28✼

50 6 1
                                    

Sapphire,

Beyaz çiçeklerle süslenmiş bahçede hazırlanan yemek masası olması gerekenden daha gergindi. Güneş neredeyse hiç yoktu, lakin buna rağmen hava soğuk da değildi.

Masada Egeria ile oturmuştuk. Kısa süre sonra sarayda olduğu gerekçesi ile Phaedra da aramıza katıldı. Mor çiçeklerle süslenmiş masa asil görüntüsü ile dikkat çekiyordu. Çatalların altın olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.

Ben meraklı gözlerle bu muhteşem masayı seyrederken adım sesleri kısık konuşmalarla beraber bize yaklaştı. İmparator Fedor yaklaştığında masadaki herkes ayağa kalktı. İmparatorun yanında dikilen dük Aniol önümde baş eğdi. "İmparatoriçelik makamınızı kutlarım."

"İlginiz ve saygınız imparatorluk ailesi için pek önemli." Ellerimi önümde birleştirmiştim. Fedor cevabımı sevmiş olmalı ki kafasını aşağı yukarı sallayıp hafif gülümsedi. Yıllarca Su imparatorluğunda aldığım talimler kendi meyvesini veriyordu.

Masaya geçtikten sonra Egeria'ya kaçamak bakışlar attım. Dük Aniol savaştaki anılarını imparatorun ricası ile anlatmaya başlamıştı. Egeria ise bu konudan oldukça uzak ve ilgisizdi.

Dük Aniol, leydi Phaedra'yı fark ettiğinde kaşlarını kaldırdı. "Ne etkileyici bir leydi. Sabah sabah buraya kadar at arabasında gelmiş." Leydi Phaedra'yı inceledikten sonra devam etti. "Üstelik süsünden püsünden de geri kalmamış." Cümleleri yorgundu.

Nihayet Dük Aniol yeni çıkan haberlerden konuşmaya başladığında leydi Phaedra da bu konuda bilgili olduğundan konuşmaya katılmıştı. "Evet, dük Jisub genç markizle yakalanmış, doğru." Phaedra peçetesine uzandı.

Dudağımın sol tarafını geriye çektim. "Erkekler ve kendilerini kontrol etmedeki beceriksizlikleri bir gün bu dünyayı yok edecek."

Sağ tarafta hissettiğimiz hareketlenmeden dolayı gözlerimiz oraya kaydı. Arşidük Arcenio yanında genç erkek hizmetçisiyle yanımıza yaklaştı. Fedor ve benim önümde reverans yaptıktan sonra doğruldu. Onun burada ne yaptığını bilmiyordum, fakat Egeria'nın ilgisini çekmiş olacak ki bakışları anında Arcenio'yu bulmuştu.

Arcenio iznimizle masaya oturduktan sonra hizmetçinin elindeki kutuyu alıp solundaki leydi Phaedra'ya taktim etti. Arcenio'nun sağında oturmakta olan Egeria içerlemiş gibiydi. "Tatlılar sizin için, leydi Phaedra."

Phaedra şaşkın gözlerini Arcenio'ya kaldırdı. "Tatlılar mı?"

Arcenio yüzündeki huzurlu ifade ile kaşlarını kaldırıp gülümsedi. "Evet, sever misiniz?"

Phaedra gözlerini kırpıştırdı. "Ah, tatlı sevmek için fazla yaşlıyım."

Arcenio azıcık Phaedra'ya doğru eğilip fısıldarcasına konuştu. Sır veriyor gibiydi. "Tatlıya düşkünlüğün kesinlikle yaşla bir alakası yoktur, leydim."

Egeria'nın çatalı sertçe tabağı ile kavuştuğunda gözler o tarafı buldu. Egeria bizden özür dileyerek suyundan bir yudum aldı.

"Sizi burada görmek oldukça şaşırtıcı." Fedor bıkkın gözlerle tabağına bakıyordu.

"Aslında prens Colin'le geldik." Phaedra'ya doğru eğilmiş olan Arcenio, Fedor'un cümlesinden sonra belini dikleştirdi.

Fedor kıstığı gözlerini kaldırdı. "Prensiniz son zamanlarda bana selam vermek konusunda oldukça tutarlı."

"Prens Colin adaplı birisidir." Colin'i koruyacağım yüz yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Lakin işin ucunda Akathi'nin Su imparatorluğundan ebedi olarak gitmesi yatıyordu. Fedor'a baktım. "İnsan kendini prens Colin'in yanında rahat hissediyor."

Lanet - Kristal TaçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin