R.K-3

112 10 2
                                    

KUMSAL SOYLU

MEDYA: DORUK

"Kumsal olan sürprizi mahvettin. Oldu mu şimdi?" Giray'ın gözlerine baktığımda yalan söylediğine dair belirtiler göremedim. Gayet rahat ve sakin bir şekilde bahsetmişti. "Neyden bahsediyorsun sen ? Ne sürprizi?" Giray sağ elinin içini şakaklarına bastırdı sonra saçlarını karıştırmaya başladı ve en son ensesini kaşıdı. Bunu genelde söylemek istemediği bir şeyleri söylemek zorunda olduğu zamanlarda yapardı. " Biliyorsun ki Dolunay devredildi. İhaleyi kimin kazandığını düne kadar bende bilmiyordum. Ama sonra öğrendim ki seninde tanıdığın bir arkadaşım daha doğrusu kardeşim Doruk almış burayı. Benim burayı sevdiğimi bildiğinden ve benim ailem bu ihaleye girmeme karşı çıktıklarından o almış." Giray ' a düz bir şekilde baktım. Gerçekten nereye geleceğini merak ediyordum ve en sonunda hem sıkılgan hem de kısa kes ses tonumu kullanarak -böyle bir ses tonu yoktu çünkü ben uydurmuştum- sordum. " Bunun hala sürprizle ve benimle olan alakasını anlayamadım Giray." Giray kısa kes ses tonumu anlamış olacak ki asıl konuya girdi. "Senin de burayı sevdiğini biliyorum. Ve Doruk'la sohbet arasında konuştuk seni. Doruk'ta bir parti vermeyi düşünüyordu aynı okuldaymışsınız zaten. Bütün okulun davetli olacağı bir parti gibi işte." Giray' ın anlattıklarında hala özellikle benden gizlenmesi gereken noktayı anlamamıştım. Giray sinir bozucu derecede doğru söylüyordu. Yalan söylemediği çok belliydi ya da çok iyi rol yapıyordu. Elbet kokusu çıkardı ama. " Neyse, telefonum nerede?" Sağ cebinden çıkardığı telefonumu verdi ve ben de alır almaz hiçbir şey söylemeden hemen aşağı indim.


"İki pizza söyle de yiyelim hadi. Mideme içkiden başka bir şeyler de girsin." Telefonumu almamın ardından yaklaşık 2 saat kadar geçmişti. Parti olayını daha konuşmadık, dövme olayını da. Çünkü o 2 saatte Giray - her zaman ki gibi- kalabalıkla ilgileniyordu bende içiyordum. Klasik Giray ve ben. En sonunda müşteriler azaldığında karnımın acıkmaya başladığını hissedip söylemiştim bunu Giray'a. O da hemen 2 pizza siparişi vermişti, pizzalarımız yola çıkmıştı bile. Biraz bekledikten sonra pizzalar geldi. Paketleri açtık yanına da birer bardak Jack koyduk. Normal bir barda mesai saatleri içinde içmek yasaktı. Ama burada pek öyle bir şey söz konusu değildi. En azından Giray için. Hemen kocaman kocaman ısırarak yemeye başladım gerçekten acıkmışım. Telefonumun çalmasıyla kafamı iştahla yediğim yemekten kaldırdım ve telefona baktım. Arayanın okul müdürü olduğunu görünce yemeğe devam ettim. Giray buna şaşırmış olacak ki sordu. "Telefona bakmayacak mısın?" İkinci kez kafamı yemeğimden kaldırdım ve Giray 'a bakarak cevap verdim. "Okul müdürü arıyor. Sence bakmalı mıyım?" Böyle söyleyince Giray'ın dudağı yukarı kıvrıldı ve "Pizzan soğuyacak devam et." Dedi. "Bencede." Diyerek devam ettim yemeğime.


En sonunda pizzalarımız da içkilerimiz de bittiğinde ikimiz de bitmiştik. Dolunay da durgunlaşmıştı. Giray pizza kartonlarını atmaya gitmişti. Bende yemek sonrası sigaramı yakmış etrafı izliyordum. Gözüm giriş kapısına takıldı. Siyah kot pantolonu, V yaka turkuaz rengi T-shirt , spor ayakkabılar ve yataktan kalkmışcasına dağınık ve havalı saçlar. Ben baştan aşağı onu süzerken onu süzdüğümü anlamış olacak ki yarım ağız gülüyordu. Bakışlarımı kaçırmadan gözlerine çıkardım ve -gerçekten gözleri çok güzel- buraya gelene kadar gözlerine bakmaya devam ettim. En sonunda geldi ve tam yanıma oturdu. Sürpriz olayını sormak istiyordum aslında ama Giray'ı konuşurken dinlemiştim ve söylememesi gereken bir şeydi bu yüzden çenemi kapattım. O konuşmaya başladı. "Okula neden gelmediğin anlaşıldı." Demek okulda yokluğumu fark etmiş -aynı sınıftayız fark etmemesi aptallık olurdu- ve nerede olabileceğimi düşünmüş. Piç smile yaparak. "Gözlerin beni aradı dimi hemen de fark etmişsin yokluğumu." O da aynı şekilde piç smile yaparak konuşmaya devam etti. "Ablam söyledi." Şimdi anlıyorum derse istediği zaman girmesini hocaya bu kadar rahat davranmasını. Okulun sahibiydi demek. "Doruk İnan." Dedim. Tespitte çığır aşmıştım (!) gerçekten. Yüz ifadesi birden ciddileşti ve "Evet" dedi. Acaba o da mı sevmiyordu soy adını, beklide bu çığır aşan tespitime şaşırdı. Umurumda da değil zaten ya.




RUHUMA KARIŞ(Yeniden Yazılacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin