Duygu patlamasının olduğu bölümlerden biri . Ağlamadan geçemeyiz bence ...Medya : Gölge vibe
&
4.BÖLÜM : ÂGAH AKŞİT
*Tozlu sayfalar ardından çıkıp gelmiş ,
Ruhunu kaybetmenin eşiğindeymiş ...
*
Bölüm şarkısı :Perdenin ardındakiler -yarınlar var .
(Söylediğim yerde başlatın lütfen !! )
.
.
.Yavaşça evin arka kapısına adımladı .
Hergün olduğundan daha yavaştı . Zaten hızlı olsa ,yavaş olsa ne fark ederdi ? Adam yetmişine merdiven dayamış bunağın tekiydi ...
Şimdi ki eleman , uyuşturucu satıcısı değildi ...
'Kayhan BİRSEN , 69 yaşında ve mücevherci .'
Gelirinin çoğunu afrikalı çocukların çıkardığı elmaslardan sağlardı . Daha sonra ise çalıştığı elemanları öldürür ve görgü tanığı bırakmadan mücevherleri Türkiye'ye sokardı .
BİRSEN Mücevhercilik .
Her zenginin mücevherlerini alıp sattığı yerdi .
Bilindikti ve aynı zamanda gerçekti de .
Ama her afrikalı çocuğun ahı vardı mücevherlerde.
Daha okuma yazma bilmeyen çocukların hayatlarına yön vermeye çalışan itin biriydi .
Gölge , bugün ona iyi bir ders verecekti .
Beyaz kaplamalı eve ilerledi . Birçok bahçıvanın çalıştığı belli oluyordu bahçede .
Sanat eseri gibi bir bahçeydi , yeşil bir cennetti .
Ama bu kazancın 'Helal ' olmadığını bilen Gölge'nin gözüne güzel gelmiyordu . Korumaları bugün yoktu .
Hepsi yıllık iznini yeni bir iş bulmak için bugün kullanıyordu .
Ama planı bu kadar değildi .
Kilitli olan arka kapı için cebinden bir kelebek çıkardı . Ucunu anahtar yuvasına konumladı . İki kere kırmaya çalıştı ve başarılı oldu .
Uzun ve halısız bir koridor onu karşıladı . Hiç kapı olmayan ve ışıkta bulunmayan bir koridordu .
Koridorun hemen karşısında yukarıya doğru merdivenler çıkıyordu . Adımlarını yavaşça hafif kaygan zemin üzerinde ilerletti .
Silahını karşıya doğru tuttu ve sessiz adımlarla içeriye girdi . Kimsenin olmadığına kanaat getirince merdivenleri çıkmaya başladı . Saydı ...
Tam on iki basamak yukarıya çıktı ve ikinci kata çıkmış oldu . İkinci kat ilk kata göre daha çok ışık alıyordu . Ve yerde bej rengi tüylü bir halı vardı . Parkeler beyazdı .
Altın kaplamalı aynalar ve süs eşyalarının yanından geçti . İşlemeli duvarları arkasından bıraktı ve büyük salon olduğunu düşündüğü yere göz gezdirdi .
Kimsecikler yoktu .
Elini kulağında olan kulaklığa attı .
"Aslı , nerde bu adamın yatak odası ?" diye mırıldandı . Birkaç 'tık' sesi geldi kulaklıktan . Bu Aslı'nın 'hemen bakıyorum' deme şekliydi . Kılavyede biraz daha vakit geçirmenin ardından evin planına ulaştı .
"Koridorun sonundaki altın kaplamalı kapı ,Patron ."
Gölge , yavaşça büyük salondan çıkıp uzun koridorun sonuna ilerledi . O anda Aslı'dan yine ses geldi .
"Patron , içeride bir kişi daha var . İkinci vücud ısısının kime ait olduğunu bilmiyoruz ." Sessizliği ile onayladı onu ,Gölge .
Görünmeden adamın kapısının önünde durdu ve kulağını hemen kapıya yaslayıp dinlemeye başladı .
"Kayhan abi , bizim polis Ahmet ARCA varya ...
Vurmuşlar onu ..." Gölge ,gözlerini kıstı . Bu ismi daha önce duymuştu .
"Akşit yapmış diyorlar . Tabii Savcı çok kaşındı , haketti bunu ." İşte Gölge şimdi hatırlamıştı .
Savcı'nın biyografisinde geçen bir isimdi . Babası Ahmet ARCA . Savcı diye bahsettikleri de Meva olmalıydı . Ama bu olay döngüsünde bir boşluk vardı ... Akşit ?
Kimdi bu Akşit ? Ya da tanıdığı Akşit mi..?
Savcı'nın babası mı ölmüştü ?
"Yok be Azer ." Dedi Kayhan yaşlılıktan dolayı kısılmış sesiyle .
Gölge daha fazla dayanamayacağını biliyordu .
Onlar konuşmaya devam ederken susturucu takılmış silahını hemen avcu içine aldı . Birkaç adım uzağa gitti . Gözleri bomboş bir şekilde biraz sonra kırılacak kapıda gezdirdi . Sert bir tekmeyi kapıya attıktan sonra kapı aralandı . Hiç durmadan silahına uzanan adamı tek mermiyle öldürdü .
Yavaş adımlarını kendini korumak amaçlı kollarını yüzüne sarmış yaşlı adama baktı . Şu an tam olarak zengin , sapık ve egoist adamlara benziyordu karşısındaki adam . Altın rengi pijamalarının üzerinde yine aynı renk bir röptöşembır'ı vardı .
Hafif kırlaşmış saçları ve uzun olmasına rağmen kırmızı bir yüzü vardı .
Adam , gözlerini korku ile Gölge'ye çevirdi . Gölge ise onu umursamadan hemen adamın yanına ilerledi .
Hissiz bir sesle
"Naber Kayhan? " sakinliği tüylerini diken diken yaptı Kayhan'ın. Dudakları korkudan titremeye başaldı .
"Kimsin sen ? Ne istiyorsun benden ?" Gölge , hissizce güldü . Bu bir sabırsızlık belirtisiydi .
Kayhan , canını kurtarmak amaçlı hemen vaatlerini sıraladı
"Bak benim mücevherlerim var ! İstediğin kadar veririm . Bana bir şey yapmazsan mücevherler senin olur ."
Gölge boğazını temizledi .
"Şu mazlumların ahını aldığın mücevherler mi ? Hiç gerek yok " ve hemen ardından bir silah sesi . Tam kalbine denk geldi mermi Kayhan'ın . Ve son duydukları ise Gölge'nin söyledikleriydi .
"Cehennemde görüşürüz !!" . Cebinden kırmızı sprey boyayı çıkardı . Altın işleme detaylı duvara yaklaştı ve yazmaya başladı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONRAKİLERİN ÖNCÜLERİ : GÖLGE KİM ?
AcakBir katil düşünün ; kendi adaletini oluşturmuş , oyunu kurallarına göre oynamış ... Bir Savcı düşünün Tüm hayatı boyunca kaybetmeyi öğrenmiş ... Bir birlik düşünün ; Katil'in kurallarına göre çizgiler çizip avlarını belirleyen ... Bu dünya acıması...