11. Gurur (2/2)

2.1K 189 11
                                    

YENİ BÖLÜM +40 OYDAAA ♡♡♡

Alnı alnımdayken yavaşça fısıldadı, "ileri gidersek kendimi tutamam..."

İleri gidemezdim, her ne kadar istesem de yapamazdım. Henüz ona tamamen alışamamışken ve ilkim olacakken buna bu kadar kolay ve çabuk izin veremezdim.

Anlını yavaşça geriye çekti ve gözlerimin en derinine baktı. Beni gördü. Hislerimi, duygularımı, kararsızlıklarımı ve sınırlarımı.

Dudaklarımın üstüne son bir öpücük kondurup benimle birlikte ayaklandı. Sanki üstünde ben hiç yokmuşum gibi hareket ediyordu. Asla yavaşlamıyor, takılmıyordu.

Onun ayaklanmasıyla iki yanına doğru yer edinmiş bacaklarımı beline doladım. Başımı boynuna koyarken bir yandan da kollarımı iyice sardım ona. Ona çekilmemin nedenini mührümüze bağlıyordum zira kafayı yerdim yoksa.

Nereye gittiğimizi bilmiyordum ama o yanımda olduğu sürece de pek bir önemi yoktu. Merdivenlerden çıkarken duvara yaslanmış bir diresuarın üstündeki saate kaydı gözlerim. 23:10.

Kendi odasına girmişti ama hemen ardından odanın içerisinde varlığını tam şu an öğrendiğim başka bir odaya daha girdi.

Kafamı kaldırıp etrafa baktığımda buranın giyinme odası olduğunu kavradım.

"Neden buraya geldik?" Diye bir soru sorduğumda bana göz ucuyla bir bakıp önüne döndü ve bir dolabın kapağını açtı.

"Üstündekilerden haberin var mı? Ya da bu halde beni nasıl delirttiğinden?" Dediğinde dona kalmıştım.

Çünkü beni tek koluyla bir bebek tutar gibi popişimin hemen altından tutuyordu.

Elbisemin etekleri kolunun üstünden geçiyordu.

Kolu bana değiyordu...

Yanaklarıma ateş oturunca başımı farklı bir tarafa çevirdim.

Açtığı dolaptan birkaç şey aldığını çıkan seslerden anlıyordum.

Yatak odasına geri döndüğümüzde beni kırılabilecek bir oyuncak bebek gibi yatağa dikkatlice bıraktı. "Al bakalım," dedi elindeki koyu lacivert takımla.

Elime verdiği lacivert kısa kollu tişörte ve yine lacivert eşofmana baktım. Bunları giymeyi çok severdim ama hiç giyemezdim, Peri Krallığı ve kuralları. Tahta çıktığım an bu kalıplaşmış şeyi ortadan kaldıracaktım. İsmi duyulan perilerin eşofman giyememesi ne kadar da saçmaydı böyle. Kim bu şahaneleri giymek istemezdi?

Değil mi?

Onun elinde ise bana verdiği takımın siyahı vardı.

Bir anda, tek hamlede, tek seferde üstündekinden kurtulduğunda neye uğradığımı şaşırmıştım. Tamam yapılı, kaslı vicutlar görmüştüm ama onunki...

Yani bu...

Farklı bir boyun hani anlatabildim mi?

Ben ona öyle bakmaya devam edince o tişörtünü dirseklerinden geçirecekken bana baktı. "Ne o? Hoşuna mı gitti yoksa?" Dedi olağanüstü bir imayla.

"Ne? Ne alaka be!" Diyerek durumu kurtarmaya çalıştım. 

Tişörtü dirseklerinden çıkararak kenara fırlattı ve iki elini benim iki yanıma koyarak üstüme eğildi. Yutkundum.

"Eğer gizli bir iş yapacaksan çaktırmaman gerekir ama konu sen veya ben değil, biz isek, bunu istediğin gibi dile getirmelisin. Utanmamalısın." Sesi... Tanrım, Sesi ve o güzel sesiyle kurduğu cümleler... Beni delirtmek istiyordu galiba.

Mühür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin