24. Geçmiş Acıtırdı Da Bazen

279 41 2
                                    

Bölümü yazalı biraz oluyor ama nedenini anlamadığım bir şekilde paylaşamıyordum. Şimdi denk geldim o yüzden geç de olsa atıyorumm. 🩷

Oy vermeyi unutmayın 🥹🩷

———

"Konuş."

Boris'in otoritel ses tonu yer edinmişti az önceki yumuşak tonunun ardından. Nico bağırarak geldikten sonra Matt Boris'e seslenerek onu dışarı çağırmıştı.

Şimdi önümde gerçek bir Alfa görüyordum. Lakin bana daha önce hiç bu yüzünü göstermemişti. Daha çok yumuşak ve sakinken şimdi karşımda başkalarına karşı ki bunlar onun en yakın arkadaşları bile olsa sert, sinirli ve bir o kadar da otorite sahibi bir Boris görüyordum.

Elbette ki buna benzer bir profili vardı bende. Sürüsüne karşı. Fakat asla bu kadarını tahmin etmemiştim. Hayır, söz geçirmek için veya egolu olduğundan değildi. O, gerçekten sinirliydi. Benim önümde ilk defa.

"Uras Sürüsü konseye geldi." Diye bir başlangıç yaptı Matt.

"Ve pek de hayra değil bu gelişleri." Nico'nun kendince yaptığı yorumunu ikisi de takmadı.

"Sebebi?"

Matt gözlerini bir an bana değdirdi. Göz göze geldiğimiz gibi de çekti. "Onun için."

Boris'in gerilen sırtı ve kımıldayan omuzları sinirlendiğinin belirtileriydi. Daha ne kadar sinirlenebilirdi bilmiyorum ama bir gün karşımda onu böyle görsem pek de rahat olamazdım muhtemelen.

"Ne demek onun için?" Sert nefeslerini duydum. "Düzgün cümle kur Matt."

"Uras Sürüsü Luna'nın başka bir ırktan olmasını desteklemiyormuş. Bu yüzden de itiraza gelmişler."

Irkçılık!

Kısa bir sessizliğin ardından Boris bana döndü. Beklediğimin aksine sinirli veya kaşları çatık değildi. Az önce nasılsa şimdi de öyleydi. Sakin.

Ellerini kollarıma koyup gözlerime baktı.

"Güzelim," bu ses tonunu biliyordum. Bir şey söyleyecekti ve itiraz istemiyordu. "Sen içeri geç istersen, ben de birkaç saate hemen geleceğim."

"Ben de geleyi-"

"Seni oraya götüremem." Lafımı bile tamamlayamamıştım.

"Güçsüz olarak mı görüyorsun sen beni?" Kaşlarım istem dışı çatıldı.

"Tabii ki hayır fakat-"

"Fakat ne? Senin gücünde değilim diye mi?"

Gayet de güçlüydüm. Kendimi savunabilirdim. Hiçkimse beni küçümseyemezdi.

"Kendimi savunamayacağımı mı düşünüyorsun?"

"Onunla ilgisi olmadığını ikimiz de biliyoruz. Kaldı ki güçlü olmana bile gerek yok, yanında ben varım ama seni oraya götüremem." Uzlaşmacı yaklaşımı ve yumuşacık sesi benim onun sözünü dinlemem içindi.

"Bak," derin bir iç çekti ama hayır bu sabır dilemek gibi değil de daha çok söyleyeceği şey için cesaret toplamak gibiydi. Ne?

"Daha önce hayatımda olan tek değerlimi koruyamadım." Burnundan soluyordu fakat öfkesi bana değildi...Sustum, bundan sonra söyleyeceği şey için kendimi hazırlamaya çalıştım.  "Şimdi ise hayatıma sen, bir güneş gibi doğdun ve benim geriye kalan hayatımın en değerli parçası oldun."

Yutkundum. Ne demekti bu?

"Aynı hatayı tekrar yapmayacağım." Gözleri... bana öyle bakıyorlardı ki. İçim gidiyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mühür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin