Fedor,
Yumruk haline getirdiğim sol elimi sol duvara vurdum. Bir haşinle çıktığım butikten Alcander daha yeni koşarak geliyordu. "Efendim!" İnsan içinde olduğumuz ve maskeyle yüzümüzü kapattığımız için -sadece ağız kısmı kapalıydı- unvanları belli eden lakaplardan olabildiğince kaçınıyorduk.
"Nerede?!" Ona doğru dönerken çemkirdim. "Benim kraliçemi nereye kaçırırlar?!"
Yüzümdeki ciddiyetti ve öfkeyi görür görmez, Alcander duraksadı. "Efendim, eminim bununla çoktan ilgilenmeye başlamışlardır-"
"Boş lakırdıya bir son ver!" Kollarımı geniş açarak konuşuyordum. "Kim günün bu vaktinde ünlü bir butikten kraliçeyi kaçırmaya cüret eder!" Bizim tartışmamızın ortasında Themis gelip kenarda durdu.
"Ateş elementini kullanıyordu." Alcander yere bakarak düşünceli hâlde konuştu.
"Bunu ben de fark ettim." Dişlerimi birbirine sıktım. "Eğer o anda olaya müdahâle edip beni sakinleştirmeye çalışmasaydın sıcak enerjinin peşinden gidecektim!"
Alcander gözlerini yavaşça kapattı. "Bakın, efendim." Gözlerini açıp derin nefes aldı. "Belki de bunlar imparatoriçenin oyunlarıdır."
Boynundan tuttuğumda kendini kısa zamanda duvara yapışmış hâlde buldu. Themis'den kısa bir çığlık yükseldi. "Ne saçmalıyorsun umursamıyorum, Alcander." Boynundaki elimi daha da sıkıyordum. "Ama kraliçeme öyle ya da böyle zarar gelirse beni bu defa durduramazsın." Boynundan elimi çektiğimde tökezledi. Themis durmasına yardım etmek için Alcander'in yanına koşmuştu.
Arkamı onlara doğru dönüp düşünmeye devam ettim. Birkaç adımla öne giderek gözlerimi kapattım. Bir umut sıcak enerjiyi hissederim sandım. Ne de olsa Su imparatorluğunda sıcak enerjinin varlığı her gün görünen bir şey değildi.
"Özür dilerim, efendim." Alcander'in sesini duydum ve bu dikkatimi dağıttı. Gözlerimi açtım. Arkamda konuşan Alcander susmuyordu. "Önceliğim sizin selametiniz." Ona doğru dönüp hoş olmayan sözlerle ağzımı açacağım an hissettiğim enerjiyle vücudum kaskatı oldu. "Efendim?" Kocaman açtığım gözlerime bakıyordu.
"Alev..."
"Ne?" Alcander endişeyle bakıyordu.
Kafamı sola çevirdim. "Alevi hissediyorum." Etrafımı çevreleyen bu duygu karıncalamaktaydı, sabrımı tüketiyordu ve fazla sıcaktı.
✼
Sapphire,
Gözlerimi zar zor açtığımda belimi saran ağrıyla mızmızlandım. Yüzü üste yerde yatıyordum. Önüm bulanıktı, bakışım netleşmemişti. Sesler duyuyordum, ama çok karışıktı.
Önümde dikilen ayaklar bana doğru döndüğünde arkasındaki kişi koşarak uzaklaştı. Bakışlarımı zar zor yukarı kaldırdığımda gözlerimi kısarak Nestor'a baktım. Bir şeyler söylemek istedim, ama baygın ruh hâli üzerimi kapatıyordu. Yahu sen veliahtsın, senin veliahdımsı işlerin yok mu ya? Neden buradasın?!
"Konuşmayacak mısın?" Şık kıyafeti beyaz pelerinin altından bile belli olabiliyordu. Bana doğru eğilip omuzlarımdan tuttu. Beni doğrulttuğunda sırtımın acısı yüzünden yüzümü ekşittim. "Sen de amma nazlı çıktın." Gözlerimi açarken yüzüm hâlâ büzüşmüş durumdaydı. "Beni iyi dinle, kraliçe." Kraliçe, derken alay ediyor gibiydi. "Dinliyor musun?" Beni birkaç kez ileri geri silkeledi Bir süre sonra sarsıldığımdan küçük çığlık attım. "İyi, hâlâ aklın başında!" Yüzüme bakıyordu. "Şimdi söylediklerimi aklına yaz. Zamanım kısa. Anladın mı?" Kafamı aşağı yukarı salladım. "Yakında saraya Themis isimli bir kadın gelecek." Kaşlarım yavaşça çatılıyordu. Bana yaklaşıp fısıldadı. "İmparatorun değerlisi olacak." Daha sonra başını biraz uzaklaştırdı. "Demem o ki onu öldürmen gerekiyor." Tek kaşını kaldırıp kibirle dudağını eğdi. "Neden öyle bakıyorsun? İmparatoriçemiz seni düşündüğü için yerini tehlikeye atacak her sorunu çözmek istiyor." Çözmek? Nasıl bir çözüm? Ya yakalanırsam?!
![](https://img.wattpad.com/cover/348407550-288-k953842.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanet - Kristal Taç
FantasyCadı Sofi'nin, prens Ailios'a duyduğu öfke, büyüyle mühürlendiği zaman, taşları yerinden oynatacaktı. Zaman geriye doğru akarken cadı Sofi'nin dileği tüm geçmişi değiştirmiştir. Şimdi onun tek amacı prensin anne ve babasını mahvetmekti. Böylece impa...