KUMSAL SOYLU
Medya: Yeni ev.
1.resim: Evin arka tarafı
2.resim: Salon
3.resim: Kumsal'ın odası
4.resim: Banyo
5.resim: Doruk'un odası
Üçümüz de birbirimize bakıyorken buna son veren Doruk oldu. Beni kucağından indirdi ve kapıdaki kızın kolundan sürükleyerek dışarı çıkardı. Ben de olduğum odanın kenarındaki cama gittim ve derin nefesler almaya başladım. Gidene kadar ayağıma cam kırıkları batmıştı tabii ama pek umurumda değildi.
Camın pervazına oturdum ve ayaklarımı dışarıya uzattım. Şuan dışarıdan atlayacakmış gibi duruyor olabilirim ama kafamda böyle bir düşünce yoktu. Bunu genellikle hep yapardım. Ayaklarımı sarkıtmayı severdim.
Uzun bir süre oturduktan sonra sıkıldım ve camdan indim. Yerdeki cam kırıklarını önemsemeden odadan çıktım. Uzun ve geniş koridoru geçtikten sonra merdivenlerden inerek aşağıya indim. Ev bej ve kahverengi tonlarından oluşuyordu. Dışarıya açılan cam kapı çekti hemen dikkatimi. Kapıyı açıp dışarıya çıktım.
Büyük bir havuz, birbirleriyle uyumlu koltuk masa seti, şezlonglar ve şemsiyeler, koltuklarla uyumlu desenli vazolar süs eşyaları, çiçekler vs. ile o kadar uyumluydu ki. Yavaş adımlarla havuzun önüne doğru ilerledim.
Üstümdeki bol elbiseyi çıkararak havuza sırt üstü attım kendimi. Havuzun dibine doğru batarken yerden destek alarak suyun üzerine çıkardım kendimi.
Biraz yüzdükten sonra havuzdan çıktım ve bol elbiseyle üstümü kuruladım. Evin içine doğru ilerledim. Salonun en köşesindeki beyaz kapı dikkatimi çekti. Hızlı adımlarla kapıya ilerledim ve kapıyı açtım. Beyaz siyah ve grilerden oluşmuş değişik dizaynlı bir oda ile karşılaştım.
Merdivenlerden çıkıp dolabın olduğu yere gelince kapakları açtım ve burnuma o tanıdık koku doldu. Doruk kokuyordu. Büyük ihtimalle onun evi olmalıydı ve beni buraya getirmişti.
Aslında yaptıklarına baktığımda nasıl bu kadar sakin kalabildiğime şaşırıyorum. Sinirlenmeye çalışıyorum aslında ama durduran bir şeyler var içimde sanki.
Dolabından bir tane tişört aldım ve ıslak olan iç çamaşırlarımın üzerine geçirdim. Odasını biraz karıştırdıktan sonra çıktım.
Mutfaktan içecek bir şeyler aldıktan sonra arka tarafa çıktım. Havuzun olduğu yere yani. Rahat görünen şezlongların üzerine oturdum.
Şişenin dibini gördükten sonra şişeyi yere bıraktım. Şezlongun üzerinde uyuyabileceğim bir pozisyonu aldıktan sonra uyumaya başladım.
3 GÜN SONRA
3 gündür bu hiç bilmediğim evde tek başıma kalıyordum. Kabuslarım artmaya başlamıştı. Kaçmaya çalışmıştım ama her yerde güvenlik vardı. O yüzden kaçma planlarım hüsranla sonuçlanmıştı.
Dolap ağzına kadar doluydu. İçkiler çeşit çeşit marka marka diziliydi. Mutfakta büyük bir dolabın içinde de sigara kolileri vardı.
Kaçmak işime gelmemişti aslında. Çünkü kafaya bir şeyi gerçekten koysaydım yapardım. Tek başımaydım zaten. Bu kadar rahat bir ortami bırakmak istememiştim.
3 günde arka tarafı mekan edinmiştim kendime. Yerler sigara izmariti doluydu. İçki şişelerini sıralamıştım. Gayet güzel bir görünüm veriyorlardı.
Yine bir sigara yakmış şezlongun üzerinde yatıyordum. Kapının sert sesiyle olduğum yerde doğruldum. Ayak sesleri yaklaştıkça bende ayağa kalktım ve bekledim.
Doruk saçı sakalı birbirine girmiş gözlerinin altı morarmış bir şekilde karşımda duruyordu.
Hızlı adımlarla yanıma geldi ve beni kucağına alarak - daha doğrusu ayaklarımı beline dolatarak- öpmeye başladı. Karşı gelmeye çalışsam da kafamdan tutarak iyice bastırdı yüzünü.
Hem dudağımı dişliyor hem de öpüyordu.
Beni öpmeyi kesmeden geri geri ilerledi ve havuza atladı. Tabi ben kucağında olduğum için ben de havuza düştüm.
Suya düştüğümüz an ittirdim onu. Nefes nefese suyun üstüne çıktım.
Hiçbir şey demeden havuzun kenarına yüzdüm ve ayaklarımı sarkıtarak oturdum.
Doruk'ta biraz yüzdükten sonra tam önüme geldi. O gıcık sesiyle konuştu.
-3 gündür nerdeydim sormayacak mısın?
- İlgilenmiyorum.
- Peki. O gün kapıdaki kızı sormayacak mısın?
- Hayır.
- Bu eve alıştın mı peki 3 günde?
-Alışmam mı gerekiyor?
-Evet, Alışman gerekiyor.
Kaşlarımı kaldırıp ne alaka? Der gibi baktığımda konuştu.
-Okul kaydımızı dondurdum. Bundan sonra ikimiz de bu evde yaşayacağız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMA KARIŞ(Yeniden Yazılacak)
Teen Fiction-Sevilmeye layık görülmeyen küçük bir kız çocuğuydun sen Kumsal. Kimse seni önemsemedi. Bir kez olsun "Kumsal ne ister?" Demedi hiç kimse. -Kes sesini! Ayağa kalkıp çerçeveleri fırlattım kapıya. -Senden nefret etmiyorlar Kumsal. Usulca söylediği bu...
