İyi okumalar bebeklerimm
Hayatım son zamanlarda o kadar değişikti ki. Annemle babamı hala çok özlüyordum. Gün içince aklıma getirmemeye çalışsam da geceleri rüyalarıma giriyorlardı. En azından rüyalarımda bari beni bırakmıyorlardı.
Annemin mezarının üstüne en sevdiği çiçek olan laleden ekmiştim. Babamında mezar taşına tuttuğu takımın forması takmıştım. Babam büyük fanatikti. Takımına aşık biriydi. Eğer vefat etmeseydi iki hafta sonra takımın maçı vardı. Bilet almayı planlıyordu. Maç izlemekten nefret etsem de babam için katlanıyordum. Keşke şimdi de burada olsaydı da maç izleyelim deseydi. Seve seve kabul ederdim....
Halamın yanına temelli yerleşmiştim. Evindeki son kalan eşyaları da sağolsun teyzem toplayıp göndermişti. Bu zor zamanlarımda kimin kim olduğunu daha iyi anlamıştım. Annem ve babam ölünce akrabalar bir anda kendi haline çekilip beni sanki onların akrabası değilmişim gibi bir kenarı atmışlardı. Neyse ki halam vardı. Ona çok şey borçluydum. Beni asla yalnız bırakmıyordu. Bir de Ayaz...
Ayaz da aynı şekilde beni hiç yalnız bırakmıyordu. Sürekli yanımda olup bana destek çıkıyordu. Arada onun kursuna gidiyordum. Bazen bir parkta gidip oturuyorduk. Bazen de mezarlığa giderken korkmamam için yanımda geliyordu. Şimdi Ankara'ya gidecektim ve benimle gelecekti. Bu zor zamanlarımda bana ilaç gibi olmuştu.
Okul kaydımı da onun gittiği okula aldırtmıştım. Gökalp Abi sagolsun baya yardımcı oluyordu, her konuda.
Okulların açılmasına bir aydan daha az kalmıştı. İçimde gram heyecan belirtisi yoktu. Zaten son sınıf oluyordum bir de bu durumlar yaşanınca içimde hiç istek kalmamıştı.
Ben bunları düşünürken telefonuma bildirim gelmişti. Kimden olduğuna baktığımda çok mutlu olmuştum. Bu Ankara'daki arkadaşım Alya'ydı. İkimiz ortaokuldan beri arkadaştık. Bunca sene birbirimizin en yakın arkadaşı olmuştuk. Ama bu yaşanan durumlardan dolayı iletişimimiz azalmıştı. Neyse ki son zamanlarda toparlandığım için daha sık telefonda görüşmeye devam ediyorduk.
Mesaja tıkladığımda bir fotoğrafla karşılaştım . Alya bir fotoğraf göndermişti. Birbirimize çok sık fotoğraf gönderirdik. Fotoğrafa tıkladığımda çok şaşırmıştım. Alya Galata kulesi'nin önündeydi. Ama nasıl olurdu. O Ankaradaydı. Hızlıca Alya'yı aramıştım. Dakikasında cevap vermişti.
-Alya, bu fotoğraf gerçek mi? İstanbul'da mısın?
-Sürprizz, artık en yakın arkadaşında İstanbul'da!!!
-Nasıl yani, tatil için mi?
-Hayır hayır, ben artık burada yaşıyorum. Ankara'dayken sana nasıl anlatacağımı bilememiştim. Çok üzüleceğini bildiğim için son dakika haber verecektim. Ama olan olaylardan sonra fırsat bulamadım. Babam burada bir iş teklifi aldı. Temelli burada yaşayacağım artık.
-Yaaa, Alya şu an dehşet mutlu oldumm. Şimdi ikimiz ayrılmayacağız değil mi??
-Evett, seni öyle kolay bırakacağımı mı sandın bebeğim. Benden kaçış yok.
-Yaa senden kaçan ölsün. E yarın buluşalım mı o zaman. Eğer Galata'nın orada oturuyorsan çok yakınız demektir.
-Evet, o tarafta oturuyorum. Sana konum atayım. Ortak bir yerde buluşalım.
-Tamamdırr, öpüyorum o zaman.
-Bende öptüm. Hadi bayy.
Telefonu kapatınca sevincimden ayağa kalkıp zıplamaya başlamıştım. O kadar mutlu olmuştum ki Alya'nın buraya taşınmasına..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI KUŞ
Fiksi RemajaTatil için geldiği şehirde ailesini kaybeden Alçini bu bilmediği şehirde yeni bir hayat bekliyordu...