4. Bölüm

84 7 30
                                    

Kendinizi bölümün akışına bırakın arada bir nefes alın.


Birkaç tur daha koşu daha yapmaya karar vermiştik. Herkese sormuş,onayını almıştım. Bu durumda rahattım. Dokuz tur daha koşu yapacaklardı ve sonrasında poligona gidecektik. Onların atışlarını görmek istiyordum. Bu şekilde bir göreve gidersek onları tanıdığım için rahatça görev dağıtabilirdim. "Dağıtabilirdik." Sonuçta artık Kerem yüzbaşını da kabullenmiştim.

Dokuz turluk koşunun ikinci turuna geldiklerinde bende onlara katılmak istedim. Hem biraz açılmış olurdum. Yanlarına değilde en sonlarına geçme kararı aldım. Onları daha rahat görebilirdim artık hemde kontrol etmek amaçlı en arkalarına geçmiştim. Dokuz takıntım olduğu için önümde bir kişi daha varmış gibi koşmaya başladım.

"Kerem" yüzbaşı da bu garipliği fark etti ama ağzını açıp tek bir şey dahi demedi. Sadece dikkatli bir şekilde beni süzdü. Ben gözlerimi ondan çekip time ayak uydurmaya çalışırken onun bakışlarını ağırlığını hissedebiliyordum. Arkasında olduğumu yeni fark eden tim ara sıra dönüp bana baktı. Onlarda neden aralarında bir insanın girebileceği bir boşluk bıraktığımı anlayamadılar.

Yavuz hariç, Mete,Merih,Kumsal,Işıl,Aslina ve Doğa ara ara arkalarını dönüp bana bakıyorlardı. Diğerleri hariç dikkati önünde olan Yavuz konuşmaya başladı.
"Komutanım, bakıyorum da siz de bize katılmak istemişsiniz?"dedi sorarcasına. Onun bu denli dikkatli oluşu beni sevindirdi.

"Eh biraz öyle oldu. Bende aranıza katılmak istedim. Sonuçta yüzbaşıyız diye koşmayacağız diye bir kural yok ya değil mi?"dedim.

Hepsi "Tabii ki komutanım."dediler ve önlerine döndüler. Daha sonra bütün dikkatimi koşuya verdim. Üç,dört,beş... Tur derken turlar bitti ve herkes sıraya dizilip asker selamı verdiler. Konuşmama fırsat vermeyen Kerem hemen söze atıldı.

"Evet,ısınma hareketlerinizi yaptınız. Şimdi sizi atışlarda görmek istiyoruz. Sonuçta eline silah verdiğimiz insanların atış özelliklerini bilmek hakkımız."dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Biz de arkasından ilerlemeye başladık.

Poligonun oraya geldiğimizde herkes kendine yer buldu. Ben Yavuz'un başına geldim. Onun atışlarını izlemek istiyordum. Bu çocuk kesinlikle sıkı bir eğitim almıştı. Herkes ilk atışlarını yapmak için silahlarını seçti,yerlerini alıp silahlarını düzeltti ve sıkmak için emir almayı beklediler.

"Ateş!"diye bağırdım ve 7 silah sesi duyuldu. Tabii ki de atışı sayısı belliydi. Dokuz...

"Kerem sen Mete, Merih, Doğa ve Işıl'ın atışlarına bak bende Kumsal, Yavuz ve Aslina'nın kine bakayım olur mu?"

"Olur."diye kısa bir cevap verdi ve işine döndü. Mete'nin yanına geçti ve onun atışlarına baktı. "Biraz daha kenardan vursaydın tam on ikiden vuracakmışsın ama kaçırmışsın."dedi ve Merih'in yanına geçti. Ben ise sadece onu izliyordum ve neden izlediğimi dahi bilmiyordum.

"Aferin,tam on iki değil ama yine de kafadan vurmuşsun."dedi ve Işıl'ın yanına geçti. "Kaçırmışsın."diye kısaca bir açıklama yaptı ve en son olarak Doğa'nın yanına vardı. Doğa ve Yavuz yan yana yatmıştı. Ben hâlâ onu izlerken o işine bakmak haricinde bir şey yapmıyordu. Doğa'ya eğilmeden önce gözleri bana kaydı ama çok bakmadan hemen geri çekti.

Doğa'nın atışını inceledi. "Aferin,tam on ikiden."dedi ve geri kalktı. "Yazeh açıklamalarımı duydun, bir şey soracağım. Neden atışlarla ilgilenmek yerine beni izliyorsun?"diye sordu.

"Bende bilmiyorum."dedim. Hemen Yavuz'un başına geldim ve atış yaptığı yere baktım. "Aferin tam on ikiden."deyip Kumsal'ın yanına geçtim. "Aferin tam on ikiden."dedim ve Aslina'nın yanına gittim. "Kaçırmışsın."dedim. Kerem de beni izliyordu. Ona baş selamı verme gereği duyduğumda Kerem "Evet,yeter askeriye gidiyoruz."dedi ve en önden yürümeye başladı. Bende arkasından giderek yanına ulaştım. Dokuz atış yapmadığımız için sinirlenmiştim.

VATANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin