R.K-2

124 9 0
                                    

BÖLÜM DÜZENLEMISTIR.

MEDYA: KUMSAL. (BOYNUNDA DÜŞÜRDÜĞÜ KOLYESİ VAR)

KUMSAL SOYLU

Yine kimsesiz ve yalnız bir sabaha açtım gözlerimi. Soğuk günlerden biriydi bu günde. Sevgisiz yalnız umutsuz mutsuz.... Eskilerinin yanına ekleniyor bu günlerde sadece. Dışım yazı içim ise kışı yaşıyordu yine her zamanki gibi. Bir yanım yanıp kavrulur diğer yanım ise buz tutmuş. Ortası yok. O ortası sevgi işte, hiç tatmadığım tanımadığım bir kavram. Tatmak ister miydim bende? Küçük bir çocukken annemin saçlarımı taramasını örmesini okşamasını, okul çıkışlarımda bakıcım değil de annemin yada babamın gelmesini, Kabus gördüğüm zamanlarda kendi kendimi avutmak yerine ablama sığınmayı , annemle babamla yada ablamla oturup konuşmayı bunları gerçekten ister miydim? Hayat bana istediklerimi hiçbir zaman vermedi ki. Bu kadar çok paramın olmasını istemedim ben, bu kadar soğuk olmayı, duygusuz olmayı, sevgiyi hiç tatmamış olmayı istemedim. Bazıları doğuştan kaybeder, doğmaları bile bir kayıptır. İşte ben onlardanım. Yıkık dökük hayaller üzerine kurulmuş bir hayat. Benim de tek derdimin annemin bana istediğim oyuncağı almaması olsaydı keşke. Küçüktüm ama her şeyin farkındaydım. Sevilmediğimin , görülmediğimin en önemlisi de değerimin farkındaydım. Dışarıya mutlu aile tablosu çizmek yerine mutlu bir aile olabilseydik. Başkalarının ne düşündüğünü önemsemeden umursamadan bir kez elini tutabilseydim anne, kucağına atlayıp seni öpebilseydim baba, derdim olduğunda gelip beni dinleseydin abla. Söylemek istediğim çok kelimeler çok cümleler vardı aslında ama sadece söylemek istediğim. Beni neden sevmiyorsunuz diyemedim, Ben sizin kızınız değil miyim neden böyle davranıyorsunuz da diyemedim. Desem ne değişirdi? Hiçbir şey. O yüzden kendime kızmıyorum aileme de kızmıyorum. Umurumda değil hiçbiri. Şuan daha önemli meselelerim var mesela okula gitmek(!)gibi.

Yatağın içinden tam olarak çıktığımda saat 07.00 dı. Kalktım banyoda rutin işlerimi hallettikten sonra kahvaltımı yaptım. Okul kıyafetlerimi üzerime geçirdim ve saçımı düzleştirdikten sonra yukarıdan sıkı bir at kuyruğu yaptım. Çantaya bir şeyler attım ve evden çıktım

-Evet çocuklar şöyle eski bilgilerimizi tazelemek ve gün yüzüne çıkarmak için bir yazılı yapacağım sizi bugün. Kalem ve kağıtları çıkarın bakalım.

Ders Tarihti ve kadın tam bir felaketti. Sınıf kadının bacaklarına ve göğüslerine bakmaktan nefes almayı unutuyordu. Ve şuan bulunduğu pozisyon hiçte iyi değildi. Öğretmen masasının üstünde bacak bacak üstüne atmış hafif öne doğru eğilmiş bir vaziyette oturuyordu. Kısacası domalmıştı dersek daha kibar olur. Çantamın içinde kalem kağıt silgi vb. okulla ilgili hiçbir malzeme bulunmadığından ve yeni geldiğimden dolayı hoca beni sınava girmeye zorlamamıştı. Zorlasa da girmezdim o ayrı mesele tabi ama. Kapı tık tıklandı ve içeri nöbetçi öğrenci girdi

-Hocam dersinizi bölüyorum özür dilerim ama Kumsal Soylu 'yu Yıldız Hoca çağırıyor. Burada da izin belgesi var buyurun bakın.

-Tamam. Kumsal Müdür seni çağırıyor çıkabilirsin canım.

Sınıftan çıktık ve merdivenin sonundaki boşluğa doğru ilerlemeye başladık. Müdürün odasına falan götürmüyordu bu kız beni. Olduğum yerde durdum ve:

-Bana baksana sen müdürün odasına falan gitmiyoruz yalan söyledin. Neden yalan söyledin?

-Ya ben gerçekten özür dilerim ama-

Kızın konuşmasını yarıda kesen nerden geldiğini anlayamadığım Doruk oldu.

-Tamam sen gidebilirsin.

Kız başını salladı ve hemen toz oldu.

-İlk okula falan mı geldim ne yaptım ben? Saklanbaç mı oynuyoruz? Sobe mi dememiz gerek yada kaçmamız?

RUHUMA KARIŞ(Yeniden Yazılacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin