20. Mühür

942 84 9
                                    

Oy vermeyi unutmayınnnn🥹

Gözlerimi araladığımda saat yine çok erken olmalıydı diye geçirdim içimden. Ne zaman uyansam saat 6'yı geçmezdi.

Uyku mahrumluğum kısa sürede üstümden uzaklaştığında ancak kendime gelebilmiştim. Başım onun sert göğsündeydi ve ben kendi yatağım dışında hiçbir yerde rahatça uyumayı bırak gözümü kapasam bile uyanık olurken onun yatağında, onun yanında hayatımın en huzur dolu gecesiyle en rahat uykumu almıştım.

Benim sorunlarımın çıkışı oydu. Ve bu gidişle de hep o olacaktı. Bundan, daha önce hiçbir şeyden emin olmadığım kadar çok emindim ki benim her hareketim emin oluşlarımlaydı. O ise bütün kanun ve kurallarımı aşarak şimdi yanımdaydı. En somut haliyle.

Dün geceden itibaren ben onun ve o da benimdi.

Boynumdaki sızı beni tekrar hayata geçirirken hafızam geriye gitti. Isırmış mıydı o beni? Sanırım kurtlarla ilgili böyle bir şey hatırlıyordum, sanırım. Eşlerine ne için bir ısırık veriyorlardı onu hatırlamıyordum fakat bu bir bağlılık mıydı acaba?

Tanrım, ne diye şu ırk derslerini dinlememiştim ki! Neyse ne, Boris nasıl olsa sorduğumda anlatırdı. Irk dersime giren Clorie Hocama koca bir kapak yapmak istemiştim o an içten içe.

Başım Boris'in boyun girintisinin biraz altında göğüsündeyken tek kolum onun beli ile göğsü gibi bir yerden ona sarılıyordu. Onunsa tek eli benim belimdeyken diğeri sırtımdaydı. Her an kaçabilirmişim gibi sarmalamıştı beni. Tıpkı kundaktaki bir bebek gibi hissediyordum şu an kendimi.

Kanatlarımın hemen üstünde onlara baskı yapmadan sarılmıştı bana. Bu, o kadar ince bir hareketti ki benim için... Genel olarak ailemdeki kimse kanatlarıma özen göstermezdi. Ben uyarmasam kanatlarımın farkına varmayacak gibilerdi.

Onlarınki benimkilerden çok daha küçük ve güçsüzdü bu yüzden hep kardeşlerim beni dışlarlardı ancak zaman geçtikçe bunun farklılığımdan değil kıskançlıklarından olduğunu anlamıştım. Onlar ben olmak istiyordu ve bunu gizlemiyorlardı.

Hiçbirinin yapamadığı ve yapamayacağı hızlı, kıvrak geçişler yapabiliyordum. Ayrıca kavisleri de hiç zorlanmayarak hızla geçip ilerliyordum. Akademide her sene düzenlenen yarışlara katılıp kazanırdım, ancak ailem asla beni tebrik etmezdi. Sadece... bir tek abim beni desteklerdi. Zamanında. Ryan abim...

Biz krallıkta abilere apar ablalara kuyrik derdik. Ryan aparım beni her zaman destekleyip kollamıştı. Ne zaman kral ve kraliçeyle kavga etsek benim yanımda olurdu. Ailem ona baş kaldıramazdı. O bir peri değildi, biniciydi.

Aileler birbirlerine kan bağı ile bağlanmazdı, yaratıldıktan sonra annenin rahmine konar ve öyle dünyaya gelirdi. Biz peri halkı olarak daha çok cadı, binici ve peri olarak dünyaya gelirdik. Kraliyette ise hep peri soyundan ilerlenirdi ancak aparım bir ilkti. Bunu bir lanet olarak görmüşlerdi. Onu öldürtmüşlerdi. Hep de bir komplo ile. Kraliyet buna karşı çıkmamış aksine yardım etmişti. Ben dünyanın diğer tarafındaki peri kabilelerini ziyarete gittiğim sırada gerçekleşmişti bütün bunlar.

Yüreğimi yine o tanıdık sızı kapladığında ölecek gibi hissettim ve yanımdaki adama baktım. Uyuyordu, çok güzeldi. Güzel kelimesi sadece kadınlara veya manzaralara kullanılmamalıydı. Güzel, güzeldi işte. Ki o zaten benim en güzel manzaramdı. Onu hiçbir şeye ve kimseye değişmezdim.

Mühür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin