Ana hesabımda kurgusu daha düşünülüp yazılan kitaplarım var. Burada bir derinlik aramayın ya da yazım tarzımda ağdalı bir dil aramayın. Nasıl yazdığıma dönüp de bakmıyorum bile zaten. Neyse bu kadardı. Keyifli okumalar öptüümm
Main hesabımı merak eden özelden yazabilir ^^ (üç okurum var zaten...)
Bora Duran- Sen de Gidersen
~~~
"Olmadı." Dibimden gelen sesle yanaklarımı şişirip kulağımdaki kulaklığı çıkarttım hızlıca. Saatlerdir işkence çekiyordum resmen. "Baştan alalım." dedi umursamaz bir şekilde.
Tabii oturduğu koltukta keyif çatarken her şey mükemmel görünüyor olmalıydı. Tek olayı bana eziyet etmekti.
"Yoruldum." diye söylendim bıkkın bir şekilde. Ardından kulaklığı yanındaki küçük sehpanın üzerine fırlatıp saçlarımı düzetmiştim. "Sen de hiçbir şeyi beğenmiyorsun Kutay."
Omuz silkti. Ne kadar yorulduğum umurunda bile değilmiş gibi davranıyordu. Dudakları arasındaki sigarayı küllüğe bastırıp söndürdükten sonra ayaklandı ve benim çıkarttığım kulaklığa doğru ilerletti adımlarını. Kulaklığı eline aldıktan sonraki ilk adımı ise ben olmuştum. Belli ki bu eziyet, o istemediği sürece sonlanmayacaktı.
Kulağımın içinde baskısını hissettiğim kulaklıkla yanaklarımı şişirdim ve bıkkın bir ifade ile dibimdeki adama baktım. Yine umursamadı. Bana doğru attığı adımlarını gerisin geri atıp kalktığı koltuğa geri oturdu ve önündeki dosyalarla ilgilenmeye devam etti.
Diretmemin bir mantığı olmadığı için ben de önüme dönüp karşımda duran kağıtlara baktım hızlıca. Burada yazan şeyden farklı bir şey yapmıyordum. Madem burada yazılanlar doğruydu, ben neden bir şeyleri beceremiyordum? Ya da ben beceriyordum ama az ötemde gevşek bir şekilde oturan adam benimle eğlenmek istiyordu, bu da bir ihtimaldi.
Saatlerdir saçma sapan bir şarkıyı söylemeye çalışıyordum. Aslında saçma sapan olan şarkı da değildi. Saçma sapan olan şey, Kutay'ın hiçbir şey beğenmemesiydi. Madem ki sesimden bu kadar memnuniyetsizdi neden benden şarkı söylememi, ona yardımcı olmamı istemişti ki?
Bundan tam dört saat öncesinde konuştuğumuz şeyler aklıma geldiğinde yanaklarımı tekrardan şişirip kendimi nefessiz bırakmaya çalıştım. Dershaneden çıkıp bir kafeye geçmiştik ve Kutay tüm şartlarını bana anlatmıştı, benden de şartlarımı aldıktan sonra ortada buluşmamızla ise masadan kalkmıştık. Şu an resmi olarak (!) sevgiliydik ve bu sadece ikimizin arasında kalması gereken bir sırdı. Burada bir sorun da yoktu zaten, ikimiz de ortak olarak aynı taleple gelmiştik. Sorun tam olarak bugün için verdiğim sözde başlıyordu.
Kutay, onun için vokallik yapmamı istemişti. Hatta birlikte bir yarışmaya katılacağımızı, ilk isteğinin bu olduğunu söylemişti. Bu isteğini sorun etmemiştim çünkü sesim güzeldi ama bu adamın bu kadar gaddar olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti. Aynı şarkıyı yüzüncü kez tekrar ediyordum, önümdeki notlarda yazan her şeyi uyguluyordum ama asla beğenmiyordu. Sürekli olmadı diyerek beni durdurup baştan başlatıyordu ve bu durumdan gayet memnundu.
"Duvarımdaki sanat eseri çok dikkatini çekti sanırım." Sol tarafımdan gelen alaylı sesle kafamı o yana doğru çevirdim hızlıca. Kutay, hemen dibimde durmuş, kafasını hafifçe eğmiş, karşı duvardaki saçma sapan karalamalara bakıyordu. "Ama işimiz var, hızlı olursan sevinirim. Daha ders çalışacağız biliyorsun."
"Ne dersi ya?" diye sordum isyankar bir şekilde. Bana bu şekilde eziyet ettikten sonra bir de matematik mi çalıştıracaktı? Gerçekten kalbi yoktu. "Yoruldum ben, evime gideceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAKAYLA KARIŞIK AŞK | TEXTİNG
Short Story0534...: Ne demiş Sezen Aksu? Mina: Ne demiş? 0534...: Sen her şeyi böyle soracak mısın? Mina: Evet 0534...: Sorma.