14. "Benimsin, bir başkasının değil."

2.1K 136 12
                                    

Yeni bölüm +60/65 oydaaa ♡♡

BORİS;

"Ne demek, bilmiyoruz!"

Saatlerdir köye yapılan yağmayı konuşuyoruduk.

"Kim yaptıysa arkasında hiç iz bırakmamış, Alfa." 

Komutanın dediği ile sinirlerim tavan yaptı. Nasıl olur da kimse küçücük bir köye saldıranı göremezdi?

"Onu bulacaksınız, bu bir emirdir."

Sinirli olmama rağmen sesim öylesine sakin çıkmıştı ki hepsinin yüzündeki şaşkınlığı kolayca seçebiliyordum. Sesimin soğukluğu da aynı şekilde çok fazlaydı.

O sıra gözüm duvarda asılı olan saate kaydı, 20:40. Akşam 9'da mühürlümü alacak ve meydanda düzenlenmesini istediğim şenlikte tanıtacaktım.

20 dakikanın kalmış olduğunu görünce sinirimi bir an önce dindirmem gerekiyordu ki, eşim feromanlarımı sezmesin. Belki de hiç sezemiyordu ancak eğer yapabiliyorsa, acilen sakinleşmeliydim.

"Toplantı bitmiştir." Diyerek hızla kapıdan çıktım.

Toplantı odası hiçbir bilginin sızdırılmaması adına büyüler ile tılsımlanıp korunmuştu. Bu sayede ne dışarıdaki bir kimse içeriyi ne de içerideki bir kimse dışarıyı hissedip kokusunu duyabilirdi.

Odadan çıktığım an delirdiğimi an ve an hissettim. Zira Prenses'imin kokusu burnuma dolanıyordu. Belki de onu özlediğimden kokusunu duymak istiyorumdur ve bu nedenle beynim bana bir tür oyun oynuyordur.

Odama çıkarken koku daha da yoğunlaştı. Ve kapıyı açtığımda gözlerimi kapatma isteği ile dolup taşmama rağmen kapatmadım. Çünkü gözlerim herkesi kıskandıracak güzellikteki birine çarptı.

Buradaydı.

Benim odamda.

Benim yatağımda.

Benim yatağımın hemen üstünde.

Güzel sesi kulaklarıma ulaştı.

"Selam," Diyerek ayağı kalktı. "N'aber?"

Dalga mı geçiyordu o benimle?

Ne alakası var, alt tarafı daşşak geçiyor.

Belkide sen bana oyun oynuyorsundur.

Emin ol, eğer oyun oynasaydım o şu an giyinik olmazdı ve çok daha farklı bir konumda, çok daha farklı şeyler yapıyor olurduk.

Tanrım, aklıma şöyle şeyler sokmayı kes. Olan hem sana hem bana oluyor.

İşin ucunda ben de olmasam, kesinlikle susmazdım.

"Boris? İyi misin?"

Sesiyle kendime geldim. 

"İyiyim Prenses de, senin bu güzel ve ani gelişini neye borçluyuz acaba?"

Kıkırdadı. Ah, şu gülüşü yok mu, kurdun başını alıp kayboluyordu.

"Kardeşlerimle kısa bir tartışma yaşadık, klasikti tabii ama senin yanına gelmek varken sarayda durmak istemedim."

Dudaklarını hafifçe büzdüğünde ben de sırıttım.

"Öyle mi? Buna üzülsem mi sevinsem mi bilemedim, şimdi."

Dediğimde tekrar kıkırdayıp bana yaklaştı ve kollarını bana sarılmak için kaldırdı.

Burnumdan kısaca gülüp, "Gel bakalım," diyerek ellerimi beline yerleştirdim.

Mühür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin