9. Arzu

2.7K 213 9
                                    

...Yeni bölüm +30 oyda gelecek...

Aradan bir kaç saat geçmişti, galiba. Arada Boris cama geliyor, bir iki saniye beni kontrol edip geri gidiyordu. Hayır, ona bakmıyordum ama delici bakışlarını sırtımda hissediyordum.

Hava iyice soğumaya başlayınca içeri girmek istedim ama Boris'e kızgın olduğum için girmedim. Titresem de girmezdim.

Elimde ateş çıkartmaya çalıştım ama ellerim fazla soğuduğu için ilk başta yapamadım. Üçüncü demeyişimde yapmıştım! Şanslıydım, yoksa daha fazla burada kalamadım, muhtemelen.

Ellerimden çıkan ateşlerde dolayı vücudumu az da olsa ısınmıştım ama kanatlarım hala çok soğuktu ve ısınmıyorlardı. Normalde dik duran kanatlarım kenarlarından yavaş yavaş inmeye başlamıştı.

Kısa bir süre sonra arkamda bir çatırtı duydum. Elimdeki ateşi biraz daha genişleterek hemen oturduğum yerden ayaklandım ve sesin geldiği yöne tuttum. Tanrıya şükür ki bu Boris'ti.

"Hey, sakin ol. Benim." Dedi. Elinde kalın bir battaniye ile bana yaklaşıyordu. "Ne oldu?" Diye sorduğumda cevap vermedi.

Elindekini omuzlarımdan attı ve hem benim hem de soğuktan uyuşmuş kanatlarımı kapattı. "Eve gelmeni beklemiştim ama fazla inatçısın." Ben inatçı değildim ki!

Öylesin.

Hayır.

Evet.

Hayır! Sus artık.

"Gelmeyeceğim. Git sen." Diyerek yerime oturacaktım ama ayaklarım tam o an yerden kesildi. Kanatlarımı mı kullanmıştım? Belimdeki elleri hissetmemle gözlerim onu buldu. Bir eli bacaklarımın diğer eli ise sırtımın arkasından geçiyordu.

"Hey! Bırak beni! İzin bile almadın! " çırpınmaya başlamıştım ama pek işe yarıyor gibi de değildi açıkçası.

"Sus artık. Eve gidiyoruz ve sen de benimle geliyorsun. Hasta olmanı istemiyorum. " Dedi. Seni yumuşaktı ama netti de.

"İstersem hasta olurum. Seni ilgilendirmez." Dedim, dedim ama demeseydim keşke. Bana yandan öyle bir bakış attı ki...

Onun kollarında iyice küçüldüm. Pes etmiştim. Beni bırakacağı da yoktu, dinleyeceği de.

Eve girer girmez bütün kaslarımın gevşediğini hissettim. Soba yeni yakılmış gibiydi ama ona rağmen evi bir hayli ısıtmıştı. "Sobayı yeni mi yakmıştın?" Diye bir soru yönelttiğimde ona döndüm. Zaten bana bakıyordu. "Evet, senin için."

Üstüne bakınca üstünde zaten siyah kısa kollu bir tişörtten başka bir şey olmadığını gördüm. Altında da gri bir eşofman. Kol kaslarında dolayı tişörtün omuz ve kol kısımları zorlanıyordu.

Big Boy.

Saçmalama.

Kabul et ya da etme. Öyle.

O da gözlerini benim üstümde gezdirdiğinde kendime gelmiştim.

Şükür.

Sus.

"Hala üşüyor musun?" Dedi bana yaklaşarak. "Yok. Şey, teşekkür ederim." Yanıma geldiğinde beni kolumdan tutarak şöminenin yanındaki mindere oturttu.

"İzin verirsen sana sarılacağım." Dediği an ona gözlerimi büyüterek ona dönmüştüm.

"Bana sapıkmışım gibi bakma prenses. Isınman için dedim ki, öyle olmasa bile mühürlüme sarılmak isterim." Diyerek kendini açıkladı.

Mühür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin