Yapayalnız bedenler

501 46 56
                                    

İyi okumalar aşklarım. Çok sevdiğim bu şarkıyı koymak istedim💗. Bölümü oylamayı unutmayın!!

Hastanedeki ikinci günümdü. Gece geçmek bilmemişti. Gökalp Abi gece boyunca iki üç defa yanıma gelip iyi olup olmadığıma bakmıştı. Halamsa tüm gece odadaki koltukta uyumuştu.

Gece boyu gözüme bir gram uyku girmemişti. Yatakta bir sağa bir sola dönüp durmuştum. Şu anda odadan sıkılmış ve balkona çıkmıştım. Saatin kaç olduğunu dair bir bilgim yoktu. Güneş'in doğuşunu izliyordum. Gökyüzündeki renkler o kadar güzel ve uyumluydu ki...

Babam gökyüzünü ve doğayı çok severdi. Özellikle gün doğuşunu izlemek için kampa gittiğimiz zaman bile olmuştu. Hayvanları da çok severdi. Cepleri hep kedi mamaları ile dolu olur, gördüğü her kediyi beslemeye çalışırdı. Bende çantamda hep paketli kedi mamasıyla gezerdim. Babamdan kalan bir alışkanlık...

Canım çok sıkılmıştı. Odadan çıkıp yürüyüş yapmaya karar verdim. Zaten güneş de doğduğu için etraf aydınlıktı. Hastanenin bahçesinde bir iki tur atıp geri odama dönecektim.

Bugün annem ve babamın cenazesi vardı. Hayatımın en kötü gününü yaşayacaktım. Şu an yaşamamalarına rağmen aynı hastanede olduğumuzu bilmek bile bana güven ve huzur verirken onlar olmadan nasıl yaşayacağımı bilmiyordum. Ben annem ve babam olmadığında başkasının yanında kalmayan biriyken şimdi hayatımın sonuna kadar onlar olmadan bir başkasının yanında geçirecektim.

Daha 18 yaşıma girmediğim için mecburen birinin yanında kalmalıydım. Ki zaten bu zamana kadar neredeyse hiç  tek kalmadığım için tek kalmaktan korkuyordum. Anneannem ve dedem vardı. Onlar Rize'de yaşıyordu. Oldukça yaşlılardı. O yüzden onlarla kalmak istemiyordum. Amcalarım ve bir tane de dayım vardı. Ama bu kadar insanın içinde kendimi yakın hissettiğim tek kişi halamdı. Zaten kendisi de bundan sonra sana ben bakacağım demişti. O yüzden bir süre halamla kalmaya karar verdim.

Bu düşünceler bile o kadar yorucuydu ki artık bir şey düşünmek istemiyordum. Burada annem ve babamı kaybetmişken kendi yaşamım gözümde çok önemsiz bir konuma düşmüştü. Hiçbir zaman onlar olmadan  bir hayat düşünmemiştim. Ama şu an nerede kalacağımı bulmaya çalışıyordum. Keşke o gün bende onlarla gitseydim de şu an bende hayatta olmasaydım..

Bu düşünceleri bir kenara bırakıp halamı uyandırmamaya özen göstererek odanın kapısına yürüdüm. O da çok yorulmuştu. Hiç beklemediği bir anda hem abisini hem de abisinin eşini, görümcesini kaybetmişti. Bu da yetmezmiş gibi üstüne ben vardım. Bunu düşününce ağlamak istedim çünkü resmen kendimi sığıntı gibi hissettim. Sürekli birilerinin üstüne yük olacaktım. Halam beni ne kadar sevse de bana bakmak onun sorumluluğu değildi. Ama artık öyle hissedecek, belki de yapmak istediği hayallerini benim yüzümden terkedecekti. Ben napacaktım şimdi?

Ağlamamak için zor dururken kapıyı yavaşça açtım. Kendimi adeta odadan atar gibi dışarı bırakmıştım. Hemen ardımdan kapıyı kapattım. Kapıya yaslanıp nefes almaya çalıştım. Çok kötü durumdaydım. Psikolojik olarak o an tam anlamıyla çökmüştüm. Ne yapacağımı bilmez halde doğruldum. Kafamı çevirmemle bi manzara ile karşılaştım. Bu Ayaz'dı.

Koridordaki koltuklardan birinde oturmuş vaziyette uyuyordu. Belli ki tüm gece burada durmuş ve beni beklemişti. Gece kendi kendime düşünürken Ayaz'ı tam olarak hatırlamıştım. Zaten nasıl unutabilirdim ki. Bir zamanlar en yakın arkadaşımdı. Giderken ona veda edemedim diye ne kadar üzülmüştüm. İlk gördüğümde tanıyamadım çünkü o kadar değişmişti ki. Boyu çok uzamış, kilo vermiş, yüzü şekillenmişti. Adeta bambaşka bir insan olmuştu. Şu durumları atlatınca ki atlatacağımı sanmıyorum, Ayazla oturup sohbet etmek istiyordum.

KIRMIZI KUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin