R.K-4

88 9 0
                                    

KUMSAL SOYLU

MEDYA: DORUK

Telefonun o iğrenç sesiyle uyandım. Bu zil sesini hangi kafayla ayarlamıştım ben? Bir türlü de susmadı. Arayan her kimse çok ısrarcı. Inşallah saçma sapan biri değildir yoksa ona yapacağımı biliyorum. Yastığın üstünden aldım telefonu ve kim olduğuna bakmadan kulağıma götürdüm. "Uykumu böldüğüne değecek bir şeyler söylemezsen kafanı vücudundan ayırıp seni sayısız kez bıçaklarım. " Bu söylediğimi şuan gerçekten yapabilirdim çünkü çok sinirlenmiştim. "Kumsal Hanım ben çok özür dilerim. Uykunuzu bölmek değildi ni-" Kızın sözünü yarıda kestim. Eğer kesmesem konuşacağı yoktu. "Sadete gel." Sinirli bir ses tonuyla söylemiştim bunu. Sabah kalkar kalkmaz çok sinirli oluyordum zaten. "Kumsal Hanım bugün şirketimizin çok önemli bir toplantısı var. Şirket sahibi olarak sizinde katılmanız gerekli. Son imzaları atacak kişi sizsiniz." Uykumdan şirketin saçma işleri için mi uyandırılmıştım? Yatakta doğruldum ve bağırmaya başladım. "Sabahın bu saatinde mi haber veriyorsunuz? Ben size demedim mi toplantılar yapılsın görüşülsün en son imzayı atarım ben sadece diye?" O kadar bağırmıştım ki boğazımda hafif bir yanma bile hissetmiştim. "Kumsal Hanım haklısınız söylemiştiniz ama bu şirketler arası bir toplantı olacağından aradık sizi. Özür dileriz Kumsal Hanım amacımız rahatsızlık vermek değildi. " Kız çok çekingen bir tonla söylemişti. Ama pek umurumda olmadı. "Neyse kes uyandırdın artık zaten. Saat kaçta bu toplantı?" Okul çıkışı olsa iyi olurdu. Piyano kursum da yoktu hem. Hemen halledip Dolunay'a geçerdim. " Toplantı saat 15.00'da Kumsal Hanım. " Bir şey demeden kapattım telefonu suratına.





Saat 06.45 ' di. Yataktan tepinerek kalktım. Güne sinirli başlamıştım. Lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım. Ama ferahlayamadım. Dolaptan okul kıyafetlerini -siyah dar bir pantolon ve beyaz V yaka ince T -shirt- iç çamaşırlarımı ve havlumu aldım. Çok oyalanmamam lazımdı. Canım okuluma(!) geç kalmak istemiyordum.



Kısa bir duşun ardından hemen kıyafetlerimi giydim ve saçlarımı kuruttum. Ayna karşısına geçip saçlarımı yukarıdan bol bir topuz yaptım. Çantamın içine bir kaç bir şeyler attıktan sonra son olarak parfümümü sıktım ve arabanın anahtarını alarak evden çıktım.




Kapının önüne çıktığımda saat 07.50'ydi. Dersin başlamasına 10 dakika vardı. Zaten ev ile okul arasında çok kısa bir mesafe vardı. Arabaya bindim gözlüklerimi gözüme taktım. Şarkı açtım. Evanescence The Only One çalıyordu. Son ses açtım. Şarkıyı söyleye söyleye sürüyordum arabayı. Arabanın üstünü açtım. Rüzgar çok iyi hissettiriyordu. Sürüsü olmayan kendi başına uçabildigi yere kadar uçan bir kuş gibi.


Okulun bahçesine geldiğimde Doruk'u bekçi kulübesinin kapısına yaslanmış bekçiyle konuşurken gördüm. Ve o an duraksadım. Dün Doruk'la olanlar aklıma gelince sinirden elimi direksiyona vurdum. Korna çaldı. Kornanın sesiyle bahçedeki herkes Doruk'ta dahil dönüp bakmaya başladılar. Doruk bekçiye kaptan selamı yaparak yanından ayrıldı. Yürüdü yürüdü ve nerede durdu dersiniz? Tabii ki de arabamın yanında durdu! "Ne oldu Kumsal? Bir anda yapman gereken bir şeyi mi hatırladın?" Ben ona kavgadan yeni çıkmış ama yeterince hırsını alamamış ergen kızlar gibi bakıyordum. Birden ciddi bir yüz ifadesi takındı. Kapımı açtı eliyle in işareti yaptı. "İn arabadan herkes sana bakıyor şuan. " Güne sinirli başladım sinirli gidecek demek ki. Yan koltuktan çantamı aldım ve anahtarı kontaktan çıkardım. Doruk'un açtığı kapıdan indim. Hiç bir şey demeden öylece indim. Ben indikten sonra kapıyı kapattı. Anahtarla arabayı kilitledim ve yürümeye başladım. Doruk'ta yavaş adımlarla yanıma ulaştı ve havadan sudan konuşurmuş gibi konuşmaya başladı. "İddiayı ben kazandım ve bu yüzden beni okulda öpmen gerekiyordu ama ben şartları biraz esnettim ve beni okulda öpmene gerek olmadığına karar verdim." Ben de onun gibi hiç bozuntuya vermeden konuştum. "Karar verdin demek." Merdivenlerden çıkarken başıyla birkaç kişiye selam verdi ve devam etti. "Evet karar verdim. Okul haricindeki herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda beni öpmeni istediğim zaman öpeceksin beni." Kaşlarımı çattım ve olduğum yerde durarak konuştum. "Ne demek istedigim yer istedigim zaman? Lan ben senin oyuncağın mıyım? Ya da yatağındaki kızlardan mıyım? Ne sandın sen beni?" Sesimi biraz yükselmiştim koridordaki herkes bize bakmaya başlayınca Doruk kolumdan tuttu ve kütüphanenin içine soktu beni.

RUHUMA KARIŞ(Yeniden Yazılacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin