazlanma."
Sinan Defne ile konuşurken bir taraftan da kendilerine ayrılmış olan masaya ilerliyordu. Masanın önünde durdu her ikiside. Defne'nin tanışmadığı insanlar vardı. En önemlisi de Ömer ve yanında sevgilisi duruyordu.
Genç kadın Defne'nin orda olmasından rahatsız olmuş gibi kıpırdandı olduğu yerde. Defne buna bir anlam veremedi.
"Defne bu Aslan. Üniversiteden arkadaşım."
Defne gülümseyerek karşısında duran sarışın adama döndü.
"Memnun oldum."
Aslan yüzünde küçük bir tebessümle elini Defne'nin eline koydu ve dudaklarına yaklaştırdı. Küçük bir buse kondurmuştu.
"Asıl ben memnun oldum. Sizin gibi biriyle tanışmak benim için bir onur."
Defne buna gülerek cevap verdi fakat içten içe karşısındaki adama saydırmadan edemedi. Ne kadar laubali birisiydi böyle.
Sinan, Defne'yi masadaki herkesle tanıştırdıktan sonra kendilerine ayrılmış yere oturdular.
"Nasılsın Melis?"
"İyiyim Sinan, ne kadar iyi olunabilecekse tabi." dedi göz ucuyla Defne'ye bakarak.
Defne tam ağzını açacaktı ki Sinan lafa atladı.